Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayımladığı yönetmelik ile daha önce 31 Aralık 2024’te yürürlüğe girmesi beklenen sudaki “kirleten öder” sistemini 31 Aralık 2026’ya uzattı. Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Başkanı Ali Rıza Öner, düzenlemenin detaylarını bir grup gazeteciye değerlendirdi. Öner, 2026’da devreye alınması planlanan düzenleme kapsamında katı atıkların toplanmasını ve bertarafını da içerecek şekilde su faturalarına ‘Çevre Temizlik Vergisi (ÇTV), katı atık toplama bedeli ve katı atık bertaraf bedelinin’ tek kalemde toplanarak tahsil edilmesinin planlandığını ifade etti. Öner “Atıksu ve evsel katı atık ile ilgili verilen tüm hizmetler karşılığında tam maliyet esaslı tarifeye göre belirlenen toplam sistem maliyetini karşılamak üzere evsel katı atık ve atıksu hizmetlerinden yararlananlar artık kullanımına göre artacak bedellerle karşı karşıya kalacak. Yani, Bakanlık, bu düzenlemeyle hem su tasarrufunu artırmayı hedeflerken hem de daha fazla su tüketen, çöp çıkarandan ‘kirleten öder’ ilkesiyle daha fazla bedel alınmasını planlıyor. Buradaki bedelin yüzdelik olması planlandığından su faturası arttıkça alınacak bedel de artacak” diye konuştu.
GELİR SADECE BU HİZMETLERE...
Belediyelerin bu kapsamda elde ettiği gelirleri atıksu ve evsel katı atık hizmetlerinin dışında bir işte kullanamayacağını söyleyen Öner, sistemin işleyişini ise şöyle anlattı: Mevcut faturalarda su bedeli ile birlikte atıksu bedeline de yer verilirken, onun dışında evsel katı atık yani çöpler için 3 kalemde olmak üzere ÇTV, katı atık toplama bedeli ve katı atık bertaraf bedeli alınması gerekiyor. Ancak bu bedellerin alınması zorunlu olmayıp belediyelerin inisiyatifine bırakılıyor. Bu kalemlerden elde edilen gelirlerin ÇTV ve toplama olmak üzere ikisinin ilçe belediyelerine gitmesi gerekiyor. Diğer kalemi ise uzun yıllardır büyükşehir ya da merkez belediyeler almayarak bu haklarından feragat ediyordu. Bilindiği üzere kentlerde suyun idaresinden büyükşehirler sorumlu. Böyle olunca da suda yaşanan muhtemel bir artıştan sorumlu tutulan büyükşehir belediyeleri, suda artışa cesaret edemeyerek ilçe belediyelerin hak ettiği miktarları da toplamayarak faturalara yansıtmıyordu. Yani, ‘hem zammı ben yapıyor görünüyorum, hem de buradan bir kazancım olmuyor’ diyordu. Bu bedelleri yansıtan sınırlı sayıda bazı il su idareleri de bulunuyor. Bakanlık ise süreyi uzatarak, sorunu belediyenin sorumluluğuna bırakıyor ki zam yapamasınlar, yaparlarsa da bunu kullanamasınlar istiyor. Bu nedenle bu sene başlaması planlanan düzenleme 2026’ya kaldı.
BELEDİYE MECLİSİ BELİRLEYECEK
Atık su altyapı yönetimlerinin maliyetinin hesaplanmasında esas alacağı temel bileşenlerin toplama, nakil, pompalama, arıtma, deşarj, çamur bertarafı, geri kazanım ve satış kalemlerinden oluşacağını belirten Öner “Evsel atık süreçlerine bakıldığında ise toplama ve taşıma kısmında sorumluluk ilçe belediyesinde; aktarma istasyonu, geri kazanım tesis ve bertaraf sorumluluğu ise büyükşehirde. Yani, mevcutta da su faturalarında yalnızca tüketilen su miktarı faturaya yansıtılmıyor. Bunun içinde başka bedeller de yer alıyor. Ancak büyükşehirler konunun ‘oy kazanımı’ gibi siyasi tarafı da bulunduğu ve kendisi gelir sağlayamadığı için bugüne kadar bu oranları düşük tutuyordu. Şimdi belediyeler bu bedelleri almaya başlayarak buralara ayırdığı bütçeyi kendi kasasından değil de, vatandaştan tahsil ettiği kısımdan yapacak. Buradan elde edilen gelirler sadece bu iş için kullanılacak. Su zamları nasıl belediye meclislerinde karar alınarak yapılıyorsa bu bedellerin de belediye meclislerinde belirlenmesi amaçlanıyor” ifadelerini kullandı.
CEVDET FIRAT AYDOĞMUŞ