Dünya genelinde asgari ücret üç yöntemle belirleniyor
Asgari ücreti belirleme süreci yıllardır hükümet ve işveren blokunun kararlarıyla şekilleniyor. 186 ILO üyesi ülkenin yüzde 90’ında yasalar veya toplu iş sözleşmeleriyle uygulanan asgari ücret sistemi bulunuyor.

Asgari ücrete yapılacak zammın yanısıra ücretin belirlenme yöntemi ve komisyonun yapısının tartışıldığı zorlu bir dönem başladı.
Türk-İş’in komisyon yapısı değişmeden görüşmelere katılmayacağını açıklamasının ardından, tartışma alevlendi. Milyonlarca işçinin kaderinin belirlendiği Asgari ücret tespit komisyonunun ilk toplantısı işçi temsilcisi olmadan yapıldı.
Geçen hafta gerçekleşen ilk toplantıda işveren ve hükümet temsilcilerinin katıldığı toplantı yaklaşık bir buçuk saat sürerken toplantının içeriği kamuoyuyla paylaşılmadı.
2026 yılı asgari ücretinin belirlenmesinde kritik süreç, bu hafta gerçekleşecek ikinci toplantı ile devam edecek. Ancak komisyonun antidemokratik yapısına ve ücretin belirlenme yönetime ilişkin hükümet tarafından somut adım atılmadı.
DİSK-AR’ın 2026 yılı için hazırladığı Asgari Ücret raporunda ‘Dünyada asgari ücret saptama yöntemleri’ bölümüne yer verildi. Raporda dünyada asgari ücretin belirlenmesi konusunda tek bir model olmadığına ülkelerin siyasi ve sendikal geleneklerine göre değişen çeşitli mekanizmaların olduğuna değinildi. Ülkelerin çoğunda yasal-zorunlu bir asgari ücret sistemi varken, başta İskandinav ülkeleri olmak üzere Avrupa ülkelerinde asgari ücrete ilişkin zorunlu yasal bir sistem olmadığı, bu ülkelerde asgari ücretin, ulusal veya sektörel düzeyde toplu iş sözleşmeleriyle belirlendiğine dikkat çekildi.
Uluslarası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre 186 ILO üyesi ülkenin yüzde 90’ında yasalar veya toplu iş sözleşmeleriyle uygulanan bir asgari ücret sistemi var. Yüzde 10’unda ise asgari ücret sistemi bulunmuyor. ILO tahminlerine göre asgari ücret uygulaması olan ülkelerin yüzde 90’ında yasal-zorunlu bir asgari ücret mekanizması varken, yüzde 10’unda asgari ücret düzeyi toplu iş sözleşmeleriyle belirleniyor.
ÜÇ ANA YÖNTEM
DİSK-AR raporunda dünya genelinde asgari ücretin hükümet tarafından, danışma/müzakere yoluyla ve toplu pazarlık yoluyla olmak üzere üç ana belirleme yöntemi olduğu sıralandı. Buna göre ABD, Brezilya, Hollanda gibi ülkeler asgari ücreti doğrudan hükümet kararıyla ilan ediyor. Başta Fransa ve İrlanda’da ise hükümet sendikalar ve işverenlerden oluşan komisyona veya konseye danışarak karar veriyor. İsveç ve Danimarka gibi İskandinav ülkelerinde ise devletin müdahil olmadığı, sendikalar ve işverenler arasındaki toplu pazarlık yoluyla asgari ücret tespit ediliyor.
Asgari ücretin belirlenme süreci ülkeler arasında önemli farklar gösteriyor. Rapora göre ülkeler arasında asgari ücretin belirlenme zamanı, sıklığı ve artış yöntemleri, belirlemede kullanılan kurallar açısından ciddi farklılıklar bulunuyor. Bazı ülkelerde asgari ücretin revizyonu hükümetin takdir yetkisine bağlıyken bazı durumlarda ise endeksleme mekanizması sayesinde otomatik olarak artırılıyor.
Asgari ücretin artışına yönelik uygulamalar, kural tabanlı ve hükümetin takdiriyle olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Kural tabanlı asgari ücrete göre artışın bir tür endekslemeye veya kurala resmi olarak bağlı olduğu durumları ifade ediyor. Bazı ülkelerde enflasyon ve büyüme oranları esas alınıyor. Belçika’da sağlık endeksine endeksli, Fransa’da TÜFE’ye endeksli ve Hollanda’da toplu sözleşmeli ücret sepetine endeksleme gibi yöntemler bulunuyor. Polonya, Endonezya ve Brezilya’da ise asgari ücret ortalama veya ortanca ücrete endekslenirken Slovakya, Bulgaristan, Litvanya gibi bazı ülkelerde asgari ücret ortalama ücretin yüzde 60’ı oranından az olamaz kuralı bulunuyor.
Hükümetin takdiriyle asgari ücret ise kuralın ya hiç olmadığı ya da bu kriterlerin kamu kurumları veya asgari ücreti belirleyen organ tarafından göz ardı edilebildiği durumu ifade ediyor. ABD, Türkiye, Hırvatistan, Şili ve İspanya gibi ülkeler bu kategoride yer alıyor.
İŞÇİDEN 27 KEZ İTİRAZ
Türkiye de işçi ile işveren arasında uzlaşma sağlanamadığı durumlarda hükümet temsilcilerinin oyu belirleyici olduğu için bu grupta yer alıyor. DİSK-AR raporuna göre 1974-2025 yılları arasında 50 kez yapılan asgari ücret görüşmelerinde sadece 14 kez taraflar arasında uzlaşma sağlandı. İşçi tarafı 27 kez saptanan asgari ücrete itiraz ederken, bu yıllara ilişkin asgari ücret miktarı hükümet ve işveren taraflarının ortak tutumu ile saptandı. İşveren kesimi ise saptanan asgari ücrete sadece 9 kez muhalefet etti. Bu nedenle Türkiye’de asgari ücret sosyal diyalog mekanizması ve taraflar arasında uzlaşma yoluyla değil hükümet-işveren bloğunun çoğunluk kararıyla saptanıyor.
Havva Gümüşkaya/ Birgün
