Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, geliri ve mal varlığıyla ilgili bir soruya "Ekonomik durumum iyidir. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir" cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, ekonomik durumunun iyi olduğunu söyleyerek "Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir. Bu şekilde hamdolsun kendimize gelecek gelirlerimiz var. Benim gıda işlerindeki ortaklarım bu işleri takip eder. Zamanımın çoğu vakıf işleriyle uğraşmakla geçiyor" dedi.
"2008 küresel krizi aslında henüz bitmedi"
Gazete Duvar'ın haberine göre Bilal Erdoğan ayrıca, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'teğet geçti' dediği 2008 küresel ekonomik krizinin henüz bitmediğini söyleyerek "Özellikle 2008-2009 krizi aslında 1929 büyük buhranından beri yaşanan en büyük kriz. Aslında henüz bitmedi" dedi.
Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan "Anadolu Soruyor" programına konuk oldu.
Geliri ve mal varlığıyla ilgili bir soruya karşılık Erdoğan, şunları söyledi:
"İngiltere Kraliyet ailesini herkes konuşuyor"
"Tabi ki zaman zaman kendimi şöyle teselli ediyorum, 'kişi kişiyi kendi gibi bilir' derler. Medya diye bir şey var. Magazin diye bir şey var. Allah tecessüsü yasaklıyor bize. Gizliyi araştırmak, başka insanlara haddinin ötesinde ilgi göstermek diye. İnsanlarda bu var. İnsanlar Cumhurbaşkanının ailesini, oğlunu konuşurlar. İngiltere Kraliyet ailesini herkes konuşuyor. Ben ilk gelirime lise son sınıftayken başladım. Orada bir süre çalıştım. O zaman biz kat sayı mağduru olduğumuz için okulu asıyorduk o zaman şantiyeye gidiyorduk."
"'Başbakan oğluyum, dövizle askerlik uygun olur mu' diye sordum"
"Amerika’ya gittim sonra. Orada para kazanmak için değil ama çeşitli aktiviteler yaptım. Dünya Bankası’nda 2 yıl çalıştım. Doktoraya başladığımda asistanlık yaptım. Ders asistanlığı yaptım. Bunun üzerine de dövizle askerlik yapma hakkı elde ettim. Bunu da yaptım. 3 yıldan fazla yurt dışından fazla çalışan kişilere tanınan bir hak. Bunu sordum da; ben başbakanın oğluyum, gidip askerlik yapsam uygun olur mu diye. Dediler bu hak kimde olsa kullanır. Sonrasında bir lokanta işine girdik lisedeki arkadaşlarımla birlikte. Bugün benim mal varlığımdaki ekonomik durumum iyidir. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir. Aile üyeleri olarak inşaat işleri olan devletle işi olmayan, ihaleye girmeyen yerimiz var. Bu şekilde hamdolsun kendimize yetecek gelirlerimiz var. Benim gıda işlerindeki ortaklarım bu işleri takip eder. Zamanımın çoğu vakıf işleriyle uğraşmakla geçiyor."
Bilal Erdoğan, bugün Türkiye'de yaşanan ağır ekonomik krizi, henüz bitmediğini savunduğu 2008 ekonomik krizine bağladı. Erdoğan şöyle konuştu:
"Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor"
"Krizler sürekli devam ediyor. Tabirimi maruz görün; kaşarlandı diyorlar, dirençli diyorlar. Özellikle 2008-2009 krizi aslında 1929 büyük buhranından beri yaşanan en büyük kriz. Aslında 2008-2009 krizi henüz bitmedi. O kriz sürüyor. Salgın geldi krizi besledi, savaş geldi krizi besledi. Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor. Bir sürü birlik kurulmuş. Şimdi Birleşmiş Milletler bir karar alamıyor, sorunları çözemiyor. UNESCO’dan Dünya Ticaret Örgütü’ne kadar hepsinin temelleri çatırdıyor. Türkiye’de özellikle savaş devreye girince enerji maliyetlerinden ötürü etkilendik. Türkiye geçen sene sübvansiyon yaptı. Sübvansiyon yapıldığı zaman da vatandaş anlamıyor. Bu böyle gitmeyecek dedi ‘vatandaşa biz bunu yansıtacağız’ dedi. Buna vatandaşın tepki göstermesi gayet normal."