Anayasa’nın 138 inci maddesi ile yargı kararlarının ne olursa olsun uygulanmamasından idarenin sorumlu tutulduğu görülmektedir. Öte yandan İdarenin kararı uygulama yükümlülüğü devam ettikçe, yargı kararının uygulanmamasından doğan sorumluluğunun da devam edeceği bir gerçektir. Yukarıda anılan Anayasa Mahkemesi kararından; Anayasanın 36 ncı maddesinde yer alan ‘hak arama hürriyeti’nin yalnızca yargı mercileri karşısında davalı veya davacı olma sıfatını değil aynı zamanda mahkeme nezdinde verilmiş olan kararın idari mercilerce gereğinin yerine getirilmesini de kapsadığı anlaşılmakta olup, ayrıca mahkeme kararlarının uygulanması yargılama sürecinin devamı niteliğinde görülerek yargılama sürecini tamamlayan ve yargılamanın bir anlam ve sonuç doğurmasını saylayan unsur olarak nitelendirildiği görülmektedir.
Bu kapsamda, Anayasa'nın 125 inci maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu; yedinci fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu hüküm altına alındığı göz önünde bulundurulduğunda; yargı kararı ile iptaline karar verilen kamu görevinden çıkarılma işleminden doğan tüm zararın ödenmesi amacıyla idarenin ilgili personel hiç ihraç edilmemiş gibi hak ettiği parasal ve özlük haklarını fazla çalışma ücretlerini de kapsayacak şekilde ödemesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Yukarıda anlatılan hususlar, başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, mevzuat, yargı kararları ve tüm dosya kapsamı birlikte göz önünde bulundurularak Kurumumuzca yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; idarenin kamu görevinden çıkarıldığı ve göreve iade edildiği tarihler arasını kapsayan fazla çalışma ücreti ile buna ilişkin yasal faizin ödenmemesi yönünde tezahür eden idari işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, Anayasa’nın 138 inci maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28 inci maddelerinde yargı kararlarına uyma zorunluluğunun açıkça belirtildiği, söz konusu düzenlemeler gereğince İdarenin idari yargı organlarınca verilen kararların icaplarına göre, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu dikkate alındığında İdarenin söz konusu mahkeme kararını makul sürede ifa etmekten kaçınamayacağı, aksi halde adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracağı değerlendirildiğinden başvuranın kamu görevinden ayrı kaldığı 02/04/2021 tarihi ile 14/07/2023 tarihleri arasında tarafına ödenmesi gereken fazla çalışma ücretinin mahkeme kararı gereği 27/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
T.C.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(OMBUDSMANLIK)
SAYI : 2024/920-S.24.1524
BAŞVURU NO : 2023/19527
KARAR TARİHİ : 29/01/2024
TAVSİYE KARARI
BAŞVURUYA KONU İDARE : EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
BAŞVURUNUN KONUSU : Yargı kararı gereğince göreve iade nedeniyle fazla çalışma ücretinin ödenmesi talebi hk.
BAŞVURU TARİHİ : 28/11/2023
I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ
1. Kurumumuza yapılan başvuruda başvuran; Kahramanmaraş ili ..İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru olduğunu, Kahramanmaraş ili Andırın İlçe Emniyet Amirliğinde polis memuru olarak görev yapmakta iken 02.04.2021 günü İçişleri Bakanı kararı ile kamu görevinden çıkarıldığını, Kahramanmaraş İdare Mahkemesinin 30/09/2021 tarih, Esas ve ... sayılı Kararı ile yapılan kamu görevinden çıkarma işlemi iptal edilerek göreve iade edildiğini, kamu görevinden çıkarıldığı döneme ait haklarının geri verilmesi amacıyla başvuruda bulunduğunu, fazla çalışma ücreti tarafına ödenmeyerek söz konusu mahkeme kararında yoksun kalınan tüm parasal hakların Anayasanın 125.maddesi uyarınca idare tarafından 27/04/2021 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi yönündeki karara uyulmadığını belirterek kamu görevinden ayrı kaldığı 02/04/2021 tarihi ile 14/07/2023 tarihleri arasında tarafına ödenmesi gereken fazla çalışma ücretinin ilgili mahkeme kararında belirtildiği üzere 27/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmektedir.
II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI
2. Başvuruya konu iddialar hakkında bilgi ve belge talebi içeren yazımıza istinaden Emniyet Genel Müdürlüğünün 28/12/2023 tarih ve sayılı cevabi yazıda özetle;
2.1. Başvuranın 375 sayılı KHK’nın Geçici 35/B-(6) maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin 01.04.2021 tarih ve ... sayılı işlemin iptali talebiyle dava açtığı, Kahramanmaraş İdare Mahkemesinin 30.09.2021 tarih ve ... sayılı “dava konusu işlemin iptaline” kararı verildiği ve dava sürecinin istinaf aşamasında olduğu,
2.2. Emniyet Genel Müdürlüğünün 20/04/2018 tarih 13983000/50241- (81114)18-557 sayılı Fazla Çalışma Ücreti görüş yazısında belirtilen "Fazla çalışma ücreti asli göreve bağlı olarak ödenen bir özlük hakkı olmayıp, fiilen çalışma karşılığı ödenen ve gerçekleşmesi belli kurallara bağlı muhtemel gelir niteliğinde olan bir ödemedir. Bu itibarla, görevden uzaklaştırılan, tutuklanan veya gözaltına alınan personele, bu sürelere ilişkin fazla çalışma ücretinin ödenmesine imkan bulunmamaktadır." görüşünden dolayı fazla çalışma ücreti ödenemediği
ifade edilmiştir.
III. İLGİLİ MEVZUAT
3. 18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın;
3.1. “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35 inci maddesinde; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”,
3.2. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında, “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.”
3.3. “Yargı yolu” başlıklı 125 inci maddesinde, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür”,
3.4. “Genel ilkeler” başlıklı 128’inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, haklarının ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödeneklerinin ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenlenir.”,
3.5. “Mahkemelerin bağımsızlığı” başlıklı 138 inci maddesinin son fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
4. 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun "Kurumun görevi" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararların sonuçları” başlıklı 28 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasında, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. (...) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”,
6. 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun ek 21 inci maddesinde; “657 sayılı Devlet Memurları Kanununda belirtilen en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil); a) Emniyet Hizmetleri Sınıfına dahil kadrolarda bulunanlardan; 1. Özel harekat ve istihbarat birimlerinde görev yapanlara; % 35, 2. Siyasi hizmet, çevik kuvvet birimleri ile köprü ve hassas bölgeleri koruma görevlerinde fiilen çalışanlarla, panzer sürücüsü ve operatörü olarak görev yapanlara % 31, 3. Diğer birimlerinde görevli olanlara % 27, b) Emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunan çarşı ve mahalle bekçilerine % 13, (1) tutarını geçmemek üzere İçişleri Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslara göre fazla çalışma ücreti ödenir. (Ek ibare : 12/7/2000 - KHK -611/2 md.; Kabul: 6/4/2001 - 4638/3 Md.) Ayrıca, İçişleri Bakanı, büyük ölçekli yolsuzluk, terör ve benzeri faaliyetlere karşı ülke çapında gerçekleştirilen operasyonlara katılanlar ile bunlara idari, teknik, lojistik ve sair destek hizmetleri sağlayan personele hizalarında gösterilen oranların en çok yarısına kadar ilave ödeme yapmaya, bu ödemeyi; görev yeri ve süresi, görevin zorluk ve risk derecesi, görevlinin kıdemi ve sorumluluğu ile benzeri unsurları dikkate alarak farklı miktar veya oranlarda belirlemeye, buna ilişkin diğer usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir. Bu ücretten damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz.”
hükümlerini amirdir.
IV. KAMU DENETÇİSİ SADETTİN KALKAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ'NE ÖNERİSİ
7. Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; başvuranın talebine ilişkin tavsiye karar önerisi, Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.
V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme
8. Kurumumuza yapılan başvuruda başvuran özetle; kamu görevinden ayrı kaldığı 02/04/2021 tarihi ile 14/07/2023 tarihleri arasında tarafına ödenmesi gereken fazla çalışma ücretinin ilgili mahkeme kararında belirtildiği üzere 27/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmektedir.
9. Başvuruya konu olayda başvuran polis memuru olarak görev yapmakta iken 02.04.2021 günü İçişleri Bakanı kararı ile kamu görevinden çıkarıldığını, söz konusu işleme karşı açılan dava neticesinde başvuran hakkında verilen Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'nin 30/09/2021 tarih ve sayılı kararında, “Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması ile, kamu görevinden çıkarılmasını gerektirecek nitelikte iltisak] ya da irtibatı olduğu ortaya konulamayan davacının, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Öte yandan, hukuka aykırı olduğu saptanılan dava konusu işlem nedeniyle, mahrum kaldığı parasal haklarının da Anayasanın 125 maddesi uyarınca davalı idare tarafından davacıya yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının, dava (27/04/2021) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareler tarafından davacıya ödenmesine” karar verildiği, bu kapsamda başvurana fazla çalışma ücreti haricinde mali ve sosyal haklarına ilişkin ödemenin yapıldığı ancak Emniyet Genel Müdürlüğünün görüş yazısında belirtilen "Fazla çalışma ücreti asli göreve bağlı olarak ödenen bir özlük hakkı olmayıp, fiilen çalışma karşılığı ödenen ve gerçekleşmesi belli kurallara bağlı muhtemel gelir niteliğinde olan bir ödemedir. Bu itibarla, görevden uzaklaştırılan, tutuklanan veya gözaltına alınan personele, bu sürelere ilişkin fazla çalışma ücretinin ödenmesine imkan bulunmamaktadır." görüşünden dolayı fazla çalışma ücretinin ödenemediği anlaşılmaktadır.
10. 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda fazla çalışma ücretinin hangi şartlarda ödeneceği düzenlenmiş olup, emniyet teşkilatında verilen fazla çalışma ücretinin polisin yaptığı görevin niteliği ve zorluğuna binaen mezkur ücret olarak ödeneceği, söz konusu oranların belirlenmesinde ek mesai saatine bağlı olarak bir ödeme sistemi yerine çalışılan kadro bazlı olarak bir ödeme sisteminin getirildiği, dolayısıyla emniyet teşkilatında görev yapan personele ödenen fazla çalışma ücretinin maktu bir ödeme niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
11. Keza, Danıştay 11. Dairesinin 23/06/2009 tarih ve ... sayılı Kararında da, “Söz konusu düzenlemelerden, 3201 sayılı Kanunun ek 21. maddesi uyarınca ödenen fazla çalışma ücretinin, mesai dışında fazla çalışma karşılığı olarak değil, görevin niteliği, yapılan işin zorluğu ve önemi doğrultusunda emniyet hizmeti sınıfı kadrolarında bulunanlardan görev yapılan birime göre, salt bu görevi yerine getirmeleri nedeniyle her ay sabit olarak yapılan bir ödeme olduğu ve 657 sayılı Kanunun 178. maddesinde düzenlenen ve günlük çalışma saatleri dışında yapılan çalışma karşılığı ödenen fazla çalışma ücretinden nitelik olarak farklı olduğu anlaşılmaktadır…” değerlendirmelerinde bulunulmuş, aynı kararda “…Bu durumda, emniyet hizmetleri sınıfında görev yapan personel yönünden ödenecek fazla çalışma ücretinin 3201 sayılı Kanunun ek 21. maddesinde düzenlenmesi, anılan madde ile ödenecek fazla çalışma ücretinin üst sınırının görev yapılan birim dikkate alınarak belirlenmesi ve bu çerçevede fazla çalışma ücretinin ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirleme ve ilave ödeme yapma konusunda İçişleri Bakanlığı'nın yetkilendirilmesi karşısında, davalı idarece, yasada öngörülen kıstaslar doğrultusunda fazla çalışma ücretinin, görev yapılan birim ve yürütülen hizmet esas alınarak ödenmesine, söz konusu ücretin, emniyet hizmetleri sınıfında bulunan personelce yürütülen hizmetin niteliği ve devamlılığı göz önünde bulundurularak aylık alınan dereceye göre maktu olarak ödenmesine…” hükmedilmiştir.
12. Danıştay kararında da kabul edildiği üzere 3201 sayılı Kanunun ek 21 inci maddesinde düzenlenen fazla çalışma ücreti, emniyet hizmetleri sınıfında bulunan personel tarafından yürütülen hizmetin niteliği gereğince maktu olarak ödenmekte olup, göreve iadesiyle geçmişe dönük tüm mali haklara hak kazanan ve kendi iradesi dışında İdarenin işlemi nedeniyle polislik mesleğini yerine getiremediği için oluşan külfeti yüklenmesi beklenemeyecek olan başvuranın, hakkında verilen yargı kararına rağmen görevden uzakta geçirdiği döneme ilişkin fazla çalışma ücretinden mahrum bırakılmasında hukuka ve hakkaniyete aykırılık olduğu kanaatine varılmıştır.
13. Hukuk devleti; insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir (Anayasa Mahkemesi E.2013/44, K. 2013/59, Resmi Gazete Tarihi: 02/05/2013).
14. Anayasa Mahkemesinin 14/01/2010 tarihli ve E.2009/27, K.2010/9 sayılı kararında; “Anayasa'nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biri olmakla birlikte aynı zamanda toplumsal barışı güçlendiren, bireyin adaleti bulma, hakkı olanı elde etme, haksızlığı önleme uğraşının da aracıdır. Hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil, yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir haktır.” ifadeleri kullanılmıştır.
15. Anayasa’nın 138 inci maddesi ile yargı kararlarının ne olursa olsun uygulanmamasından idarenin sorumlu tutulduğu görülmektedir. Öte yandan İdarenin kararı uygulama yükümlülüğü devam ettikçe, yargı kararının uygulanmamasından doğan sorumluluğunun da devam edeceği bir gerçektir. Yukarıda anılan Anayasa Mahkemesi kararından; Anayasanın 36 ncı maddesinde yer alan ‘hak arama hürriyeti’nin yalnızca yargı mercileri karşısında davalı veya davacı olma sıfatını değil aynı zamanda mahkeme nezdinde verilmiş olan kararın idari mercilerce gereğinin yerine getirilmesini de kapsadığı anlaşılmakta olup, ayrıca mahkeme kararlarının uygulanması yargılama sürecinin devamı niteliğinde görülerek yargılama sürecini tamamlayan ve yargılamanın bir anlam ve sonuç doğurmasını saylayan unsur olarak nitelendirildiği görülmektedir.
16. Bu kapsamda, Anayasa'nın 125 inci maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu; yedinci fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu hüküm altına alındığı göz önünde bulundurulduğunda; yargı kararı ile iptaline karar verilen kamu görevinden çıkarılma işleminden doğan tüm zararın ödenmesi amacıyla idarenin ilgili personel hiç ihraç edilmemiş gibi hak ettiği parasal ve özlük haklarını fazla çalışma ücretlerini de kapsayacak şekilde ödemesi gerektiği değerlendirilmektedir.
17. Yukarıda anlatılan hususlar, başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, mevzuat, yargı kararları ve tüm dosya kapsamı birlikte göz önünde bulundurularak Kurumumuzca yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; idarenin kamu görevinden çıkarıldığı ve göreve iade edildiği tarihler arasını kapsayan fazla çalışma ücreti ile buna ilişkin yasal faizin ödenmemesi yönünde tezahür eden idari işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, Anayasa’nın 138 inci maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28 inci maddelerinde yargı kararlarına uyma zorunluluğunun açıkça belirtildiği, söz konusu düzenlemeler gereğince İdarenin idari yargı organlarınca verilen kararların icaplarına göre, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu dikkate alındığında İdarenin söz konusu mahkeme kararını makul sürede ifa etmekten kaçınamayacağı, aksi halde adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracağı değerlendirildiğinden başvuranın kamu görevinden ayrı kaldığı 02/04/2021 tarihi ile 14/07/2023 tarihleri arasında tarafına ödenmesi gereken fazla çalışma ücretinin mahkeme kararı gereği 27/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme
18. İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; idare tarafından, başvuran hakkında verilen iptal kararının gereği gibi uygulanmadığı ve başvuru sahibine verdiği cevapta idari işleme karşı hangi sürede hangi mercie başvurabileceğini göstermediği bu nedenle de “kanunlara uygunluk” ve “karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi” ilkelerine uymadığı tespit edildiğinden, idareden bundan böyle bu ilkelere uyması beklenmektedir.
VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
19. 6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup Kahramanmaraş İdare Mahkemelerinde yargı yolu açıktır.
VII. KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre BAŞVURUNUN KABULÜNE,
Başvuranın kamu görevinden ayrı kaldığı 02/04/2021 tarihi ile 14/07/2023 tarihleri arasında tarafına ödenmesi gereken fazla çalışma ücretinin mahkeme kararı gereği 27/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi yönünde EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde başvurana ve Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,
Kararın başvurana ve gereği için EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE tebliğine
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.