Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Dolar : 42,4380 0,16 Değişim Euro : 48,9013 -0,08 Değişim Altın : 5.552,10 %-0,04 Değişim BIST 100 : 10.922,86 -0,52 Değişim Brent Petrol : 62,56 -1,29 Değişim

Uçum: Kürtçenin özgürlüğü güçlendirilecek ve kalıcılaştırılacaktır

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, geçiş sürecinde Kürtçenin özgürlüğünün kalıcılaştırılacağını, olası kötü uygulamaların ise devlete bağlı yetkililerce bertaraf edileceğini vurguladı.

Kaynak : Sabah Gazetesi Giriş : Güncelleme :
Uçum: Kürtçenin özgürlüğü güçlendirilecek ve kalıcılaştırılacaktır

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, çözüm süreciyle ilgili sosyal medya hesabından her pazar yazdığı yazıyı bu hafta da Anadolu Ajansı için kaleme aldı.

Uçum, Türkiye’de geçiş sürecine karşı süren "sistematik fikri sabotajlar" olduğunu savunarak, bazı odakların sürecin birikimini ve sonuca ulaşma imkanını değersizleştirmeye çalıştığını öne sürdü.

Uçum'un yazısından öne çıkan kısımlar şöyle:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarafından İmralı dinlemesine karar verildi. Komisyonun geçiş sürecine yönelik bir hukuk politikası önerecek raporunun yazımına ilişkin takvim ilan edildi.

Bu arada geçiş sürecine karşı sistematik fikri sabotajlar da hız kesmeden devam ediyor. Aslında temel hedef geçiş sürecinin birikimini ve sonuca ulaşma imkanını değersizleştirmek ve nihayetinde geçiş sürecini akamete uğratmaktır. Bunun için birçok konuda sorun çıkarılmak isteniyor.

Bununla birlikte geçiş sürecine ilişkin yapılan tartışmalardaki negatif görüşlerin tamamını fikri sabotaj veya kötü niyetli ajandaların gereği olarak görmek doğru olmaz.

Samimiyetle sürece ilişkin kaygılarını ifade edenleri, iyi niyetli olarak risk ve tehlike gördükleri hususlarda görüş beyan edenleri özenle ayırmak gerekir. Bu nedenle ele alınacak konuları objektif bir bakışla değerlendirmek son derece önemlidir.

En güncel konu Komisyon tarafından alınan ‘İmralı dinlemesi’ kararıdır.

Bu konuda alınan kararın gereği yapıldıktan sonra durum varsayımsal tartışmalardan çıkar. Çünkü İmralı dinlemesinden sonra yeni ve somut bir durum oluşur.

Soyut karşı çıkışlar ortaya çıkan somut durum karşısında anlamsızlaşır. O noktada fikirlerin tartışıldığı bir ortam gelişir. Elbette o zaman da lehte ve aleyhte görüşler olacağı kesindir.

Ama İmralı dinlemesinde geçiş sürecine katkı veren bir sonucun çıkmasının aleyhte yaklaşımları önemsizleştireceğini değerlendirmek gerekir.

Bir diğer konu, tarihteki tüm kötü pratikleri, can yakan olayları, yıkıcı söylemleri öne çıkaran ve her yönden yapılan fikri provokasyonlardır. Elbette tarih göz ardı edilemez. Bugünün konuları gerçek tarih bilinciyle ele alınırsa doğru çözümler geliştirilir.

Tarihsel birikimin, bugüne ve geleceğe etkisi sorun çözme süreçlerine katkı sunma yönünde olmalıdır. Tarihi tecrübeyi sorunların çözümüne engel olarak kullanmak sadece bugüne ve geleceğe zarar vermek anlamına gelmez tarihsel gerçekliğe de ihanet olur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimlerinde Devlet içindeki bazı odakların Kürtlere yönelik inkar ve ret tutumlarını bitiren liderliğin ve yapıcı politikaların yok sayılması yaklaşımları da başka bir fikri sabotaj alanıdır.

Bugün gelinen aşamanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük liderliğine ve tüm yönetim dönemlerinde her alanda hayata geçirdiği yapıcı politikalara dayandığı asla unutulmamalı ve bu realite daima göz önünde tutulmalıdır.

Sayın Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’ten bu yana ezber bozan, bilgece ve büyük cesaretle ortaya koyduğu hamlelere yönelik fikri sabotajlara karşı net ve keskin tutumlar almak da son derece önemlidir.

(…)

Egemenliğin ve milli birliğin dili Türkçenin kapsayıcılığı ile Kürtçe ve diğer dillerin özgürlüğü arasında bir uyumsuzluk yoktur. Bu bağlamda Kürtçenin özgürlüğü güçlendirilecek ve kalıcılaştırılacaktır.

Kürtçenin özgürlüğüyle ilgili Devletin yapıcı yaklaşımına rağmen sapma denilebilecek bazı kötü pratikler varsa bertaraf edilecektir.

Hep altını çizdiğimiz gibi kuşkusuz ‘eşit vatandaşlık’la ilgili hukuki sorunumuz yok ama bütün ‘vatandaşlarımız arasında eşitlik’ duygusunun pratikte egemen olmasını sağlamak da en önemli görevlerden biridir.

Yerel yönetimlerin yeniden yapılandırması konusu ise sadece belli il ve ilçelerin değil Türkiye’nin tüm illeri ve ilçelerinin ihtiyacıdır.

Üniter yapıyı destekleyecek, yerel meclisleri denetim, yerel bütçe taslakları, ilçe ve il hizmet ve yatırım programlarının oluşturulmasında yetkilendirecek, yerel icrada merkezin sorumluğunu artırarak tek teşkilat, tek bütçe ve tek icra yaklaşımını hayata geçirecek bir yerel yönetimler reformu kaçınılmaz hale gelmektedir."