"Açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında bir yaşam; insan hakları ihlalidir"
TEÇ-SEN Genel Başkanı ve Devlet Memurları Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ümit DEMİREL "Bizler, bu ülkenin omurgasını oluşturan, alın teriyle çalışan ve emek veren insanlarız. Ancak, yıllardır süregelen ekonomik adaletsizlikler ve yetersiz maaşlar nedeniyle, artık dayanacak gücümüz kalmadı!" dedi
Devlet Memurları Konfederasyonu ve TEÇ-SEN olarak ; Memurlar ve emekliler olarak, yoksulluk ve açlık sınırında yaşamaya mahkûm edilmemize karşı sesimizi yükseltmek için 3 Temmuz 2025 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı Önünde "Adil Ücret, Onurlu Yaşam" talebiyle eylemde olacağız.
Bizler, bu ülkenin omurgasını oluşturan, alın teriyle çalışan ve emek veren insanlarız. Ancak, yıllardır süregelen ekonomik adaletsizlikler ve yetersiz maaşlar nedeniyle, artık dayanacak gücümüz kalmadı!
Yeter Artık!
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, yoksulluk ve açlık sınırında yaşamaya mahkûm edilmesi asla kabul edilemez! Bizler, onurlu bir yaşam sürme hakkına sahibiz. Hiçbir insan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak bir yaşam sürmek zorunda değildir. Bu durum, bir insanlık ayıbıdır! insanlık suçudur!
Gerçekler Acı!
Ülkemizdeki gerçekler, yoksulluk ve açlık sınırının ne denli ciddi bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır. 17 milyon emekli, 20 milyon asgari ücretli çalışan açlık sınırının altında yaşamaktadır. Ayrıca, 5 milyon Memur yoksulluk sınırı altında çalışmaktadır. Bu rakamlar, hükümetin ekonomik politikalarının başarısızlığını ve toplumun büyük bir kesiminin yok sayıldığını açıkça göstermektedir. Bizler, bu adaletsizliğe karşı durmak için eylemdeyiz!
Eğitimdeki Sorunlar
Eğitim alan öğrenciler beslenme sorunu ile karşı karşıya kalırken, üniversitede eğitim gören gençlerimiz barınma, beslenme ve gelecek kaygısı ile psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Evlilik maliyetleri 1 milyon liraya ulaşmış durumda ve bu durum gençlerimizin evlilik hayallerini yok etmektedir. Ayrıca, bebek bakım maliyetleri hız kesmeden artmakta, genç ailelerin üzerindeki ekonomik baskıyı daha da artırmaktadır. Ekonomik programlar, enflasyonu durdurmaya ve düşürmeye yetmemekte, bu da toplumun her kesimini derinden etkilemektedir.
Başarısızlıklar
Tasarruf, üretim, bilim, teknoloji ve yapay zeka konusunda başarılı olamamak, ülkemizin geleceğini tehdit eden bir durumdur. Gençlerimizin potansiyelini kullanabilmesi için gerekli destek ve imkanlar sağlanmadığı sürece, bu sorunlar daha da derinleşecektir. Bizler, bu adaletsizliğe karşı durmak için buradayız!
Adalet İstiyoruz!
Yoksulluk sınırının altında kalan maaşlarımıza, insanca yaşama koşullarına ve adil bir gelir sistemine acilen ihtiyaç var! Hükümetin, bu sorunları görmezden gelmesi, bizlerin yaşam standartlarını daha da düşürmektedir. Bizler, 15 yıldır uygulanan ve bugünlerin mimari olan "Enflasyon kadar artış!" yani sıfır zamları asla kabul etmiyoruz.
"15 yıl boyunca sıfır zamlara imza atan parti sendikalarının 8.dönem Toplu sözleşme masasında yine sıfır zamlara imza atacağından zerre şüphemiz yoktur."
Birlikte Güçlüyüz!
Bugün burada, yalnız olmadığımızı biliyoruz. Birlikte hareket ettiğimizde, sesimizin ne kadar güçlü olduğunu gösterebiliriz. Yoksulluk ve açlık sınırına karşı birlikte duracağız! Hükümete sesleniyoruz: Bizler, haklarımızı savunmak için 3 temmuzda maliye bakanlığı önünde olacağız ve bu mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz!
Devlet Memurları Konfederasyonu olarak; Yoksulluk ve açlık sınırına itiraz ediyoruz! Adil ücret, onurlu yaşam ve ekonomik adalet talep ediyoruz!
Bizler, bu ülkede yaşamaya değer bir hayat istiyoruz.
30/06/2025
