Radar korkusu! Sürücü yola değil cezaya odaklandı
Yollarda artan radarlar, drone destekli kontroller, sıklaşan denetimler, ani değişen hız limitleri sürücüleri psikolojik baskı altına alıyor. Sürücüler radara yakalanma korkusundan yola odaklanamıyor.

Son dönemde Türkiye genelinde artırılan trafik denetimleri, özellikle büyükşehirlerde vatandaşların tepkisini çekiyor. Emniyet güçlerinin dronelarla yaptığı kontroller, hız radarlarının sayısındaki ciddi artış ve neredeyse her gün yapılan yol uygulamaları, birçok sürücünün “Devlet cezaya mı çalışıyor?” sorusunu sormasına neden oluyor. Sosyal medyada ‘Radarterörü’ ve ‘Droneceza’ etiketleriyle binlerce paylaşım yapılıyor. Bazı kullanıcılar denetim noktalarının haritalarını paylaşırken, bazıları ise toplu dava açılması çağrısında bulunuyor. Yaşanan isyan Bayram tatili öncesi yapılacağı açıklanan sıkı denetimler ile yeni bir boyut kazandı. Çoğu vatandaş tatile gitmeden önce “yolda ceza yazılır mı?” tedirginliği yaşıyor. Son bir yılda yollardaki radar sayısında kayda değer artışlar görüldü. Birçok noktaya yapay zekâ destekli radar konuldu. Bazı bölgelerde 500 metrede bir radar kontrolü yapıldığı ifade ediliyor.
ADIM BAŞI KONTROL VAR
Bir diğer şikâyet ise sürekli yapılan kontroller… Şehir içi veya şehirler arasında kısa mesafelerde sürekli ve çok sık kontroller yapıldığı ifade ediliyor. Ayrıca hız limitlerinin düşük olduğu ve ani değişimler nedeniyle kazalara sebebiyet verdiği belirtiliyor. Bazı yolların bir bölümünde 90 km/sa. olan limitin, aniden 50 kilometre/saate düşmesi risk oluşturuyor. Emniyet yetkilileri ise tepkilere karşılık, denetimlerin sadece ceza odaklı olmadığını belirtiyor. Yapılan açıklamalarda, kazaların azaltılması, can kayıplarının önlenmesi ve trafikteki caydırıcılığın artması amacıyla bu uygulamaların yapıldığı ifade ediliyor.
CEZALAR DOĞRU UYGULANMALI
İleri sürüş teknikleri uzmanı Özgür Saraç gazetemize yaptığı açıklamada “Son dönemde hız sınırlarıyla ilgili yapılan denetimlerin sıklığı ve buna karşılık uygulanan ceza tutarlarının yüksekliği, sürüş psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyor. Elbette ki, alkollü araç kullanmak ya da ehliyetsiz direksiyon başına geçmek gibi suçlar karşısında sert yaptırımlar şart. Ancak sadece hız limitlerini birkaç kilometre aşan sürücülere geldiğinde, cezai uygulamalarda daha dengeli bir yaklaşım gerektiğine inanıyorum. Çünkü mevcut hız limitleri, birçok sürücü için pratikte uygulanması zor değerler hâline geldi” dedi.
Hız limitlerinde de değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyleyen Saraç “Sürücülerin büyük çoğunluğu, önü açık, düz ve güvenli bir yolda mesela 110 km/sa. hızla seyretmek istediğinde bile radar endişesi taşıyor. Bu limitlere harfiyen uymaya çalışanlar da trafikte diğer sürücüler tarafından tacize uğruyor, selektör ve korna gibi yollarla psikolojik baskıya maruz kalıyor. Yolun yapısı, görüş mesafesi, trafik yoğunluğu ve hava şartları gibi değişkenlere bağlı olarak esnek hız uygulamaları yapılabilir” dedi.
VATANDAŞ NE DİYOR?
● TIR şoförü Ahmet Doğan: Bir gün içerisinde aynı güzergâhta üç defa ceza yedim. Radarları çoğu zaman görmüyoruz, çünkü bazıları gizlenmiş ya da uyarı tabelası yok. Ceza mektubu eve gelince öğreniyoruz. Tamam, kural kuraldır ama bu kadar sıkı bir denetim insanı bunaltıyor. Yola çıktığımızda artık tabelalara değil, cezaya odaklanıyoruz. Güvenliği elbette önemsiyoruz ama bu kadar yoğun denetim artık baskı gibi hissettiriyor.
● Banka çalışanı Elif Düzgünel: Bayram öncesi gideceğimiz yolun büyük kısmı bölünmüş otoyol, ama ona rağmen sürekli ‘Radara girer miyiz?’ korkusuyla sürüyoruz. Hız limitlerinin aniden değişmesi büyük problem. Bir yerde 110 iken, hemen ardından 70’e düşüyor. İnsan refleksle bile yetişemiyor. Tatil keyfi daha yola çıkmadan stresle başlıyor.
● Esnaf Mustafa Temeltaş: Geçen hafta 50 kilometrelik bir mesafeyi giderken tam dört defa durduruldum. Birinde ehliyet kontrolü, diğerinde ruhsat istendi, başka bir noktada emniyet kemeri soruldu. Yani ne kadar kurallara uygun olursak olalım, yolculuk boyunca sanki potansiyel suçluymuşuz gibi muamele görüyoruz.
Kaan ZENGİNLİ