,

1 Dolar FETÖ/PYD irtibat ve iltisak için delil sayıldı

Danıştay İDDK, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararını hukuka uygun buldu.

1 Dolar FETÖ/PYD irtibat ve iltisak için delil sayıldı

Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, staj döneminde cemaat evinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,

Diğer taraftan, davacının üst aramasında bir adet 1 doların üzerinde bulunmasının, davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,


T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3211
Karar No : 2022/1544

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 02/02/2021 tarih ve E:2016/55901, K:2021/107 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:
Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Beşinci Dairesinin 02/02/2021 tarih ve E:2016/55901, K:2021/107 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde görülmediği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat gztmmr Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,

Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,

Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, staj döneminde cemaat evinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,

Diğer taraftan, davacının üst aramasında bir adet 1 doların üzerinde bulunmasının, davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,

Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, dava konusu olayda ceza hukuku anlamında bir suçlama ve ceza iddiası bulunduğu için ceza hukukuna dair tüm ilkelere uygun bir yargılama yapılarak karar verilmesi gerektiği, dava açıldıktan beş yıl sonra dosyanın Dairece karara bağlandığı, makul sürede yargılanmayarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, Anayasa'ya sadakat yükümlülüğü gerekçesi üretilerek, bu gerekçe ile davanın reddedilmesi nedeniyle tarafsızlığın kaybedildiği, Anayasal düzene sadakat yükümlülüğü gztmmr dava konusu kararda yer almadığı için Dairece bu gerekçeye dayanılamayacağı, OHAL uygulaması 18/07/2018 tarihinde sona erdiğinden bu dönemde alınan kararların da hukuken geçerliliğini yitirmesi sebebiyle kalıcı sonuç doğuramayacağı, idarenin ceza hükmü içeren KHK çıkaramayacağı, idari işlem ve eylemin yapıldığı tarihte dosyada olan deliller ile bağlı olduğu, sonradan dosyaya delil giremeyeceği, itirafçı olduğu belirtilen kişilerin özgür iradeleriyle beyanda bulunduklarından söz edilemeyeceği, bu kişilerin haklarında adli/idari soruşturma bulunduğu, teknik anlamda tanık değil şüpheli-sanık konumunda oldukları, bu kişilerin kendisi ile aynı suçtan yargılandıkları, 1 doların üzerinde ele geçirilmediği ve 1 doların kendisine ait olmadığı, dava konusu işlem ve temyize konu kararla, hukuk devleti, hukuki güvenlik, öngörülebilirlik, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkelerinin, özel hayata ve aile hayatına saygı, eğitim, mülkiyet, adil yargılanma, gerekçeli karar haklarının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ :
Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra; davacının adli yardım talebi hakkında, yargılama harç ve giderlerinin bilahare davacı tarafından tamamlanmış olduğu görüldüğünden bu hususta karar verilmesine gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 02/02/2021 tarih ve E:2016/55901, K:2021/107 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 20/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler