,

"Sendikalar memuru değil, Devleti memura karşı koruyor"

Toplu sözleşme üsrecinde yaşanan hayal kırıklıkları Türkiyede Memur Sendikalarının varlık sebebini sorgular hale geldi. Yapılan düzenlemeler sonrası mağdur hale gelen Sağlık Bakanlığı dışında çalışan sağlık personeli bu konu üzerindenaslında tüm memurların mağduriyetlerini anlatan bir yazı kaleme aldılar.

"Sendikalar memuru değil, Devleti memura karşı koruyor"

Memur sendikalarının düştüğü çelişki kendi varlık sebeplerini sorgular hale getiriyor. Memurun hak ve çıkarlarını kamu işverenine karşı yani devlete karşı savunması gereken sendikalar, daha çok devleti memura karşı koruma pozisyonundan öte geçememiştir. Sağlık Bakanlığı Dışı Sağlık Çalışanları Platformu'nun konuya ilişkin bir değerlendirme yaptı.

"Bu nasıl olur demeyin?

Sanki devlet ile Sendikalar arasında gizli bir protokol varmış gibi devletin özlük hakları olarak en kolay verebildiği şeyleri sendikaların taleplerinde görebiliyoruz. Ne kadar yan ödeme, ek ödeme, teşvik, tazminat ve fazla mesai ücretleri varsa sendikalar onu talep ediyor, devletimizde veriyor.  

Esas soru şu; Sendikaların taban maaş artışı için devletten bir talebi var mı?
Yok.

Emeklilik haklarının geliştirilmesi için bir talebi var mı?
Yok.

Memur, emekli olabiliyor mu?
Hayır.

İstedikleri talepler günü kurtarmak için mi?
Evet.

Kamu personel rejimi, istemiş oldukları talepler karşısında bozuldu mu?
Evet.

Kamu personeli arasında ki hiyerarşi bozuldu mu?
Evet.

Kurumlar arası aynı unvana sahip personeller arasında farklılıklar oluştu mu?
Evet.

4688 sayılı Sendikalar kanununa aykırı eden talepler var mı?
Evet.

4688 sayılı kanuna aykırı talepler kamu işveren tarafından kabul ediliyor mu?
Evet.

Örnek verecek olursak; Adalet Bakanlığında çalışan şef kadrosunda ki memurla, diğer kurumlarda çalışan şef kadrosunda, memur arasında ki maaş farkı, Sağlık Bakanlığında çalışan sağlık personeli ile diğer kurumlarda çalışan sağlık personeli arasında ki maaş farkı. Hangi kanuna aykırı?
4688 sayılı kanunun 31 maddesi aykırı.
Peki, 31. Madde ne diyor?
“Toplu sözleşme görüşme süreci sonunda, kamu görevlilerinin geneline yönelik mali ve sosyal haklara ilişkin bölüm ile her bir hizmet koluna özgü mali ve sosyal haklara ilişkin bölümlerden ve tek metinden oluşan toplu sözleşme veya toplantı tutanağı imzalanır. Toplu sözleşmeye kurumsal hiyerarşiyi bozacak ve aynı veya benzer unvanlı kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları arasında kurumlar arası dengesizliğe yol açacak hükümler konulamaz. İmzalanan toplu sözleşme metinleri Resmî Gazetede yayımlanır”

Peki, kamu işveren temsilcisi bu maddeleri kabul ederken yasaya ve kanuna uygunluğunu denetliyor mu?
Hayır.

Devletimizin yasa ve kanunlarının uygulamasında sıkıntılar oldu mu, toplumda kargaşa ve anarşi olur. Herkes kendi kanun ve kurallarını birilerine dayatır ve toplumsal dengeleri alt üst olur. Toplum kesimleri arasında burjuva sınıfları oluşur.

Memur sendikaların toplu sözleşmeye başlamasından bu yana memurun elde ettiklerine baktığımız zaman Sendikasız kurumlarda ki çalışan memurda farklı bir noktada ve ya daha iyi bir konum da maalesef değil. Aksine sendikasız kurumların birçoğunun özlük hakları sendikalı olana diğer memurlarda daha iyi durum da olduğunu söylesem yalan olmaz.

“Sendikasızlığı” savunmuyorum. Lakin sendikalarımızın siyasal tarafgirliği ve siyasete angaje olmaları körlüğe sebep değil mi? Her kesimi kucaklayan ve siyasetten uzak, memurun gerçek sorunlarını kendine dert edinen bir sendikal yapılanmaya gitmek gerek.

Sivil toplum kuruluşların yapısal sorunlarını çözmemiz gerek. Yapısal sorunlarının başında yönetimleri oluşturan delege sisteminin demokratik bir yapıya kavuşturulması gerek. Yıllarca değişmeyen bir yönetimle sendikaların yönetilmesi üyeler ile yöneticiler arasında büyük kopuşlara sebep olmuyor mu? Yöneticiler her şeyi kendilerinin gördüğünü ve tabanın yani varlık sebebi memurun derdini tasasını, sorununu, nereden bilebilir ki? Şimdi yaşadıklarımız bunlar değil mi?

Kendi üyeleri yönetimlerini eleştirdiklerinde “bizleri niçin eleştirdiğinizi biliyoruz, maksadınızı da ne olduğunu biliyoruz” demelerinde üyesinin sorununu bilmeyen ve ötekileştiren bir dili hemen kullanıveriyorsunuz. Bu tabanla tavanın arasında ki mesafeyi ölçmeye yeter bir ifade olsa gerek.

Memur sendikaları toplu sözleşme masasında kalmayı kendilerine neden ar edinirler bunu da anlamak mümkün değil. Bir diğer husus birçok kez karşılaştıkları duruma rağmen Kamu Hakem Heyetine giden toplu sözleşmeye üye gönderip çıkacak sonucu bildikleri halde orda bulunulması mecburmuş gibi davranırlar. Siz kendi varlık sebebiniz olana memura uzaksanız elbette böyle olacaksınız. Ama arkanıza aldığınız memur kitlesine dönüp kendi gücünüzü bilmezseniz her seferinde Toplu Sözleşme de devletin tasavvur ettiğinden başkasını alamazsınız. Hükümet her seferinde sendikalara rağmen ben size bir şey vermiyorum ama memuru da sana rağmen mağdur etmiyorum diyor. Kısacası -verirsem ben veririm sen alamazsın, diyor."

Sağlık Bakanlığı Dışı Sağlık Çalışanları Platformu

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler