,

Polis intiharlarında ortak nokta: Amir baskısı, aşırı çalışmak ve çok yorulmak

Emniyet mensuplarının intiharları durmuyor. 30 saat içinde 5 polisin intihar etmesi gözleri yeniden emniyet teşkilatına çevirdi. Emniyet-Sen Genel Başkanı Sezer ve eski polis Demokrat Partili Böğürcü, intiharların neden önlenemediğini yorumladı

Polis intiharlarında ortak nokta: Amir baskısı, aşırı çalışmak ve çok yorulmak

the independent türkçe'den ali kemal erdem'in haberi...

Türkiye'de intihar vakaları sıklıkla emniyet teşkilatında görev yapanlar arasında yaşanıyor.

Başka pek çok mesleğe kıyasla polislikte daha fazla intiharlar meydana geliyor.

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan 19 Ocak 2022'de polis intiharlarına ilişkin bir soru önergesi verdi.

İçişleri Bakanlığı'nın önergeye nasıl cevap vereceği merak edilirken, Türkkan'a göre 2022 yılının ilk 19 gününde 6 polis yaşamına son verdi. 2021'de ise 109 polis canına kıydı.

Polis intiharları ülke ortalamasından 4 kat fazla

Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sertaç Ak'ın 15 Aralık 2020'de Emniyet Genel Müdürlüğü'nde verdiği "İntihar Davranışı ve Emniyet Teşkilatı'nda İntihar" konulu sunumuna göre emniyetteki intiharlar genel ortalamanın dört katından fazla.

Ak, sunumunda Türkiye ile 3 ülkedeki hem emniyet teşkilatlarındaki hem de halk arasındaki 4 yıllık intihar oranlarının kıyaslamasına yer verdi.

Buna göre Türkiye'de genel ortalamada intihar oranları 3 ülkeden düşük iken, polis intiharlarında ABD'ye yakın bir sonuç çıktı.

- ABD'de poliste 100 binde 18 -19; FBI'da 21 (Genel toplum = 14)

- İngiltere'de poliste 100 binde 9,5 (Genel toplum = 10,1)

- Fransa'da poliste 100 binde 14 (Genel toplum = 12,1)

- Türkiye'de poliste 100 binde 17,5 (Genel toplum = 4,1)

Önlemler yetersiz kaldı, 30 saatte 5 polis intihar etti

Polis intiharları daha önce pek çok kez konu olmuş, buna dair psikolojik destek başta olmak üzere önlemler alındığına dair resmi makamlarca açıklamalar yapılmıştı. Ancak alınan önlemlerin şu ana kadar çok sonuç vermemiş olduğu anlaşılıyor ki iki gün içerisinde 5 polis intihar etti.

Osmaniye'de polis Y. E., Ankara'da polis Y. I., Zonguldak'ta S.S., Nevşehir'den polis A.M.B.'nin ardından İstanbul Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru E.Ş. İl Emniyet Müdürlüğü binasındaki Personel Şube Müdürlüğü'nde kafasına ateş ederek intihar girişiminde bulundu.

İntihar eden 5 polisten 4'ü yaşamını yitirirken sadece Zonguldak'ta olan ve ilaç kullanarak yaşamını sonlandırmaya çalışan S.Ş.'nin hayatta kaldığı ve tedavisinin sürdüğü ifade edildi.

Haksızlıktan ve baskıdan şikayet etti

İstanbul'da E.Ş., intiharından önce yazdığı mektupta "adaletsizlikten", "baskıdan" şikayet ettiği, kendisine "haksızlık" yapılarak suçlandığını öne sürerek bazı amirlerine yönelik ithamlarda bulundu.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada ise E.Ş.'nin psikolojik sorunları olduğunun tespit edilmesi üzerine kendisine psikolojik destekte bulunulduğu, ihmali olanların tespiti için soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

"Alındı denilen önlemler kağıt üstünde kalıyor"

Peki daha önce emniyet tarafından yapılan açıklamalarda bu konuda önlemler alındığı, polislere psikolojik destek sağlandığı yönündeki açıklamalara karşın neden intiharlar önlenemiyor?

Sorununu yanıtı için konuyu en çok gündeme getiren isimlerden Emniyet-Sen Kurucu Başkanı Faruk Sezer'le görüştük.  

Sezer, İstanbul'daki intiharın ardından attığı tweette, "Bir kişi İstanbul Emniyeti'nin göbeğinde, personel şubenin içerisinde canına kıyıyorsa, o emniyet müdürünün de o mektupta ismi geçenlerin de bir dakika orada kalmaması gerekir. En acil şekilde soruşturma açılmalı ve ilgili kişiler açığa alınmalıdır" dedi.

Sezer, son 5 intiharın 30 saat içinde gerçekleştiğini ve 21 Eylül'den beri intihar eden polis sayısının 7 olduğunu kaydetti.

Faruk Sezer'e göre intiharların önlememesinin temel nedeni "alındı" denilen önlemlerin kağıt üstünde kalması ve pratiğe dökülmediği iddiası. 

Kısaca intiharları tetikleyen sorunlara dair alındığı iddia edilen önlemlerin çoğunlukla hayata geçmediğini öne sürüyor.

Polis intiharlarının ortak özelliği hepsi öncesinde amir baskısından, aşırı çalışmadan şikayet ediyor

Sezer, bugüne kadar emniyet teşkilatında takip ettikleri ve yakınlarıyla görüştükleri intihar vakalarının neredeyse hepsinde ortak bir nokta bulunduğunu öne sürdü. 

Sezer, "Mesela hiçbiri sebep olarak 'çocuğum birine aşık olmuştu' gibi başka bir neden sunmadı. Hepsinde ortak özellik intihar eden arkadaşımızın intiharından önce amir baskısından, aşırı çalışmaktan, çok yorulmaktan şikayet ettiğiydi" dedi.

"Kuralsızlık, keyfiyet meslektaşlarımızı yıpratıyor"

"TSK ve jandarma da disiplinin katı olduğu kurumlar arasında. Buralarda kayda değer sayıda intihar vakası görülmezken, neden emniyet teşkilatında bu sorunun daha görünür oldu" sorumuza Sezer, şu cevabı verdi: 

"Emniyette baskıcı bir rejim var. TSK'da kurallar bellidir. Yani kuralları, köşeleri, kenarları belirlenmiş bir disiplin var. Askeriyede 'ikinci bir emre kadar çıkış yok' lafını duyamazsınız. Nöbetçiyse nöbetine kalır yoksa lojmanına, servisine gider. Oysa emniyette böyle bir durum yok. Ancak emniyette mesainin bitmesine 10 dakika kala 'Tesisten çıkışlar durdurulmuştur, ikinci emre kadar herkes bekleyecek' lafını ben çok duymuşumdur. Kuralsızlığın ve keyfiyetçiliğin hakim olduğu, her şeyin kişilerin iki dudağı arasında olduğu bir düzen meslektaşlarımızı yıpratıyor. Bu çalışma tarzı da herkesin kaldıracağı bir sistem değil. Kimine kötü bir şey söylersin bunu kaldıramaz kimisi kaldırabilir."

Siyasilere çağrı: Çağdışı kalmış Polis Meslek Kanunu'nu değiştirin

Sezer, siyasilere çağrıda bulunarak "Zaten sorun olmaktan çıkarılmış başörtüsüne dair bir siyasetçi kanun teklifi veriyor. Diğeri de 'anayasa değişikliği yapalım' diyor. Birbirine laf atana kadar gelin artık çağdışı kalmış, binlerce polisin ölümüne neden olan Polis Meslek Kanunu'nu çağa uygun hale getirelim" ifadelerini kullandı. 

"Emniyet teşkilatının bünyesi bozuldu"

Uzun yıllar emniyet teşkilatında rütbeli olarak görev yapan ve Demokrat Parti Merkez Karar Kurul Üyesi Mustafa Böğürcü ise teşkilat bünyesinin FETÖ kadrolaşması nedeniyle bozulduğunu anımsattı. 

Böğürcü, 15 Temmuz darbe girişiminde sonra oluşan açığı kapatmak için farklı branşlarda eğitim almış binlerce gencin polis yapıldığına dikkati çekerek şöyle konuştu:

Bunlar aslında farklı alanlarda okuyan başka hayalleri olan ancak iş bulamadığından sırf iş bulmak için polis olmuş insanlar.

Oysa polislik bir iş olmaktan ziyade bir yaşam biçimidir kendine göre özellikleri vardır. Önce bu yaşam biçimini benimsemen lazım.

Eskiden polis kolejlerinde ve akademilerinde bu mesleğe alıştırılıyor ardından polis oluyordun.

Şimdi öğretmenlikten mezun olmuş öğretmen olmak hayalinde olan biri sırf iş için polis olunca belli bir süre sonra bu mesleğin kendi kurallarına ve dinamiklerine alışamıyor. Tayin, şark olaylarına, aşırı çalışmaya, disipline buradaki söylemlere ve yapılan işe de adapte olmakta zorlandıkça mutsuzluğu artıyor.  Ancak devlet işi olduğundan başka alternatifi de olmadığından bırakıp gidemiyor. Başka bir kamu kurumuna yatay geçiş yapma yollarını arıyor. Bu da sıkıntıları varsa onları daha da büyütüyor.

Ben intihar vakalarının artmasında bunları da etkili görüyorum. Bugün farklı branşlarda eğitim görenlere yatay geçişle başka kamu kurumuna geçeceksiniz desen yüzde 95’i geçer.

Çözüm yolları ne?

Böğürcü çözüm yolları olarak da şunları önerdi:

"Farklı kamu kurumlarına geçmek isteyenlere yatay geçiş imkanı verilsin.

Çalışma şartlarını 8 saate yani Avrupa şartlarına çevrilsin.

Tayinlerinde artık bir siyasi iradenin etkisi olmayacak şekilde 'Polis Vazife ve Selahiyet ile Emniyet Teşkilatı Kanunu'nda değişiklikler yapılmalı.

Çalışma şartlarında iyileştirme yapılarak, mesai süresinin aşılması durumunda ücretler ödenmeli.

Polisler hizmet içi eğitime tutularak, psikolojileri anlaşıldıktan sonra uygun bürolarda, şubelerde çalıştırılmaları sağlansın."

İlişkili Haberler

Manşetler