Ankara 14. İdare Mahkemesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Millet Bahçesi’nin imar planlarını da bölgedeki yapı ruhsatlarını da iptal etti. TMMOB’a bağlı Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası ile Şehir Plancıları Odalarının Ankara şubelerinin açtığı davada bilirkişi raporunda belirtildiği gibi imar planlarının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve mevzuata uygun olmadığı sonucuna varıldı.
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ile Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’nin AKM Milet Bahçesi’nin imar planlarına ve yapı ruhsatlarına karşı açtığı davalar sonuçlandı. Ankara 14. İdare Mahkemesi’nde görülen davada imar planlarının da yapı ruhsatlarının da iptal edilmesine oy çokluğuyla karar verildi.
AKM Millet Bahçesi’nin imar planlarına karşı açılan davada imar planlarının açıklayıcı olmadığı, planların açık ve anlaşılır olmamasının imar mevzuatına aykırı olduğu, plan açıklama raporunda planın sürdürülebilirlik ilkelerine uygunluğunun tartışılmadığı, plan açıklama raporunda otoparktan hiç bahsedilmediği ve sonuç olarak planların şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı ve mevzuata uygun olmadığı değerlendirmelerinin yer aldığı bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar yerinde görülmedi. Kararda “Mahkememizce yeterli tespit ve değerlendirmelere yer verildiği sonucuna varılan bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelikte bulunmuştur” denildi. Mahkeme başkanı Gülten Hatipoğlu, bu davada Şehir Plancıları Demet Erol, Mehmet Ali Açıkalın ve Harita Mühendisi Namık Gazioğlu tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun “hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı” görüşüyle azınlık oyu kullandı.
VALİLİKTEN “ŞAHISLAR SORUMLU” SAVUNMASI
AKM Millet Bahçesi’nin planlama sınırı içinde bulunan M4 Keçiören-AKM-Kızılay metro inşaatı kısmına ilişkin alınan ruhsatlar hariç tutularak diğer tüm yapı ruhsatlarının iptaline ilişkin davada da Hatipoğlu’nun azınlık oyuna rağmen iptal kararı verildi. Meslek odaları bu davada AKM Millet Bahçesi kapsamında inşaat faaliyetlerinin imar planları onaylanmadan, ruhsatlar alınmadan başladığını, Millet Bahçesi projesinin kent bütünü üst ölçekli planların koyduğu ilke ve esaslara uymadığını, genel yerleşmeler sistemi, yoğunluk deseni ile doğal ve açık alan sistemini tamamen bozduğunu belirterek yapı ruhsatlarının iptalini istedi. Davalı Ankara Valiliği inşaatın ruhsat verilmeden başlanmasına ilişkin mahkemeye sunduğu savunmada bu durumun ruhsatı veren kurumun değil söz konusu inşaatı yapan şahısların sorumluluğunda olduğunu savundu.
BAŞKANDAN İKİNCİ AZINLIK OYU
Yapı ruhsatlarına ilişkin davada imar planlarının iptal edilmesi nedeniyle ruhsatların da hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldı. Karar, mahkeme başkanı Gülten Hatipoğlu’nun “meslek odalarının dava açma ehliyetinin bulunmadığı” görüşüne yer verdiği azınlık oyuna rağmen alındı.
Kararı Anayurt’a değerlendiren Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter Soy, ilk olarak millet bahçelerinin, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ve İmar Kanunu gibi birçok hukuku bağlayıcılığı bulunan mevzuat hükümlerinden azade tutulduğunu, verilen iptal kararının da bunun kanıtı olduğu ifade etti.
Millet bahçelerinde ağır, aşırı, dengesiz ve hesapsız bir tasarımın olduğuna dikkat çeken İlter Soy, yapılan tasarımın ve inşaatın nedeninin de gerekçesinin de açıklanmadığını, plan açıklama raporlarının planların ne amaçla oluşturulduğunu, hangi ihtiyacın çözümü olduğunu ve hangi gerekçelere dayandırıldığını açıkladığını, yasal olarak her planla birlikte üretilme zorunluluğu bulunduğunu ancak millet bahçelerinin bu raporunda herhangi bir açıklama ve gerekçenin yer almadığını söyledi. “İçinde yer alan kullanımlara, fonksiyonlara ve hatta 1136 araçlık yeraltı otoparkına, otoparkın giriş çıkışlarına, çevresindeki yoğun trafiği nasıl etkileyeceğine dair hiçbir ifade yer almamaktadır” diyen İlter Soy, bu projenin rant odaklı mekân üretimi dışında bir açıklamasının bulunmadığını belirtti.
Merkez Ankara Projesi’nin reklamlarıyla Millet Bahçesi arasındaki ilişkiye de değinen İlter Soy, projenin reklamlarında yer alan “Ankara’nın gerçek merkezinde millet bahçesine komşu yaşayın, Millet Bahçesi sunduğu tüm güzelliklerle yaşam kalitenizi artıracak, 1,7 milyon m² büyüklüğüyle göz dolduran Millet Bahçesi'ne doğrudan erişim imkânı olan proje bir köprü vasıtasıyla Millet Bahçesi'ne bağlanacak ve yaşam alanınızın bir parçası haline gelecek” gibi ifadeleri anımsatarak “Bu reklamlardan anlaşılmaktadır ki Merkez Ankara projesinin AKM içinde yapılan millet bahçesine dair hayalleri bitmemiş ve bu da yetmezmiş gibi bu iki rant projesi arasında bir köprü yapılacağı vaat edilmiştir” dedi.
Millet Bahçeleri Rehberi’nde bu fikrin ortaya çıkmasında iklim değişikliğinin etkili olduğu yönündeki ifadeleri de değerlendiren İlter Soy, iklim değişikliğinin millet bahçelerinin oluşturulması için bir amaç değil bir araç olduğunu söyledi. İlter Soy, “Ülkenin dört bir yanında yangınlar seller olurken, Ankara’da yağışların neden olduğu tahribatlar ve can kayıpları görmezden gelinerek, iklim değişikliğinin bile araçsallaştırılıp rant politikalarına alet edildiğini görüyoruz. AKM’de de bu durum geçerli. Projede sert zemin ve inşaat oranları bilinmemektedir. Suyun toprakla kavuşmasını engelleyen geçirimsiz yüzeylerin çoğunlukta olduğu ise gayet açıktır. Bu havuzlarla, meydanlar, yaya yolları ile toprağın geçirgenliği azaltılmıştır. Eğer burası bir rekreasyon alanı ise meydana ya da beton yaya yollarına neden ihtiyaç duyulmuştur. Büyük bir çelişkiler ve tutarsızlıklar örneğini yine AKM’de görüyoruz” ifadelerini kullandı.
CAMİ YEŞİL ALAN OLARAK GÖSTERİLDİ
AKM’nin Başkent Ankara Nazım İmar Planı’nda başkente özgü alanlardan biri olarak belirlendiğini, Atatürk Orman Çiftliğinin, Anıtkabir’in, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün, TBMM’nin ve elçiliklerin bu alanlardan olduğunu, AKM alanı korunması gerekirken alanın inanması güç seviyede zarara uğratıldığını belirten İlter Soy, “AKM binasının doğusunda yer alan cami, planda yeşil alan olarak işaretlenmiştir. Planlama meslek disiplinini, kentsel arazi kullanımını yanıltan planlar üretmenin önünü açmıştır. Bu gibi planlar arttıkça hukuki birer belge ve planlama mesleğinin ürünleri olan planların saygınlığını tartışmalı ve şüpheli hale getirilmektedir” dedi.
İptal kararları geç gelse de bu kararların emsal oluşturacak nitelikte olduğunu söyleyen İlter Soy, alanın artık hukuksuz olduğunu, davaya müdahil olan TOKİ’nin beyanına göre inşaatların tamamlanma oranının yüzde 73 olduğunu, tamamlanmayan inşaatların durdurulması gerektiğini belirtti. Bu alanın ne olarak kullanılması gerektiğine katılımcı yöntemlerle karar verilmesi gerektiğini vurgulayan İlter Soy, bu hukuksuzluğun sorumlularının hesap vermesi gerektiğini ifade etti ve “Bundan sonraki süreçte hukuki sorumluluklarımızı yerine getirmeye ve takip etmeye devam edeceğiz. Bu konudaki mücadelemiz hem planlama meslek disiplinini ve ahlakını hem de Ankara’yı, kent kimliği ve hafızasını korumaya yöneliktir” dedi.
CUMHURİYET DÖNEMİNİN MİMARİ DEĞERLERİ YOK EDİLİYOR
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Özgür Yanıt Kaya da AKM Millet Bahçesi için belirlenen 633 bin m²’lik alanın ihalesinin TOKİ tarafından 2019 yılında sadece davetlilerin katıldığı, pazarlık usulü gerçekleştirilen ihale sonrasında Millet Bahçesi için “Cumhuriyet dönemi mimari değerlerini yok eden inşaat faaliyetlerine” başlandığını kaydetti.
AKM alanını “Ankara açısından büyük önem taşıyan bir ekosistemin önemli parçalarından olan, aslen doğal karakteri korunması gerekli alanlardan biri” olarak tanımlayan Kaya, buraya Millet Bahçesi” adı altında yapılacak müdahalenin ekosistem bütünlüğünde geri dönülmesi olanaksız zararlara neden olacağı için kamu yararına aykırı olduğunu, bunun da mahkeme kararıyla tescillendiğini ifade etti. Kaya, “Ankara’nın doğasına büyük zarar verecek olan bu projelerin yapılmasında sermaye yandaşlarına para kazandırılmasının yanı sıra sosyo-kültürel olarak aktif kullanılan bu alanların iktidarın eline geçirilmesi amaçlanmıştır” dedi.
Kaynak: Anayurt Gazetesi