Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Dolar : 41,9207 0,17 Değişim Euro : 48,9065 -0,21 Değişim Altın : 5.727,34 %-1,65 Değişim BIST 100 : 10.208,76 -1,56 Değişim Brent Petrol : 61,29 0,38 Değişim

Dünya, geri dönüşü olmayan iklim eşiklerini aşmak üzere

Bilim insanları uyarıyor: Dünya, geri dönüşü olmayan iklim eşiklerini aşmak üzere. Mercan resifleri çökerken, kutuplardaki buzullar eriyor, Amazon ormanları savanaya dönüşüyor. 2025 Küresel Dönüm Noktaları Raporu, insanlığın zamanla yarıştığı bu kritik dönemde acil eylem çağrısı yapıyor.

Kaynak : Dünya Gazetesi Giriş : Güncelleme :
Dünya, geri dönüşü olmayan iklim eşiklerini aşmak üzere

Dünya krizin eşiğin­de. 2025 Küresel Dönüm Noktala­rı Raporu’na (GTPR 2025) göre, insanlık iklim siste­minin geri dönüşü olma­yan kırılma noktalarına tehlikeli biçimde yaklaştı. Mercan resiflerinden ku­tup buzullarına, Amazon yağmur ormanlarından At­lantik Okyanusu akıntıları­na kadar birçok doğal sis­temin, artık kendi kendini onaramayacak düzeyde za­rar görmüş durumda oldu­ğu belirtildi.

Bu yılki raporların baş­yazarları arasında Goethe Üniversitesi Kritik Hesap­lamalı Çalışmalar Merke­zi’nden Prof. Nico Wunder­ling yer aldı. Rapora ilişkin konuşan Wunderling, “Bir iklim sisteminin devril­mesi, diğerlerinin de dev­rilmesini tetikleyebilir. Bu zincirleme risk, 1,5°C eşi­ği aşıldığında dramatik bi­çimde artıyor” diyerek uya­rıda bulundu.

Raporun en çarpıcı bul­gularından biri ise, tropi­kal mercan resiflerinin ar­tık geri döndürülemez bi­çimde çökmeye başlaması oldu. Buna göre küresel sı­caklık artışı 1,4°C’ye ulaşa­rak, mercanların dayana­bileceği 1,2°C eşiğini çok­tan geçti. Okyanuslardaki ısınma, beyazlama olayla­rını sıklaştırarak resifleri yok etmeye başladı. Bilim insanlarına göre sıcaklıklar 1°C’nin altına düşmedikçe, mercan ekosistemleri bü­yük oranda kaybedilecek.

Yeşil akciğerimiz çöküş sınırına dayandı

Dünyanın ‘yeşil akciğe­ri’ olarak bilinen Amazon ormanları, hem artan sı­caklıklar hem de sürege­len ormansızlaşma nede­niyle çöküş sınırına da­yandı. GTPR 2025 raporu, 1,5–2°C’lik bir küresel ısın­manın Amazon’un büyük bölümünü savanaya dö­nüştürebileceğini bildir­di. Bu dönüşümün, karbon emilimini azaltarak küre­sel ısınmayı daha da hız­landırabileceği belirtildi. Yine rapora göre Grönland ve Batı Antarktika’daki buz tabakaları da kritik nokta­ya ulaştı. Wunderling “Bazı bölgeler artık kendi ağırlık­ları altında erimeye devam edecek. Bu süreç durduru­lamazsa, deniz seviyeleri birkaç metre yükselebilir ve milyonlarca insanın ya­şadığı kıyı bölgeleri su al­tında kalabilir” dedi.

Öte yandan Körfez Akın­tısı’nı da kapsayan Atlantik Meridyen Devir Daimi’nin (AMOC), küresel ısınma­nın 2°C’nin altında kalma­sı durumunda bile çökme riski taşıdığı ifade edildi. Böyle bir senaryonun, Av­rupa’da sert kışlara, tropik bölgelerde muson yağışla­rının bozulmasına ve dün­ya genelinde tarımsal üreti­min düşmesine yol açabile­ceği söylendi.

Her gecikme şansımızı biraz daha azaltıyor

Exeter Üniversitesi’nden Prof. Tim Lenton’ın koordinatörlüğünde hazırlanan rapor, 10 Kasım 2025’te Brezilya’nın Belém kentinde yapılacak 30’uncu Dünya İklim Konferansı öncesinde yayımlandı. 20’den fazla ülkeden 100’ü aşkın bilim insanının katkısıyla hazırlanan GTPR 2025, insanlığın şimdi harekete geçmezse bir ‘iklim zincirleme çöküşü’ ile karşı karşıya kalabileceğini belirtiyor. Rapor çıktılarına ilişkin konuşan Prof. Nico Wunderlin, “Gezegenin bazı sistemleri artık alarm veriyor. Her gecikme, geri dönüş şansımızı biraz daha azaltıyor” ifadelerinde bulundu.

Olumlu devrilme hâlâ mümkün

2025 Küresel Dönüm Noktaları Raporu’na göre tüm dönüm noktaları yıkıcı değil. Rapor, toplumların sürdürülebilir teknolojilere yönelmesiyle ‘olumlu devrilme noktalarının’ da mümkün olduğunu vurguluyor. Çünkü yenilenebilir enerji kaynakları artık fosil yakıtlardan daha ucuz; elektrikli araçlar hızla yayılıyor. Politika desteği, yeşil enerjiye geçişi hızlandırabilir. Uzmanlara göre, ‘sosyal bulaşma’ etkisiyle bireysel davranış değişiklikleri örneğin et tüketiminin azaltılması veya kısa mesafelerde uçak yerine tren tercih edilmesi küresel ölçekte büyük fark yaratabilir.

Başak Nur GÖKÇAM