Oğluna ağlayan anneye uyarı: Ağlamayın Vali bey üzülüyor!
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’deki yangında hayatını kaybedenlerin yakınları, TBMM’de kurulan araştırma komisyonunda yaşadıklarını anlattı. 28 aileden oluşan 57 kişinin değerlendirmelerini aldı. Aileler, yangında yaşadıklarını anlatırken, aile üyelerinin yanı sıra komisyon üyeleri ve milletvekilleri gözyaşlarını tutamadı. Komisyonda oğlunu kaybeden annenin anlattıkları kan dondurdu. Acılı aileler sevdiklerini faciada kaybederken “Ağlamayın vali bey üzülüyor” uyarısı almışlar.

Zeynep Kotan, kayak eğitmeni oğlu Ömür’ü yangında kaybetti. Yangın haberini aldıktan sonra otele ulaştıklarını belirten Kotan, oğlunun ölüm haberini aldığı sırada ağlamaya başladığını ancak bir yetkilinin yanına gelerek, “Ağlamayın vali bey üzülüyor” dediğini söyledi.
'MORGTAKi OĞLUM...'
Zeynep Kotan, şöyle devam etti:
“Biricik oğlumu kaybetmiş olmak acıların en büyüğü iken bir de başka şeyler var. Dışarıdaki can pazarını anlatayım. Yangını haberlerden duyduk. Sonradan okuduğumuz ölüm raporlarında oğlum ve birçok kişinin sabah 6’da morga girdiğini öğrendik. Bana haber veren bile olmamış. Oğlumun oda arkadaşının annesi ve babasına ulaştık. Arkadaşları Ömür ve Eren’den haber alamadıklarını söylediler. Çaresizdik. 112 ve jandarmadan soruşturmaya başladık. Tüm hastaneleri gezdik. Ortalık savaş alanı gibi.”
SES KAYDI DİNLETİLDİ: ANNE SENİ SEVİYORUM
Oğlu Doruk’u kaybeden Duygu Can Sarıtaş, can vermeden önce oğlunun kendisine gönderdiği son ses kaydını dinletti. Öğretmen olduğunu, iki çocuğunu yangında kaybettiğini anlatan Sarıtaş, oğlunun yangın sırasında kendisine gönderdiği ses kaydını dinletti.
Doruk’un öleceğini bilerek kendisinden yardım istemek yerine “Anne seni seviyorum” diye ses kaydı gönderdiğini anlatan anne Sarıtaş, yaşananların kaza değil katliam olduğunu kaydetti. Doruk’un annesine “Seni seviyorum” dediği ses kaydı komisyon salonunu dolduran aileleri ve milletvekillerini gözyaşına boğdu.
BU KAZA DEĞİL
Oğlu Eren’i kaybeden Eray Bağcı ise komisyon üyelerine şunları söyledi:
“Eren’imiz hayat doluydu. Gözlerinin içi gülerdi, saygılı ve duyarlıydı, akıllı ve çalışkandı benim oğlum. Bizim Eren’imiz de yok artık. Bu kaza değil. Tutanaklar bize açıkça ifade ediyor. Yangın alarmı çalışmıyordu. Gerçeklerin üstü örtülmesin, sorumlular cezalarını çeksinler. Adalet sağlanmazsa yarın başka Erenlerin de canları yitip gidecek. Vicdanınızın sesini dinleyin, bizim çığlığımıza kulak verin. Bu cinayetin yaşandığı otelin yerine başka bir otelin çalışmasına izin verilmesin.”
'ADALET BORCU VAR'
Yangında eşini ve tek çocuğu kızı Alya’yı kaybeden Hilmi Altın, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Sizden tarihe geçecek emsal bir çalışma ortaya koymanızı bekliyoruz. O gün ölümlerin her türlüsü yaşandı. 2025 yılında aile yılında bir yangında güvenli ve çocuk dostu tanımlanan prestijli turizm acentelerinde satışı yapılan bir otelde nasıl insanlar ölür? 36 çocuğun hayatı nasıl yok olur? Bu otele kim ruhsat verdi? Bu ihmal değil, bu cinayet. Devletimizin bize adalet borcu var.”