Suça karışan çocuk ve ailelerine indirimsiz ceza
Dijital hayat, getirdiği kolaylıklar kadar, toplumu temelden sarsacak oluşumlara da sebep oluyor. Anonim kimlik sağlayan sosyal medyada oluşturulan suç pazarına kapılan çocuklar organize şebekelerin maşası olmaktan kurtulamıyor. Uzmanlar suça karışan çocuklar ile ailelerinin indirimsiz cezalandırılması gerektiğini söylüyor.

Sosyal medya bataklığı, sahte isim veya lakaplarla açılan hesaplar üzerinden yapılan kirli pazarlıkların merkezi oldu. İnternetin ilk başladığı zamanlarda herkesin giremediği Dark Web'de "kiralık katil"in yanı sıra her türlü yasa dışı eylemin gerçekleştirilebildiği efsanesi bugün artık çocuklara da açık olan sosyal medya üzerinden aleni biçimde yapılıyor.
Daltonlar, Redkitler, Barış Boyun grubu, Anucurlar, Camgözler, Gündoğmuşlar ve Atız-Casper'lar gibi çökertilen suç şebekeleri sosyal medya üzerinden örgütleniyor ve çocuklardan oluşan yeni üyeler devşiriyor.
Sosyal medyada açık açık suç tarifesi bile yayınlanıyor: İş yeri kundaklama 10 bin TL, mekan kurşunlama 40 bin TL, cinayet 300 bin TL.
"ASIL ÖNEMLİ OLAN CAYDIRICILIK"
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gül Esra Atalay ve Emekli Kriminal Daire Başkanı İrfan Bayar, sosyal medyada çeteleşmeyi ve gençlerin nasıl suç batağına sürüklendiğini gazetemizde değerlendirdi. Bayar, "Sadece polisiye tedbirlerle dünyanın hiçbir yerinde suçlar önlenemez. Bu mesele, devletin bütüncül gücünü ortaya koymasını gerektirir. Burada asıl önemli olan caydırıcılıktır" dedi.
Türkiye'de suç oranlarının Meksika, Kolombiya ve Brezilya gibi ülkelere yaklaştığını belirten Bayar, çocukların suça yönelmesinde ailelerin de sorumluluğu bulunduğunu, bu sebeple mutlaka yaptırıma tabi tutulmaları gerektiğini vurguladı. Bayar çetelerin cezai indirime tabi oldukları için 14-15 yaşındaki çocuklara silah verip suç işlettiklerini belirterek "14 yaşındaki bir çocuk da bıçakladığını, ateş ettiğini bilir. Bu bilinçle suç işler. Ceza indirimi ve yaş indirimi kesinlikle olmamalıdır" açıklamasını yaptı.
Atalay ise sosyal medyada kimliği gizlemenin son derece kolay olduğunu, dijital teknolojilerin suçlulara kimliklerini açığa çıkarmadan, zamandan ve mekandan bağımsız şekilde iletişim kurma imkanı sunduğunu dile getirdi. Yüz yüze iletişim kurduklarında yakalanma ihtimali bulunan riskli eylemlerin teknoloji sayesinde kolaylaştığını söyleyen Atalay, "Bir defa suça karışan çocuk bu örgütlerin elinden kurtulamıyor. Aile kurumu çözülüyor. Bu sebeplerle kimlik arayışı içine giren çocuk ve gençler suç çeteleri için kolay hedefler haline gelebiliyor" dedi.
"ACIMASIZ DÜNYA SENDROMU" ÖRNEĞİ
Atalay, sosyal medyada inanılmaz bir şekilde suç ve suçluya dair içeriği görmenin mümkün olduğunu söyledi. Atalay, "Gerbner'in 'kültürel göstergeler ve ekme teorisi'nde 'acımasız dünya sendromu' olarak adlandırdığı bir durum vardır. Gerbner ve ekibi, 1970'lerde sürekli televizyon izleyenlerin dünyayı olduğundan daha tehlikeli ve acımasız bir yer olarak algıladığını ortaya koymuştu. Bugün sosyal medyayla bu sendrom çok daha güçlü yaşanıyor. İnsanlar yolda gördüğü çocuk gruplarından bile korkar hale geldi" değerlendirmesinde bulundu.