BIST 100 9.977,94 %1,13 Dolar 35,55 %0,37 Euro 36,57 %-0,04 Altın Gram 3.096,51 %0,10 Brent Petrol 81,04 %-0,30 Bitcoin 104.901,49 %4,76
,

Türkiye'deki en iyi fakülteleri hangileri

Avukat İlker Atamer sosyal medyadaki paylaşımında hukuk fakültelerini irdeledi. Atamer'in paylaşımına göre sadece 3 üniversitede ideal sayı olan 30 profesör bulunuyor. 3 üniversitede ise hiç profesör yok

Türkiye'deki en iyi fakülteleri hangileri

Avukat İlker Atamer sosyal medyadaki paylaşımında hukuk eğitimi sorunununa değindi. Sadece İstanbul, Marmara ve Ankara hukukta 30 profesör olduğunu belirten Atamer "Her şehirde hukuk fakültesi kurmak gibi bir derdimiz olmamalı. Bu 91 fakülteden en az yarısını kapatılıp birbirine yakın olanlar birleştirebilir. " dedi.

İlker Atamer'in paylaşımın:

Hukuk Eğitimi Sorunu 1

Türkiye'de hukuk sorunu sorunlu bir hukuk eğitimiyle başlıyor. Ülkemizde toplam 91 tane hukuk fakültesi bulunuyor. Bir hukuk fakültesinde ortalama 15 ana bilim dalı bulunduğuna ve her ana bilim dalı için en az 1 profesör kadrosu gerektiğini dikkate alırsak bir hukuk fakültesi kurmak için en az 15 profesöre ve ideal olarak da 30 profesöre gerek var. Peki kaç tane hukuk fakültesinin kadrosunda 30 profesör var sizce? Tespit edebildiğim kadarıyla yalnızca 3 hukuk fakültesinde böylesi geniş bir akademik kadro var. 

İstanbul Hukuk Fakültesi kadrosunda 50 profesör, Marmara Hukuk Fakültesi'nde 40 profesör, Ankara Hukuk Fakültesi'nde 30 profesör var.

Bu üç üniversitenin yılda aldığı öğrenci sayısı 1,400. Yıllık toplam hukuk kontenjan sayısı ise 16,400 civarında. Demek ki yalnız 1,400 öğrenci geniş bir akademik kadrosu olan bir fakülteden eğitim alırken geriye kalan 15,000 öğrenci akademik kadrosu pek yeterli olmayan fakültelerden mezun oluyor. Akademik kadrosu yeterli olmayan derken bunu biraz açalım: 

Aşağıdaki üniversitelerin hukuk fakültelerinde hiç profesör yok:

Çankırı Karatekin Üniversitesi
Malatya İnönü Üniversitesi
Rize RTE Üniversitesi

Aşağıdaki üniversitelerin hukuk fakültelerindeki sadece tek profesör var:

Afyon Kocatepe Üniversitesi
Boğaziçi Üniversitesi
Denizli Pamukkale Üniversitesi
Gaziantep Üniversitesi
Konya NE Üniversitesi
Sakarya Üniversitesi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Tokat GOP Üniversitesi
Yozgat Bozok Üniversitesi

Bunlardan Boğaziçi, Gaziantep ve Pamukkale üniversitelerdeki mevcut olan profesörler ise hukuk mezunu değil.

Kırklareli, Trabzon ve Yalova üniversitelerinin hukuk fakültelerinde yalnızca 2, geriye kalan diğer hukuk fakültelerinin çoğunda ise profesör sayısı genelde 3-5 civarında.

Dolayısıyla hukuk fakültelerimiz arasındaki akademik kadro ve eğitim kalitesi arasında uçurum boyutunda fark var. Bazı öğrenciler 15-25 yıl tecrübesi olan profesörlerden ders alırken öğrencilerin çoğunluğu tecrübesiz araştırma görevlilerinden ders alıyor. Ardından farklı kalitedeki hukuk fakültelerinden farklı kalitede eğitim alarak mezun olan bu 16.000 civarı öğrencinin tümü hiçbir sınav ve elemeden geçmeden ve hukuk fakültesinde gerçekten hukuku yeterli seviyede öğrendiklerini ispat etmeden baroya kaydolup avukat oluyorlar. Aldıkları eğitimin niteliği ve kalitesi farklı ama hepsi avukat sıfatı taşıyor ve hepsi avukat olarak aynı hak ve yetkilere sahipler.

Akademisyen zor yetişiyor, bir kişinin doçent ve profesör olması yıllar alıyor. Doğru. Peki ne yapacağız? 

Önerilerim:

Her şehirde hukuk fakültesi kurmak gibi bir derdimiz olmamalı. Bu 91 fakülteden en az yarısını kapatılıp birbirine yakın olanlar birleştirebilir. 

Anadolu'daki üniversiteleri akademisyenler için daha cazip hale getirmek için daha yüksek maaş teşviki verilebilir. 

Hukuk fakültelerinde tecrübeli avukatların full time ve yargıçların ise part time ders vermesini mümkün kılacak yasal ve idari düzenlemeler yapılabilir. 

ABD'deki hukuk profesörlerinin çoğunun PhD derecesi yoktur. JD (juris doctor) derecesi olan, baro sınavını geçmiş ve avukat olarak tecrübe edinmiş herkes teorik olarak profesör sıfatıyla hukuk okullarında ders anlatabilir. Bazı avukatlar tam zamanlı olarak profesör sıfatıyla ders anlatırken, bazı aktif avukatlık yapan kişiler ise profesör sıfatı olmadan dilekçe yazımı, tanık sorgusu gibi uygulamaya yönelik dersleri part time olarak veriyor. Dahası aktif görevdeki yargıçlar da seçimlik ders olarak duruşma dersleri veriyor. Biz neden aynısını yapmıyoruz? Hukuk fakültelerinde dersleri hiçbir tecrübesi olmayan araştırma görevlileri yerine tecrübeli avukatlar verse daha iyi olmaz mı? Böylece hem akademik kadro eksikliği giderilmiş olur, hem öğrenciler uygulamaya dönük daha iyi eğitim alır, hem de araştırma görevlileri de asıl işleri olan araştırma işlerine daha fazla zaman ayırır. Hem bu sayede öğrencilerin hukuk fakültelerinden dilekçe yazmayı öğrenmeden, duruşma düzenini bilmeden mezun olma sorunu da biter.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler