BIST 100 9.715,84 %-0,18 Dolar 35,51 %0,09 Euro 36,58 %0,02 Altın Gram 3.054,58 %0,04 Brent Petrol 80,05 %0,16 Bitcoin 97.122,99 %0,71
,

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi eleştirileri Meclis gündemine getirildi

TBMM bütçe görüşmeleri devam ediyor. Saadet Partili vekiller ise bütçenin tamamı ve ayrı ayrı tüm kalemleri üzerine Meclis kürsüsünden konuşmalarını sürdürüyor. Vekiller, bütçeye ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi eleştirileri Meclis gündemine getirildi

Meclis’te bütçe maratonu devam ediyor. Saadet Partili vekiller ise açıklamalarını kürsüden sürdürüyor. Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya ve Saadet Partisi YİK Üyesi ve Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç Cumhurbaşkanlığı bütçesi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

KILIÇ: “DOLAYLI VERGİLER, VATANDAŞLARIMIZI ORANTISIZ BİR ŞEKİLDE ETKİLEMEKTE”

Saadet Partisi YİK Üyesi ve Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, bütçenin ana prensiplerinden olan gelir gider dengesine dikkat çekerek, devlet bütçesinin sayısal bir belge değil, vizyon ve strateji belgesi olduğunu kaydetti. Kılıç, “Bütçe, sadece bir yılın ekonomik planını değil, aynı zamanda ülkemizin uzun vadeli hedeflerini de yansıtmalıdır ancak 2025 yılı bütçe taslağına baktığımızda bu uzun vadeli vizyonun eksik kaldığını üzülerek görüyoruz. Bakınız, gelir kalemlerinde ön plana çıkan unsur vergi gelirlerindeki artıştır. Artan vergiler ağırlıklı olarak dolaylı vergilerdir, dolaylı vergiler gelir düzeyi düşük vatandaşlarımızı orantısız bir şekilde etkilemektedir. Çaydan şekere, elektrikten doğalgaza kadar birçok temel tüketim kalemindeki vergi yükü haneler üzerindeki mali baskıyı artırmaktadır. Dolaylı vergilerin payını azaltacak, doğrudan vergilendirmeyi daha adil ve etkin hâle getirecek bir reform ihtiyacı açıkça ortadadır. Harcamalar tarafında ise israf ve verimsizlik dikkat çekmektedir. Özellikle kamu yatırımları kaleminde görülen dengesizlikler, kaynakların etkin kullanımını sorgulamamıza neden olmaktadır” dedi

“GERÇEK TASARRUF VE TEDBİR ANCAK ETKİN BİR DENETİM MEKANİZMASIYLA MÜMKÜNDÜR”

Tasarruf tedbirlerine dikkat çeken Kılıç, tedbirlerin uygulanmasının denetlenmediğine dikkat çekti. Kılıç ayrıca eğitim ve sağlık alanında yaşanan sorunları da işaret ederek, “Özellikle kamu yatırımları kaleminde görülen dengesizlikler, kaynakların etkin kullanımını sorgulamamıza neden olmaktadır. Defaatle yayımlayıp uymadığınız, uydurduğunuz, denetlemediğiniz tasarruf tedbirleri, muhatapları tarafından lafügüzaf mukabilinde değer görmüştür. Gerçek tasarruf ve tedbir ancak etkin bir denetim mekanizmasıyla mümkündür. Bu, hâliyle, ülkece hanemize eksi olarak yazılmaktadır. Diğer bir önemli mesele ise sosyal harcamalardır. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi kritik alanlara ayrılan kaynaklar maalesef ihtiyaçları tam anlamıyla karşılamaktan uzaktır. Özellikle, eğitim alanında genç nüfusumuzun potansiyelini tam anlamıyla değerlendirmek için gereken bütçeyi ayırmadığımızda sadece bugünü değil, geleceğimizi de tehlikeye atıyoruz. Sağlık sisteminde ise hizmetlere erişim konusunda artan eşitsizlikler ve sağlık personelinin yaşadığı sorunlar göz ardı edilmemelidir” ifadelerini kullandı.

KAYA, UYARILARIN VE ELEŞTİRİLERİN DİKKATE ALINMADIĞINI BELİRTTİ

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sistemsel açıklarına dikkat çeken Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, sistemin ruhunun olup olmadığının tartışılması gerektiğini ifade ederek, “Bütçeyi konuşuyoruz günlerden beri. Bir parlamentonun en önemli gücünün bütçeyi denetlemek, bütçeyi çıkarmak, bütçeyle ilgili eleştirilerini, katkılarını yapmak olduğunu biliyorsak ve bu mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde şayet bütçe parlamento tarafından kabul edilmediği takdirde yürütme bunu 2025 yılı için 2024 yılını revize ederek yoluna devam ediyor ve parlamentoya ‘senin kanaatinin, senin katkının benim için bir önemi yok’ diyorsa biz bu sistemin denge ve denetlemeye sahip olduğunu söyleyemeyiz. Günlerce, saatlerce Plan ve Bütçe Komisyonu’nda arkadaşlarımız kanaatlerini ifade ettiler, muhalefetteki milletvekili arkadaşlarımız dile getirdi sıklıkla, bir tane cümlesinin virgülünün yeri değiştirilmeden Genel Kurul’a indirildi. Muhalefet partilerinin milletvekillerinin dile getirdiği endişeleri, eleştirileri, ‘Ya, şurası doğru olabilir’ düşüncesiyle ortaya getirip de bunu dikkate alan bir anlayış maalesef sergilenmedi” dedi.

“BÜTÇENİN İNSANLIĞA MUTLULUK GETİRMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

Bir devleti ahlâk ve adaletin ayakta tuttuğunu ifade eden Kaya, faize ödenen miktarın belediye bütçelerinin altında olduğunu işaret etti. Kaya, ahlâk ve adaletin olmadığı bütçelerin ülkenin geleceğine katkı sunmasının mümkün olmadığını belirterek, “İnsanların açlık sınırının altındaki maaşlarla yaşamaya mecbur edildiği bir bütçenin insanlığa mutluluk getirmesi mümkün değil. Adil olmak zorundayız, adaletli davranmak zorundayız. Bütçe ortaya koyarken bizim yapmamız gereken şey, önce, ‘Benim insanım kaç parayla ayakta kalır, kaç parayla yaşar?’ diye sormaktır” ifadelerini kullandı.

KAYA: “YÜRÜTME DE, YASAMA DA, YARGI DA CUMHURBAŞKANI OLAN BİR HÂLE GELDİK”

Kürsüye Anayasa ile çıkan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, AK Parti iktidarının bir kez olsun Anayasa’ya uysa ne olur noktasına gelindiğini ifade ederek, “Aziz milletimiz seçimlere giderken yürütme organını seçer ve yürütme organına der ki: ‘Yasamanın ortaya koyduğu kurallar çerçevesinde beni yönetme yetkisini sana veriyorum’ yani ‘seni seçtim, layüselsin, dilediğin gibi beni yönet’ demiyor, ‘yasamanın belirlediği kurallar çerçevesinde beni yönet’ diyor. İkincisi, yasama organına da ‘ben yürütme yetkisini yani beni yönetme yetkisini bu hükümete verdim ama beni nasıl yöneteceğini sen belirle’ diyor. O hem kural koyup hem kendisi uygulamasın, onun için yasamaya da yürütmenin bir ülkeyi nasıl yönetmesi gerektiğine dair kurallar koyma ve aynı zamanda ‘bu beni yönetirken siyaseten yanlışlar yapabilir, siyaseten denetleme makamı da sensin.’ Dolayısıyla, yasamaya kanun yapma yetkisinin yanında bir de siyasi iktidarları denetleme yetkisi verilir. Bir de yargı vardır, Türk milleti adına kararlar verir. Yargıya da der ki: ‘İster iktidar olsun ister başkaları olsun, yasamanın koyduğu kurallara uymayan birisi varsa ve bu cezai bir yaptırım ya da hukuki alanda bir sonuç doğuruyorsa burada da devreye girecek olan sensin’ ama biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle öyle bir Türkiye oluşturmaya başladık ki yürütme de Cumhurbaşkanı, yasama da Cumhurbaşkanı, yargı da Cumhurbaşkanı olan bir hâle geldik” dedi.

“ÜLKEYİ YAPBOZ TAHTASINA DÖNDÜREN BİR SİSTEM VAR”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin test edilmemiş alanlarının olduğunu ifade eden Kaya, sistemin krizsiz, koalisyonları ortadan kaldıran bir sistem olmadığının altını çizdi. Kaya, “Eskiden seçimlerden sonra bir parti yeterince oy almazsa koalisyonlar kuruluyordu, şimdi ise seçimden önce koalisyonlar kuruluyor; değişen bir şey yok. O açıdan, bu sistemi hep beraber gözden geçirmemiz gerektiğini ifade etmek için bunları söylüyorum. Yine, devlette devamlılık esastır, iktidarlar ayrı, devletler ayrı. Eskiden her bakanlıkta müsteşarlar vardı ve müsteşarlar o bakanlıkların devlet adına adeta hafızasıydı ama şimdi üst düzey bütün yöneticiler Cumhurbaşkanı’yla beraber gelip Cumhurbaşkanı’yla beraber gidiyor. O zaman devletteki devamlılığı biz hep beraber nasıl sağlamış olacağız? Ülkeyi yapboz tahtasına döndüren bir sistem var. Cumhurbaşkanı kararnameleriyle Cumhurbaşkanı’na yasama yetkisi verilmesi demokrasilerde, kuvvetler ayrılığında asla ve asla kabul edilecek bir şey değil” ifadelerini kullandı.

Milli Gazete

İlişkili Haberler

Manşetler