İşsizlikte tarihi zirve görüldü
Ülke, günden güne derinleşen kriz ortamında Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsizlik oranını deneyimliyor. Haziran ayı işsizlik verileri tablonun ciddiyetini gözler önüne serdi. Buna göre ülkedeki her 3 kişiden 1’i işsiz.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayına ilişkin işsizlik verilerini açıkladı. Buna göre haziran ayında dar tanımlı işsizlik, bir önceki aya göre 52 bin kişi artarak 3 milyon 47 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 32,9 olarak gerçekleşti. Mayıs ayında bu oran yüzde 31,1 idi.
13 MİLYON KİŞİ İŞSİZ
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) da geniş tanımlı işsizlik raporunu açıkladı. DİSK-AR, raporunda, geniş tanımlı işsiz sayısının son bir yılda 1,6 milyon kişi arttığını kaydetti. Dar tanımlı işsizlik ile geniş tanımlı işsizlik arasındaki uçurumun derinleştiği ifade edilen raporda, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısının Haziran 2025’te 13 milyon 383 bin kişi olarak gerçekleştiği belirtildi. Böylece TÜİK’in 3 milyon 47 bin kişi olarak açıkladığı dar tanımlı işsizlik ile DİSK-AR’ın hesapladığı geniş tanımlı işsizlik arasındaki nüfus farkının 10 milyondan fazla olduğu ortaya kondu.
Dar tanımlı işsizlikteki artış benzer seyirde ilerlese de geniş tanımlı işsizliğin katlanarak arttığı vurgulanan raporda şu ifadeler yer aldı: “Haziran 2023’te 3 milyon 228 bin olan dar tanımlı işsiz sayısı Haziran 2024’te 3 milyon 253 bin, Haziran 2025’te ise 3 milyon 47 bin oldu. Dar tanımlı işsizlik her ne kadar benzer seyirde izlemiş olsa da geniş tanımlı işsizlik bu dönemde tırmandı. Haziran 2023’te 9 milyon 151 bin olan geniş tanımlı işsiz sayısı Haziran 2024’te 11 milyon 740 bine ve Haziran 2025’te 13 milyon 383 bine yükseldi. Böylece dar tanımlı ve geniş tanımlı işsizlik arasındaki makas hızla açıldı.”
İşsizlik ülke genelinde alarm veren boyutlara ulaşırken ekonomistler de “Tablo hiç olmadığı kadar vahim ve ürpertici” değerlendirmesinde bulundu.
EKONOMİST MUSTAFA SÖNMEZ: DÜNYADA BİR BAŞKA EMSALİ YOK
“Geniş tanımlı işsizlikte yüzde 32,9 gerçekten tarihi bir rekor. Hiç olmadığı kadar yüksek bir işsizlik oranından söz ediyoruz ve böylesine bir oran da şu anlama geliyor: İnsanlar iş bulma umutlarını yitirdikleri için iş aramıyorlar artık. Atıl işgücünü oluşturan nüfusu 13 milyon 400 bin kişi olarak ilan ettiler. Bu nüfusun 3 milyon 47 bini dar tanımlı işsiz nüfus. Yani şunu demek mümkün ki bugün 10 milyona yakın insan geniş tanımlı işsiz nüfus kapsamında. Ben böyle bir tablonun dünyada emsalinin olduğunu düşünmüyorum. Artık nüfus genelinde beklenti giderek kötüleşiyor. İnsanlar çalışmaya hazır ancak iş bulma umudunu yitirmiş durumda. Bu nüfusun bir kısmını da çalışabilen genç nüfus oluşturuyor, onları da aslında çalışmamaya iten ücretler. Üniversite mezunu insanlara iş tekliflerinde asgari ücret sunuyorlar, onlar da bu ücreti çalışmaya değer görmüyorlar. ‘Asgari ücretle çalışıp ne yapayım, bu ücret neye yetecek, nasıl yaşayabileceğim? Niye çalışayım ki?’ diye düşünüyorlar ve bu nüfus da karşımıza şu kategorileri çıkarıyor: ev kadını- ev erkeği. Yani, işgücünde olabilecek nitelikte ancak işgücüne dahil değil. Bütün bu tablo da kelimenin tam anlamıyla ürpertici. Emek nüfusu bakımından bu kadar avantajlı bir ülkede nüfus eve tıkılmış durumda. Bu da ülkenin ‘varlık içinde yokluk’ çektiğini gösteriyor aslında. Tarım ve turizm sektörlerindeki sıkıntılar da aslında mevsimsel olarak istihdam sağlayan bu işkollarında bile bu sene gerekli istihdam talebinin oluşmadığını ortaya koyuyor.”
DOÇ. DR. SELİN PELEK: KAMUDA TASARRUFUN ETKİSİ BÜYÜK
“Geniş tanımlı işsizlikteki bu artışın nedenlerini dört başlıkta incelemek mümkün. İlk neden turizmdeki kriz. Sektöre yönelik istihdam talebinde, son olarak haftalık tatil izninin kaldırılmasıyla da birlikte, ciddi bir düşüş var. Talep düşüklüğü, turizm içinde sektörel bazda ciddi sıkıntılar yaratıyor. İkincisi eğitim işsizliği. İstihdam, üniversiteden mezun olan nüfusu karşılayamıyor. Yani, işgücü piyasası eğitimli nüfusu absorbe edemiyor. Üçüncü neden işgücündeki kadın nüfusu. Kadınlar iş arıyor ve bulamıyorlar. Eğitimli kadın nüfustaki işsizlik de hep cinsiyet bazlı erkeklerden oldukça yüksek seyrediyor. Bu da elbette geniş tanımlı işsizliğe yansıyor. Son başlık ise kamudaki tasarruf. Kamuda tasarruf paketinin uygulamaya konması ve devamında her sene yapılan kamuya iş alımlarının kesilmesi veya ciddi oranda azaltılması, elbette işsizliği de yaygınlaştırıyor. Bu dört ana başlığın toplam etkisi de aslında böyle bir tabloyu çıkarıyor ortaya.”