Memur-Sen: '4+4+4' uzun süre, lisans eğitimi 3 sene olacak
Genel Başkanımız Ali Yalçın, Türkiye’de 2012 yılından itibaren uygulanan “4+4+4” zorunlu eğitim sistemine ilişkin, “Bu konuda yürüttüğümüz geniş kapsamlı saha araştırmamızın sonuçları, Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarına ulaştırılmış ve bu konuda saha beklentileri kamuoyuna yansıtılmıştır. Sonuç olarak 4+4+4 zorunlu eğitimde yapısal dönüşümün zorunluluğu esnek bir ortaöğretim modelini de beraberinde getirecektir.” dedi.

Eğitim-Bir-Sen tarafından yürütülen ve sonuçları temmuz ayında kamuoyuna duyurulan Türkiye’de 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemi’ne Yönelik Saha Araştırması’nın sonuçları kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu tarafından eğitim süreçlerinin süre ve sistem yönüyle değiştirilmesi gerektiğine dair açıklamalar da kamuoyuna yansıdı. 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne sunulacağı, lisans eğitiminin ise 3 yıla düşürülmesine yönelik mevzuat hazırlığı yapıldığı bilgisi de paylaşıldı.
Genel Başkanımız Ali Yalçın, basın mensuplarının konuya ilişkin sorularını genel merkezde düzenlediği basın toplantısında yanıtladı.
Zorunlu eğitim sistemine yönelik tartışmaların, geniş katılımlı platformlarda ele alınmaya devam ettiğini ifade eden Yalçın, SETA, Maarif Platformu, TEDMEM, Enstitü Sosyal gibi kuruluşların konuya ilişkin çalışmalarını kamuoyuna açıkladıklarını hatırlattı.
Eğitim-Bir-Sen olarak “Türkiye’de 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemi’ne Yönelik Saha Araştırması” adını taşıyan geniş kapsamlı bir saha araştırması yaptıklarını ve sonuçlarını Temmuz ayında kamuoyuna açıkladıklarını dile getiren Yalçın, raporun sadece Türkiye’de değil uluslararası kamuoyunda da geniş yankı bulduğunu aktardı.
Saha araştırmasına 81 ilden 36 bini aşkın katılımcıyla yürüttüklerini ifade eden Yalçın, söz konusu çalışmanın, 2012'den bu yana uygulanan zorunlu eğitim sisteminin mevcut durumunu değerlendiren en kapsamlı çalışmaların başında yer aldığını belirtti.
Araştırmaya katılanların 17 bin 762'sinin öğretmen, 7 bin 34'ünün yönetici, 5 bin 415'inin lise öğrencisi ve 5 bin 907 kişinin de velilerden oluştuğunu aktaran Yalçın, "Araştırmanın en dikkat çekici sonucu, zorunlu eğitim süresinin 12 yıl olmasının uzun bulunmasıydı. Öğretmenlerin yüzde 93,8'i, yöneticilerin yüzde 97,1'i, öğrencilerin yüzde 78,5'i ve velilerin de yüzde 78,8'i bu süreyi uzun buluyor ve bu konuda kanaatlerini paylaşıyor. Sürenin, toplum ve çalışma hayatının beklentilerle uyumlu olmadığını düşünenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 75, 2, yöneticilerde yüzde 82,8, veliler de yüzde 58,9. Katılımcıların büyük çoğunluğu uzun eğitim süresinin gençlerin iş hayatına erken atılmasını zorlaştırdığını ve ara eleman bulmayı güçleştirdiğini belirtti. Ayrıca uzun süreli eğitimin okul terki riski taşıdığını ortaya koyuyor. " ifadelerini kullandı.
Araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 83,6'sının, öğrencilerin yüzde 75,9'unun son yılın gerekli olmadığı görüşünü paylaştığını belirten Yalçın, şunları kaydetti:
"Katılımcıların yaklaşık yüzde 90'ı lise son sınıfın, üniversite hazırlık ve kariyer planlama yılına dönüştürülmesi gerektiğini savunuyor. Araştırma, esnek ve modüler ortaöğretim modellerine güçlü bir destek sunuyor. En çok önerilen model ise 3 + 1 yani 3 yıl zorunlu, 1 yıl isteğe bağlı. 2 + 2 yani 2 yıl zorunlu, 2 yıl isteğe bağlı şeklinde iki seçenek bu araştırmada öne çıkıyor. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu bulguların, sistemin süre, içerik ve yapı bakımından yeniden düzenlenmesi ve bir yol haritası oluşturulması konusunda önemli ipuçları sunduğunu düşünüyoruz. Sonuç olarak araştırmamızda elde ettiğimiz bulgular doğrultusunda zorunlu eğitim süresi, toplumun beklentileri ve hayatın gerçekleriyle uyumlu hale getirilmelidir. Esnek ve modüler yapıya sahip ortaöğretim modelleri üzerinde çalışmalar yapılmak durumundadır. Mesleki yönlendirme ortaokuldan itibaren sistematik hale dönüştürülmelidir."
- "Dünya genelinde zorunlu eğitim süresi 9 ile 13 arasında "
Yalçın, TBMM tutanaklarını da taradıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Çeşitli tarihlerde taradığımız yazılı soru önergelerinde, sürenin uzatılmasının yapısal sorunları artırması, sürenin uzatılmasının eğitimi nitelikli hale getirmemesi, uzun sürenin öğrenciler için yük oluşturması, süre artışının erken okul terklerine yol açması, sürenin esnek ve yeniden yapılandırılması gerektiği Kısa ve odaklanmış modellerin geliştirilmesi gerektiği gibi görüşler ifade edildiğini gördük. Bu tutanaklara baktığımızda sıklıkla ortaya konan görüşler, zorunlu eğitimin mevcut yapısının dönüşümüne ilişkin ciddi beklentinin olduğunu gösteriyor. Zorunlu eğitim süresi, toplumsal fayda ve toplumun değişin beklentileri, hızla gelişen teknoloji, yapay zeka gelişmeleri, bilgi temelli eğitimden beceri temelli eğitime dönüşen eğitim sistemleri gibi çeşitli nedenlerle zorunlu eğitim sisteminin dönüştürülmesi bir beklenti olarak önümüzde durmaktadır.
Zorunlu eğitimin süresinin azaltılması yönündeki talepler, her geçen gün dillendirilmeye devam ediyor. Daha kısa ama nitelikli ve bireysel farklılıklara duyarlı bir eğitim modeli hem erken mesleki yönlendirmeye olanak tanıyacak hem de eğitim sisteminin daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlayacaktır.”
OECD ülkelerinde zorunlu eğitim süresinin ortalamasının 10-11 yıl olduğu bilgisini veren Yalçın, "Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde zorunlu eğitim süresi 9 yıl. Dünya genelinde zorunlu eğitim süresi 9-13 yıl arasında değişkenlik gösteriyor. Değişen toplumun beklentileri, çalışma hayatının taleplerini karşılayacak şekilde süre uzun. Aynı zamanda eğitim süresinin uzunluğu öğrencileri çalışma hayatına da hazırlamıyor." dedi.
Ali Yalçın, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in zorunlu eğitim süresine ilişkin bakanlık ön çalışmasını Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne sunacaklarını ifade ettiğini hatırlatarak, “Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere bu anlamda saha araştırmamız tüm kamu kurumlarına ulaştırılmış ve bu konuda saha beklentileri kamuoyuna yansıtılmıştır.” diye konuştu.
- "Sistemin verimliliğini artırmaya vesile olabilir"
Lisans eğitim süresine ilişkin YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın konuya ilişkin açıklamalarını hatırlatan Yalçın, bu çalışmaları da yakından takip ettiklerini söyledi.
Genel Başkanımız Ali Yalçın, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Sonuç olarak 4+4+4 zorunlu eğitimde yapısal dönüşümün zorunluluğu esnek bir ortaöğretim modelini de beraberinde getirecektir. Meclis tutanakları, uluslararası raporlar, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının raporları ve saha araştırmamız, ortaöğretim yapısının bireyselleştirme temelli esnek modellerle yeniden kurgulanmasına yönelik güçlü bir toplumsal destek olduğunu ortaya koymaktadır. Öğrenciler, öğretmenler, okul yöneticileri ve veliler farklı ihtiyaçlara yanıt verebilecek alternatif modellerin aynı sistem içerisinde yer almasını talep etmektedirler. “
Yalçın, konuya ilişkin şunları kaydetti:
“Raporumuzun ortaya koyduğu öngördüğü katkıları şu şekilde ifade edebilirim. Birincisi sistemin verimliliğini artırmaya vesile olabilir. Zorunlu eğitimin 12 yıldan 11 yıla esnetilmesi kaynakların daha etkin ve hedeflere yönelik kullanımını mümkün kılabilir. Okul türleri arasında esnek geçişlerin olması, kapasite fazlası yerine ihtiyaç temelli planlama yapılmasına olanak sağlar. İkincisi bireysel yönelimi güçlendirir. Öğrenciler 11. sınıfın sonunda akademik, mesleki ya da alternatif yönelimlere göre kendileri için yol haritası çizebilirler. Bu yetenek ve ilgi temelli yönlendirmeyi sistemin asli bileşeni haline getirebilir. Üçüncü olarak istihdam ve beceri uyumunu artırabilir. Son yıl doğrudan iş gücüne geçişi hedefleyen öğrenciler için sektörel modüller, kısa sertifika programları ve mesleki yeterlik belgeleriyle desteklenir. Böylece lise sonrası boşluk yılı değil yapısal bir yönelim süreci oluşmuş olur. Döndürcü olarak akademik kaliteye etkisi olabilir. Üniversiteye hazırlık sürecinde yer alan öğrenciler için yapılandırılmış odaklı ve destekleyici akademik içerikler sunulur. Zorunluluktan çıkarılan 12. sınıf bu grubun ihtiyaçlarına göre daha özgür ve etkili şekilde tasarlanabilir. Beşincisi uluslararası uyum artar. OECD ülkeleriyle uyumlu biçimde zorunlu eğitim süresi 11 yıla çekilir. Ayrıca modüler ve kişiselleştirilmiş öğrenme yapıları, UNESCO’nun ‘geleceğin eğitimi’ vizyonu ve OECD’nin “Öğrenme Pusulası 2030’ ilkeleriyle örtüşmüş olacaktır. Saha araştırmamızın verileri ışığında konunun sosyal taraflarla tartışılması, Milli Eğitim Bakanlığının 21. Milli Eğitim Şurası’nı düzenleyerek bu konuyu tartışmaya açmasını son derece önemli buluyoruz. “
Ali Yalçın, sürece ilişkin geniş kapsamlı raporları çalışarak şekillendirmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.