,
#Maaş Zammı

Temmuz zammının iptali davası hangi gerekçeyle açılacak?

KESK, Temmuz'da yapılan maaş zammının iptali davasına ilişkin bir açıklama yaptı.

Temmuz zammının iptali davası hangi gerekçeyle açılacak?

Gazetememur.com olarak, Temmuz zammına dair gelişmeleri takip ediyoruz. KESK ve BASK konfederasyonlarının yanı sıra Eğitim İş Sendikası da dava açacağını belirtmişti. Ancak 3 kurumsal yapı da henüz dava dilekçelerini açıklamadılar.

Ancak, KESK geniş bir açıklama yaparak, açacağı davanın dayanacağı hukuksal temelleri açıkladı.

KESK'in yaptığı ve aşağıda yer verilen açıklamaya göre, 22 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7351 sayılı Kanunun 16. Maddesi yüzde 2,5 zam verilmiş, ancak bu kanunla toplu sözleşmenin özerkliğine müdahale edilmiştir. Dolaysıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Temmuz zammı Genelgesinin iptali için dava açılırken, yasayla toplu sözleşmeye müdahele edilmesinin hukuksuz olduğuna dikkat çekilecektir.

İŞTE KESK'TEN YAPILAN AÇIKLAMA 

Bilindiği üzere 2022-2023 yıllarını kapsayan 6. Dönem “toplu sözleşme” ile kamu emekçilerinin ve emeklilerinin 2022 yılı maaşlarının ilk altı ay için %5, ikinci altı ay için %7 artırılması düzenlenmiştir.

Ancak 2021 yılı enflasyonu her zamanki resmi enflasyon tahminlerini aşmış, bunun üzerine siyasal iktidar milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin tepkisine karşı  “%2,5 refah payı aldatmacası” oyununa başvurmuştur.

Siyasi iktidar önce kamu emekçilerine ve emeklilerine “2,5 refah payı” verileceğini açıklamıştır. Ardından TBMM’ye Ocak ayı başında getirilen yasa teklifi ile kamu emekçilerinin ve emeklilerin 2022 yılının ilk altı için maaşlarında toplu sözleşme ile yapılacak artış %5’tan %7,5’e çıkarılmıştır. Böylece 2,5 refah payı veriliyormuş gibi bir algı oluşturulmuştur.

Ancak aynı teklife eklenen başka bir madde ile toplu sözleşmede 2021 Aralık-2022 Haziran dönemini kapsayan altı ayda ortaya çıkacak enflasyon farkı hesabında geçerli olan %5 oranı da %7,5’a çıkarılmıştır.  “Refah payı” kavramının bilinçli olarak kullanılmadığı Ali Cengiz oyunu ile sadece ikinci altı aylık dönemde ortaya çıkacak olan enflasyon farkının 2,5 puanlık kısmı öne çekilmiştir.

 Söz konusu yasa teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerine ne Memur Sen ne de Kamu Sen katılma zahmetinde bulunmamıştır. Kamu emekçileri adına sadece konfederasyonumuz KESK’in katıldığı komisyon toplantısında uzun tartışmalar yaşanmış, Toplu Sözleşmenin bağlayıcı bir yasa olduğuna, başka bir yasa ile kamu emekçilerinin ve emeklilerin aleyhine değiştirilemeyeceğine ilişkin itirazlarımız yok sayılmıştır. Göz göre göre bir hukuksuzluğa daha imza atan iktidar söz konusu hileyi 7351 sayılı Kanun’un 16. Maddesinde düzenleyerek 22 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlamıştır. 

Söz konusu “refah payı” hilesi bugün net olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü bugün 6 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin enflasyon farkı, dolayısıyla maaşı bu hukuksuzluk üzerinden hesaplanmaktadır.

Yandaş konfederasyon başkanı ise “kamu görevlileri ve emekliler için maaş/ücret artışı ise enflasyon farkıyla birlikte toplamda %41,69 olarak gerçekleşti” diyerek bu hukuksuzluğa açıktan destek vermektedir.

Buna göre geçtiğimiz altı aylık enflasyondan ikinci altı ayda geri almak üzere eklenen 2,5 puan dahil toplam %7,5 düşülerek enflasyon farkımız %34,85 olarak gösterilmektedir. Buna  %7 toplu sözleşme artışı eklenerek toplam maaş artışımız %41,69 olarak uygulanmak istenmektedir. 

Tekrar altını çiziyoruz. 22 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7351 sayılı Kanun’un 16. Maddesi ile hukukun arkasından dolanılmış. En temel ilke olan toplu sözleşme özerkliği ilkesi yok sayılmış, kamuoyuna “memura ve memur emeklisine 2,5 puan refah payı vereceğiz” sözü verilmesine rağmen 2022 yılı ilk altı ayı için %5 olan toplu sözleşme maaş artışı %7,5’a çıkarılmış, ancak söz konusu 2,5 puanlık artış 2022 yılının ilk altı aylık enflasyon farkından düşülmüştür. Kısacası ortada 2,5 puanlık bir refah artışı değil, açık bir hile vardır.

Olması gereken, 2021 Aralık -2022 Haziran dönemini kapsayan  6 aylık enflasyondan  2022 yılı ilk altı ayı için %5 olan toplu sözleşme artışını düşerek enflasyon farkına ulaşmak ve bu farka 2022 yılı ikinci aştı ayı için %7 olan toplu sözleşme artışını eklemektir. Bu durumda altı milyon kamu emekçisinin ve emeklinin resmi enflasyona göre maaş artışı %46,96 olacaktır.

Eğer resmi enflasyon farkı hesaplamasına ilişkin söz konusu hukuksuzluk giderilmez ise maaşları gerçek enflasyon karşısında fazlası ile eriyen tüm kamu emekçileri bir de resmi enflasyon kaybı yaşayacaktır.

Örneğin eğer hata düzeltilmez ve maaş artış oranı %41,69 olarak uygulanırsa; 7 bin 500 TL olan bir kamu emekçisinin maaşı Temmuz’da 3.127 TL artacaktır. (7.500 *%41,69). Söz konusu artışın altı aylık karşılığı 18 bin 756 TL olacaktır.

Doğru işlem yapılıp maaş artışı %46,96 olarak uygulanırsa söz konusu kamu emekçisinin maaşı Temmuz’da 3 bin 522 TL artacaktır. Bu artışın altı aylık karşılığı ise 21 bin 132 TL olacaktır.

Kısacası 2,5 puan refah payı vereceğiz diyerek başlanıp daha sonra geri alınmak üzere %2,5’luk maaş artışına ulaşılan hileden vazgeçilmez ise söz maaşı Haziran itibari ile 7.500 TL olan bir kamu emekçisi aylık 395 TL, altı aylık 2 bin 370 TL “resmi enflasyon kaybı” yaşayacaktır. Haziran itibari ile 10 bin TL maaş alan bir kamu emekçisinin yaşayacağı kayıp ise aylık 527 TL, altı aylık 3 bin 162 TL olacaktır. 

Konfederasyonumuz KESK en başından beri dikkat çektiği aldatmacanın ortadan kaldırılması için önümüzdeki süreçte de hukuki girişimlerini ve başta kamu emekçileri ve emeklileri olmak üzere kamuoyunu aydınlatma faaliyetlerini sürdürecektir.

Kendine %86” Enflasyon Farkı” Alan İktidar Bize %35’i  “Müjde” Gibi Gösteriyor!

Daha birkaç gün TBMM’den geçirilen ek bütçe ile TÜİK enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmanın çok uzağında olduğu, dolayısıyla maaşlarımızda TÜİK rakamlarına göre yapılan artışların sefalet düzeyinde kaldığı bir kez daha ispatlanmıştır.

Söz konusu ek bütçe ile mevcut bütçeye 1 Trilyon 80 milyar TL eklenmiştir.  Yılın daha beşinci ayında bütçeye eklenen tutar ile adeta duble bir bütçe oluşturulmuştur.

İktidarın artan enflasyon nedeni ile “zaruri” hale geldiğini açıkladığı ek bütçe ödeneğinin, yani 1 Trilyon 80 Milyar TL’nin tamamı vergilerden karşılanacaktır. Bunun için toplanacak vergiler başlangıç bütçesine göre %86, 2021 yılı bütçesine göre %101 artırılmıştır.  Artan vergi yükünün adresi ise değişmemiştir. Tüm yük yine maaşından, ücretinden peşin peşin kesilen gelir vergisiyle, KDV ve ÖTV başta olmak üzere attığı her adımda dolaylı vergilerin ezici kısmını ödeyen bordrolulara ve halka yıkılmıştır.

Kısacası TÜİK Mayıs ayı rakamlarına göre beş aylık enflasyonun %35 olduğu koşullarda iktidar vergi gelirleri üzerinden kendine “%86’lık enflasyon farkı”  ödeneği yaratmıştır.

Bu durum iktidarın TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyona kendisinin de inanmadığı ama halkın inanmasını beklediği bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Buna rağmen siyasal iktidar 6 milyon kamu emekçisine ve emekliye %35’lik enflasyon farkını ve %7’lik  “toplu sözleşme” artışını kamuoyuna “müjde” gibi sunmaktadır.

Yeni Bir “Refah Payı Aldatmacası İçin Şimdiden Uyarıyoruz!

Bu noktada tüm kamu emekçilerini ve emeklileri yeni bir “refah payı” aldatmacası konusunda şimdiden uyarmayı görev biliyoruz.

Maaşlarımızda 2022 Temmuz-2022 Aralık dönemi için yapılacak toplu sözleşme maaş artışı sadece %7’dir. Söz konusu altı aylık dönemde yaşanacak resmi enflasyonunun bu oranın kat kat üzerinde olacağını görmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Bu koşullarda iktidarın altı ay önce oynadığı, “refah payı” aldatmacasını tekrar etme olasılığı artmıştır. Çünkü yaşanan gerçek enflasyonun TÜİK resmi enflasyonunun katladığı mevcut koşullarda, hele de vergiler ek bütçe ile önümüzdeki altı ay için %86 arttırılmışken bu vergilerin yükünü taşımaya devam edecek olanlara, gelecek altı aylık dönemdeki enflasyon farkından düşmek kaydıyla, üç beş puanlık refah payı vermenin iktidara kaybettireceği hiçbir şey yoktur.

Dolayısıyla bizzat Cumhurbaşkanı’nın bugün, yarın ekranların karşısına geçip “Memurlarımızın ve memur emeklilerimizin maaşlarına Temmuz’da enflasyon farkı artı toplu sözleşme artışı ile %42 zam yapacaktık. Ancak bayram müjdesi olarak bunun 3 puan refah payı eklenmesi suretiyle %45’e çıkarılması talimatı verdim”  demesi karşısında şaşırmasın.

Öte yandan iktidarın hanesine kazanç olarak yazılacak bu hile ile kamu emekçilerinin hanesine yeni bir kayıp olarak eklenecektir. Yıllardır yapılan bu hilelerle sefalet oranlarında artırılan maaşlarımızın açlık sınırı ile arasındaki makas neredeyse tamamen kapanmıştır.

İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret İçin:

  • Tüm kamu emekçilerine, emeklilere en az vergi, artışı kadar %86 enflasyon farkı ödenmelidir.
  • Mevcut durumdaki gelir vergisi tarifesinde, dilim tavan-tabanlarında veya vergi oranlarında ek bütçeye paralel artış yapılmalıdır. Aksi durumda maaş artışları cebimize girmeden gelir vergisine gidecektir.
  • İktidarın bütçeyi tek başına belirleyip ardından toplu sözleşme masasında “bütçe imkanlarımız el vermiyor” diyerek bizleri hedeflenen çarpık enflasyon rakamlarına mahkum bırakma politikasına artık son verilmelidir.
  • Emekçilerin, sendikaların, halkın bütçeye katılma hakkı önündeki engeller kaldırılmalıdır.
  • 2023 bütçesi hazırlıklarına başlanacak olan önümüzdeki Ekim ayında toplu sözleşme masası kurulmalıdır.
  • En düşük kamu emekçisinin geliri maaşında ve eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır.

KESK olarak başta kamu emeklileri ve emeklileri olmak üzere maaşları, ücretleri resmi enflasyon çarkı ile ufalanarak yok edilen, yoksulluğa, sefalete itilen tüm kesimleri emeğimizin çalınmasına ARTIK YETER demeye, insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve güvenli bir gelecek için omuz omuza vermeye çağırıyoruz.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler