BIST 100 9.602,15 %-2,09 Dolar 36,44 %0,38 Euro 38,16 %-0,05 Altın Gram 3.438,13 %0,27 Brent Petrol 74,41 %-2,68 Bitcoin 96.288,72 %1,01
,

Komisyon üyelerinin sözlüde "sözleşmiş gibi aynı puanı vermeleri" iptal nedeni

Danıştay 2. Dairesi, Polis Meslek Eğitim Merkezinden mezun olan davacının aday polis memuru olarak atanmak amacıyla katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemi iptal etti. Her iki kararda olarak gerekçe, "komisyon üyelerinin sözleşmiş gibi aynı puanı vermeleri.

Komisyon üyelerinin sözlüde "sözleşmiş gibi aynı puanı vermeleri" iptal nedeni

 

Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin iptali istenen maddesindeki sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemeyeceği yolundaki hükmün, idari itiraz yolunu kapatmaya ilişkin olduğu, Anayasal bir hak olan dava açma hakkını etkilemeyeceği sonucuna varıldığından, dayanağı üst hukuk normuna ve hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilmiştir.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2019/522
Karar No : 2022/5937

DAVANIN KONUSU : Polis Meslek Eğitim Merkezinden mezun olan davacının aday polis memuru olarak atanmak amacıyla katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan 03/06/2015 tarihli ve 29375 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin 8. maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan "Sınav Komisyonu kararlarına itiraz edilemez" cümlesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Polis Akademisi Başkanlığına bağlı Fakülte Yüksek Okullarında eğitime başladığı ve mezun olduğu, okula başvururken ya da devam ederken mesleğe atanmak için sınav şartının öngörülmediği, bu nedenle sözlü sınava tabi tutulmasının hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu, sınavın objektif kriterlere göre yapılmadığı, hakkında tesis edilen sınavda başarısız sayılma işlemi ile dayanak Yönetmeliğin 8. Maddesinin sekizinci fıkrasının iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI : İçişleri Bakanlığı tarafından; dava konusu bireysel işlem ve bu işlemin dayanağı ilgili Yönetmeliğin, 6638 sayılı Kanun'la değişik 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun amir hükümlerine dayanmakta olduğu, Kanun'un tanıdığı takdir yetkisi çerçevesinde eğitim sonu sınavının şeklinin belirlendiği, Yönetmeliğin iptali istenen maddesinde ve bu Yönetmelik ile belirlenen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirlen sınav işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği;
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; dava konusu Yönetmeliğin, dayanağı Kanun hükmüne uygun olarak düzenlendiği, Kanun'un tanıdığı takdir yetkisi çerçevesinde eğitim sonu sınavının şeklinin "sözlü sınav" olarak belirlendiği, davacının kazanılmış bir hakkının bulunduğundan söz edilemeyeceği, dava konusu Yönetmeliğin iptali istenen maddesinde ve bu Yönetmelik ile belirlenen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirilen sınav işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava, Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 8. fıkrasının iptali istemi yönünden incelendiğinde;
Hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri olan hukuk güvenliği ilkesi; hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Kanunlara güvenerek hayatını yönlendiren, hukuki iş ve işlemlere girişen bireyin bu kanunların uygulanmasına devam edileceği yolunda oluşan beklentisinin mümkün olduğunca korunması hukuki güvenlik ilkesinin gereğidir.
Ancak güvenin korunması, mevcut bir hukuki durumun dokunulmazlığı anlamında da değerlendirilmemelidir. Hukuki güvenliğin mevcut bir hukuki durum için dokunulmazlık şeklinde algılanması, dinamik toplum yapısının kurallarla statik, durağan hâle getirilmesi sonucunu doğurur ki bu da toplumun çağın gerisinde kalmasına neden olabilir. Bu nedenle kanun koyucu, Anayasa’da öngörülen kurallar çerçevesinde diğer alanlarda olduğu gibi kamu görevine giriş koşullarıyla ilgili olarak da kamu yararı amacıyla bazı değişiklikler yapabilir ve bu değişiklikler kişilerin beklentilerini etkileyebilir.
İdarelerin kendilerine tanınan düzenleme yetkisini Anayasa ve kanunlarla belirlenen sınırlar içinde kullanması gerektiği açıktır. Yasa koyucu tarafından düzenlenen Kanun metninde açık bir şekilde, eğitimlerini başarıyla tamamlayan adayların Polis Akademisi Başkanlığınca yapılacak sınavda başarılı olmaları gerektiği hüküm altına alınmış, Kanun'un uygulanmasını sağlamak üzere İçişleri Bakanlığınca hazırlanan Yönetmeliğin 8. maddesinde sınavın sözlü sınav şeklinde yapılacağı belirlenmiş ve sınava ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
Dava konusu düzenlemede; adayların mesleki bilgi düzeyi, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü, özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı, liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu açısından değerlendirileceğinin belirtildiği, davalı idare bünyesinde çalışacak personelin seçiminde objektif kriterlerin esas alındığı görülmektedir.
Dava konusu olayda; iptali istenen yönetmelik maddesinin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 6638 sayılı Kanun'un 23. maddesiyle eklenen Ek 1. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "...öğrenimine devam edenler dahil..." ibaresinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 04.05.2017 tarihli, E:2015/41, K:2017/98 sayılı kararıyla; öğrencilerin memuriyet hakkını kazanılmış bir hak olarak elde etmedikleri, zira bunların henüz memuriyete atanmadıkları ve memuriyetin bunlar yönünden bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş kişisel bir hakka dönüşmediği, kanun koyucunun, Anayasa’da öngörülen kurallar çerçevesinde diğer alanlarda olduğu gibi kamu görevine giriş koşullarıyla ilgili olarak da kamu yararı amacıyla bazı değişiklikler yapabileceği, bu değişikliklerin kişilerin beklentilerini etkileyebileceği, kişilerin meşru beklentileri aleyhine bir düzenleme yapılması söz konusu olmadığından kuralın kişilerin çalışma hürriyeti ve haklarına yönelik hukuki güvenliklerini ihlal eden bir yönü bulunmadığı ve anılan düzenleme emniyet hizmetlerinin daha iyi işlemesi amacıyla yapıldığından Anayasaya aykırı olmadığı gerekçesiyle iptal talebinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda açık metinlerine yer verilen dava konusu Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin iptali istenen maddesindeki sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemeyeceği yolundaki hükmün, idari itiraz yolunu kapatmaya ilişkin olduğu, Anayasal bir hak olan dava açma hakkını etkilemeyeceği sonucuna varıldığından, dayanağı üst hukuk normuna ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava, davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemi yönünden incelendiğinde;
Davacı hakkında düzenlenen sözlü sınav puan değerlendirme formu incelendiğinde, bir başkan ve dört üyeden oluşan sınav komisyonu tarafından 40 puan üzerinden değerlendirilen mesleki bilgi düzeyine bütün komisyon üyelerinin her biri tarafından 10 puan takdir edildiği, yine 20'şer puan üzerinden yapılan değerlendirmede bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü kriterine, bütün komisyon üyeleri tarafından ayrı ayrı 10 puan takdir edildiği, 20'şer puan üzerinden yapılan değerlendirmede öz güveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı kriterine bütün komisyon üyeleri tarafından ayrı ayrı 10 puan takdir edildiği, liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu kriterine bütün komisyon üyeleri tarafından yine ayrı ayrı 10 puan takdir edildiği, bir başka ifadeyle davacıya her bir komisyon üyesi tarafından değerlendirme formunda ayrı ayrı belirlenen kriterler için aynı puanın verildiği görülmektedir.
Bu duruma göre, davacı hakkında her bir kriter yönünden yapılan değerlendirmede bütün komisyon üyeleri tarafından ayrı ayrı değerlendirme yapılmasına rağmen bütün kriterler için komisyon üyelerinin aynı puanı takdir etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu haliyle takdir yetkisinin objektif kullanılmadığı sonucuna varıldığından, davacının yapılan sözlü sınavda sınavda başarısız sayılmasına ilişkin bireysel işlem yönünden hukuka uyarlık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 03/06/2015 tarih ve 29375 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 8. fıkrasının iptali istemi yönünden oybirliğiyle DAVANIN REDDİNE,
2. Davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin oyçokluğuyla İPTALİNE,
3. Dava kısmen iptal, kısmen retle sonuçlandığından ayrıntısı aşağıda gösterilen …- TL yargılama giderinin yarısı olan …- TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderinin diğer yarısı olan …- TL'nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen …- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, …- TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/12/2022 tarihinde karar verildi.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2020/1652
Karar No : 2022/5936

DAVANIN KONUSU : Davacının Elmadağ Şehit Mustafa Büyükpoyraz Polis Eğitim Merkezinden (POMEM) mezun olmadan önce girdiği sözlü sınavda başarısız sayılmasına dair işlem ile bu işlemin dayanağı olan Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliğinin; 5. maddesinin "öğrenim gören öğrencilerden öğrenim süresini başarıyla tamamlayan öğrenciler" ibaresinin, 7. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Komisyon, adaylara sorulacak soruları belirler" ibaresinin, 7. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "birden fazla sınav komisyonu oluşturulabileceği" ibaresinin, 8. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan " Adayın sınavda başarılı olabilmesi için yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir," cümlesinin ve 8. maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan "Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez." cümlesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Polis Akademisi Başkanlığına bağlı Fakülte Yüksek Okullarında eğitime başladığı ve mezun olduğu, okula başvururken ya da devam ederken mesleğe atanmak için ayrı bir sınav şartının ise öngörülmediği, bu nedenle sözlü sınava tabi tutulmasının hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu, sınavın objektif kriterlere göre yapılmadığı, hakkında tesis edilen sınavda başarısız sayılma işlemi ile dayanak Yönetmeliğin dava konusu edilen maddelerinin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI : İçişleri Bakanlığı tarafından; dava konusu bireysel işlem ve bu işlemin dayanağı ilgili Yönetmeliğin, 6638 sayılı Kanun'la değişik 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun amir hükümlerine dayanmakta olduğu, Kanun'un tanıdığı takdir yetkisi çerçevesinde eğitim sonu sınavının şeklinin belirlendiği, Yönetmeliğin iptali istenen maddelerinde ve bu Yönetmelik ile belirlenen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirlen sınav işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği;
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; dava konusu Yönetmeliğin, dayanağı Kanun hükmüne uygun olarak düzenlendiği, Kanun'un tanıdığı takdir yetkisi çerçevesinde eğitim sonu sınavının şeklinin "sözlü sınav" olarak belirlendiği, davacının kazanılmış bir hakkının bulunduğundan söz edilemeyeceği, dava konusu Yönetmeliğin iptali istenen maddelerinde ve bu Yönetmelik ile belirlenen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirilen sınav işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava, Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin 5. maddesinin "öğrenim gören öğrencilerden öğrenim süresini başarıyla tamamlayan öğrenciler" ibaresinin, 7. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Komisyon, adaylara sorulacak soruları belirler" ibaresinin, 7. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "birden fazla sınav komisyonu oluşturulabileceği" ibaresinin, 8. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan " Adayın sınavda başarılı olabilmesi için yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir," cümlesinin ve 8. maddenin sekizinci fıkrasında yer alan "Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez." cümlesinin iptali istemi yönünden incelendiğinde;
Hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri olan hukuk güvenliği ilkesi; hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Kanunlara güvenerek hayatını yönlendiren, hukuki iş ve işlemlere girişen bireyin bu kanunların uygulanmasına devam edileceği yolunda oluşan beklentisinin mümkün olduğunca korunması hukuki güvenlik ilkesinin gereğidir.
Ancak güvenin korunması, mevcut bir hukuki durumun dokunulmazlığı anlamında da değerlendirilmemelidir. Hukuki güvenliğin mevcut bir hukuki durum için dokunulmazlık şeklinde algılanması, dinamik toplum yapısının kurallarla statik, durağan hâle getirilmesi sonucunu doğurur ki bu da toplumun çağın gerisinde kalmasına neden olabilir. Bu nedenle kanun koyucu, Anayasa’da öngörülen kurallar çerçevesinde diğer alanlarda olduğu gibi kamu görevine giriş koşullarıyla ilgili olarak da kamu yararı amacıyla bazı değişiklikler yapabilir ve bu değişiklikler kişilerin beklentilerini etkileyebilir.
İdarelerin kendilerine tanınan düzenleme yetkisini Anayasa ve kanunlarla belirlenen sınırlar içinde kullanması gerektiği açıktır. Yasa koyucu tarafından düzenlenen Kanun metninde açık bir şekilde, eğitimlerini başarıyla tamamlayan adayların Polis Akademisi Başkanlığınca yapılacak sınavda başarılı olmaları gerektiği hüküm altına alınmıştır. Kanun'un uygulanmasını sağlamak üzere İçişleri Bakanlığınca hazırlanan Yönetmeliğin 5. Maddesinde yukarıda belirtilen Kanun hükmü doğrultusunda düzenleme yapılmış, 7. Maddesinde sınavla ilgili komisyonların oluşturulması ve görevleri ile ilgili hususlara yer verilmiş 8. maddesinde ise sınavın sözlü sınav şeklinde yapılacağı belirlenerek sınava ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır.
Dava konusu düzenlemede; adayların mesleki bilgi düzeyi, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü, özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı, liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu açısından değerlendirileceğinin belirtildiği, davalı idare bünyesinde çalışacak personelin seçiminde objektif kriterlerin esas alındığı görülmektedir.
Dava konusu olayda; iptali istenen yönetmelik maddesinin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 6638 sayılı Kanun'un 23. maddesiyle eklenen Ek 1. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "...öğrenimine devam edenler dahil..." ibaresinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 04.05.2017 tarihli, E:2015/41, K:2017/98 sayılı kararıyla; öğrencilerin memuriyet hakkını kazanılmış bir hak olarak elde etmedikleri, zira bunların henüz memuriyete atanmadıkları ve memuriyetin bunlar yönünden bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş kişisel bir hakka dönüşmediği, kanun koyucunun, Anayasa’da öngörülen kurallar çerçevesinde diğer alanlarda olduğu gibi kamu görevine giriş koşullarıyla ilgili olarak da kamu yararı amacıyla bazı değişiklikler yapabileceği, bu değişikliklerin kişilerin beklentilerini etkileyebileceği, kişilerin meşru beklentileri aleyhine bir düzenleme yapılması söz konusu olmadığından kuralın kişilerin çalışma hürriyeti ve haklarına yönelik hukuki güvenliklerini ihlal eden bir yönü bulunmadığı ve anılan düzenleme emniyet hizmetlerinin daha iyi işlemesi amacıyla yapıldığından Anayasaya aykırı olmadığı gerekçesiyle iptal talebinin reddine karar verildiği görülmektedir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun Ek 1. maddesine 6638 sayılı Kanun ile eklenen üçüncü fıkrada, polis eğitim kurumlarında ya da Emniyet Genel Müdürlüğü adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin, polis memuru ve komiser yardımcısı rütbelerine aday memur olarak atanmaları; öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Polis Akademisi Başkanlığınca yapılacak sınavda başarılı olmaları şartına bağlanmış, söz konusu sınavın şeklini ve sınavın yapılış ve değerlendirilmesi aşamasına ilişkin usul ve kuralları belirleme hususu idareye bırakılmıştır.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun Ek 1. maddesinin anılan hükmüne dayanılarak hazırlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin ''Kapsam'' başlıklı 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin, polis eğitim kurumlarında veya Emniyet Genel Müdürlüğü adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden öğrenim süresini başarıyla tamamlayan öğrencilerin Emniyet Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına polis memuru veya komiser yardımcısı olarak atanabilmeleri için yapılacak sınavla ilgili usul ve esasları kapsadığı belirtilmiş, ''Sınava katılacak adaylar'' başlıklı 5. maddesinde, ''Polis eğitim kurumları ve Emniyet Genel Müdürlüğü adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden öğrenim süresini başarıyla tamamlayan öğrenciler, Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına polis memuru veya komiser yardımcısı olarak atanmalarından önce sınava tabi tutulur.'' şeklinde kurala yer verilmiştir.
Yönetmeliğin 5. maddesindeki düzenleme, 3201 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen düzenleme ile aynı nitelikte olduğu anlaşıldığından, iptali istenilen 5. maddedeki düzenlemede üst hukuk normuna aykırılık bulunmamaktadır.
"Komisyonların oluşturulması ve görevleri" başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında, "Soru Hazırlama Komisyonu; rütbece en kıdemli üyenin başkanlığında 5 rütbeli personel ve hazırlanacak soru sayısı ve ders konuları dikkate alınarak yeterli sayıda öğretim elemanından oluşur. Komisyon, adaylara sorulacak soruları belirler ve ayrı ayrı kartlara basımını sağlar.", 3. fıkrasında, "Sınav komisyonu; emniyet müdürü rütbesinde bir başkan ve üç rütbeli personel ile bir öğretim elemanından oluşur. Bu komisyon, soru hazırlama komisyonu tarafından hazırlanan sorularla sözlü sınav yapmakla görevli ve yetkilidir. İhtiyaca göre her bir polis eğitim kurumunda ve Başkanlıkta birden fazla sınav komisyonu oluşturulabileceği gibi birden fazla polis eğitim kurumu için de tek bir komisyon görevlendirilebilir." açıklaması yapılmıştır.
Kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla ve bu kapsamda polis memuru ve komiser yardımcısı atamalarını kurala bağlama, kadro açıklarını kapatma, vatandaşın emniyet hizmetlerinden yararlanma hakkını korurken liyakatli personeli göreve getirme, buna göre planlar yaparak kanunlara uygun genel düzenleyici işlemler ihdas etme ile yükümlü olan idarenin, gelişen durumlar nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda takdir yetkisi bulunduğu dikkate alındığında ve Yönetmelik kapsamında yapılan sınavlarda, sınava tabi tutulan personel sayısının fazla olması nedeniyle sınavın, makul sürede sonuçlandırılabilmesi için sınavın birden çok komisyon marifetiyle yürütülmesinin bir zorunluluk olarak ortaya çıkmış olması karşısında, emniyet hizmetlerini etkin kılmak amacıyla hazırlanan dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin iptali istenilen kısımlarındaki düzenlemelerin idareye tanınan takdir yetkisinin sınırları içinde, üst hukuk normları ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlandığı anlaşılmaktadır.
''Sınav şekli ve esasları'' başlıklı 8. maddesinin 4. fıkrasında, "Adayın sınavda başarılı olabilmesi için yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir. Başarısız olan adayın aldığı puan ve gerekçesi puan değerlendirme karar formuna işlenir. Sınav sonuçları merkezi sınav komisyonuna bildirilir.", 8. fıkrasında da, "Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez.'' kurallarına yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde maddede "sözlü sınav" ibaresine ve maddenin içeriğinde ise mülakata ilişkin düzenlemelere yer verildiği görülmüştür. Sözlü sınav, amacı bakımından yazılı sınava benzemekte olup, bilgi ölçme amacıyla yapılmaktadır. Ancak, sözlü sınava ilişkin benzer düzenlemelere yer veren bazı yasa ve yönetmeliklerde sözlü sınava tabi tutulacak adayların bilgi yanında mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olunup olunmadığı yönünden değerlendirmeye tabi tutulacağına ilişkin düzenlemeler yer verildiği, dolayısıyla yazılı sınavın tamamlayıcısı olan sözlü sınavın ölçme ve değerlendirme bakımından mülakatı da kapsadığı sonucuna varılmaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kanun hükmü ile yapılacak sınavın şekli, sınavın yapılış ve değerlendirilmesi aşamasına ilişkin usul ve kuralları belirleme hususunun idareye bırakıldığı da gözetildiğinde, mesleki bilgi düzeyinin ölçülmesinin yanı sıra mesleğin gerektirdiği özel niteliklere, mesleğe uygun tavır ve davranışlara, yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemeye dair düzenlemelerde ve 8. maddesinin 4. fıkrasında, sınavda başarılı olma koşulu belirlenirken puanlamada belli bir ölçünün esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, Yönetmeliğin aynı maddesinin 8'inci fıkrasında yer verilen, sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemeyeceği yolundaki hükmün, idari itiraz yolunu kapatmaya ilişkin olduğu, Anayasal bir hak olan dava açma hakkını da etkilemeyeceği açıktır.
Bu durumda, Yönetmeliğin dava konusu 8'inci maddesinin, dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun Ek 1'inci maddesinin 3'üncü fıkrası hükmüne uygun olarak hazırlanarak yürürlüğe konulduğu sonucuna ulaşıldığından, iptali istenilen Yönetmeliğin bu kısmında da hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda açık metinlerine yer verilen mevzuat hükümleri ile Anayasa Mahkemesi'nin anılan kararı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin sınava tabi tutulacak adaylara ilişkin 5. maddesinde, soru hazırlama komisyonu, sınav komisyonu ve merkezi sınav komisyonunun oluşturulmasının ve görevlerinin düzenlendiği 7. Maddesi ile sınava ilişkin usul ve esasların düzenlendiği 8. maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava, davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemi yönünden incelendiğinde;
Davacı hakkında düzenlenen mülakat sınavı puan değerlendirme karar formu incelendiğinde, bir başkan ve dört üyeden oluşan sınav komisyonu tarafından (40) puan üzerinden değerlendirilen mesleki bilgi düzeyine bütün komisyon üyelerinin her biri tarafından (10)'er puan takdir edildiği, yine (20)'şer puan üzerinden yapılan değerlendirmede bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü kriterine, bütün komisyon üyeleri tarafından ayrı ayrı (10)'ar puan, öz güveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı kriteri ile liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu kriterine (5)'er puan takdir edildiği, başka bir deyişle davacıya her bir komisyon üyesi tarafından herbir değerlendirme kriteri için aynı puanın verildiği görülmektedir.
Davacı hakkında her bir kriter yönünden yapılan değerlendirmede bütün komisyon üyeleri tarafından ayrı ayrı değerlendirme yapılmasına rağmen her bir değerlendirme kriteri için komisyon üyelerinin aynı puanı takdir etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, takdir yetkisinin objektif kullanılmadığı sonucuna varıldığından, davacının yapılan sözlü sınavda sınavda başarısız sayılmasına ilişkin bireysel işlem yönünden hukuka uyarlık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 03/06/2015 tarih ve 29375 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği'nin 5. maddesinin "öğrenim gören öğrencilerden öğrenim süresini başarıyla tamamlayan öğrenciler" ibaresinin, 7. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Komisyon, adaylara sorulacak soruları belirler" ibaresinin, 7. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "birden fazla sınav komisyonu oluşturulabileceği" ibaresinin, 8. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan " Adayın sınavda başarılı olabilmesi için yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir," cümlesinin ve 8. maddenin sekizinci fıkrasında yer alan "Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez." cümlesinin iptali istemi yönünden oybirliğiyle DAVANIN REDDİNE,
2. Davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin oyçokluğuyla İPTALİNE,
3. Dava kısmen iptal, kısmen retle sonuçlandığından ayrıntısı aşağıda gösterilen ...- TL yargılama giderinin yarısı olan ... - TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderinin diğer yarısı olan ...- TL'nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen ...- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, ... - TL vekâlet ücretinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemleri halinde taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/12/2022 tarihinde karar verildi.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler