Siyasetin gündeminde yeni anayasa tartışması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 50+1 çıkışı, İsrail'in Gazze saldırısı yer alıyor.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş NTV'den Funda Görey ve Özgür Akbaş'ın sorularını yanıtlıyor.
Kurtulmuş'un açıklamaları şöyle:
SİYASETTE 50+1 TARTIŞMASI
Türkiye'de yapılan referandum ile bir sistem değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili 5 yıllık bir uygulama var. Türkiye'de önce gerçekten çok kapsamlı anayasa değişikliği ortamını oluşturmak. Bu anayasa değişikliği tartışmaları içerisinde bu ve benzeri konuların bir bütün olarak tartışılmasının daha doğru olacağı kanatindeyim.
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüşün olmayacağı aşikar. Halkımız 3 kez bu sisteme olan güveenini teyit etti. Geri dönüş yok.
Şahsen tercih edeceğim yol, anayasa tartışmalarının içerisinde doğru zeminde doğru yöntemlerle bu konuların tartışılması. Yaptığımız tartışmalar ülkemizin geleceği ile ilgili. Bunun böyle sakın ve bilimsel verilerle bir anaysa tartışma platformu çerçevesinde ele alınacak konu olarak görürüm.
YENİ ANAYASA TARTIŞMASI
Partiler arasında müzakere ortamı oluşturulmalı. Medeni bir müzakere ortamı oluşturmaya çalışıyorum.
Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü idrak eden bir MEclis. Özgür ve hiçbir önyargı ortaya koymaksızın bizim darcağımızda ne varsa ortaya koymamız lazım. Medeni bir müzakere ortamı oluşturmaya çalışıyorum. Her partinin ayrıca çalışmaları var. Bunların hepsi ortaya konulur. Gönlümüz arz eder ki parlamentodan 400 oy alarak anayasa teklifi geçmiş olsun. Milletin anayasası olsun. Artık Türkiye'ye yeni anayasa yapmak yakışır. Hatta bir zorunluluktur.
Muhalafet partilerine büyük görev düşüyor. Millet eksenli değil, devlet eksenli anayasa yapılmışo dönemde. Bu ihtiyaç bugünün ihtiyacı değil. 12 Eylül Anayasası kabul edildiği gün tartışılmaya başladı. Meclis istediği anayasa değişikliğini yapmaya muktedir.
Seçime kadar ben bu konunun açılabileceğini zannetmiyorum.
CAN ATALAY
Bu tartışmanın da mevcut anayasadan kaynaklandığını görüyoruz.
TBMM'nin tavrı belli. Milletvekili yeminin yapıldığı gün Meclis'te isminin okunması arkasından da partilerin ortak eğilimi ile birlikte İnsan Hakları Komisyonu'na seçilmesi Meclis'in tavrını ortaya koyan bir şeydir. Hiçbir gücün TBMM'ye görev verme hakkı yoktur. TBMM yasamanın merkezi oalrak gerektiğinde yasaları, anayasayı değiştirecek güce sahiptir. TBMM'nin tartışmanın bir tarafı haline getirilmemesi için özel bir gayret gösteriyorum. Kimse TBMM'ye ödev vermeye kalkmasın.
ÖZEL'İN "KÜRTLER DAHA AZ EŞİT" SÖZÜ
Bu söz Türkiye'deki gerçeği yansıtmıyor. Kürt kardeşlerimizin TC vatandaşı olarak gelemeyeceği hiçbir makam yoktur. Maliye Bakanımız Kürt bir arkadaşımızdır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı kürt bir kardeşimizdir. Türkiye'nin gündeminde böyle bir şey yok. Siyasetçiler kullandıkları dile dikkat etmeli. Türk de kürt de birdir. Alevi de sünni de birdir. Ayrımcılık kimden geliyorsa kim tarafından yapılıyorsa kabul etmek mümkün değildir.