Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Dolar : 41,2661 0,01 Değişim Euro : 48,3612 0,02 Değişim Altın : 4.839,16 %0,59 Değişim BIST 100 : 10.486,09 %0,35 Değişim Brent Petrol : 66,47 0,68 Değişim

Artan suçların ana sebebi sosyal medya

Türkiye’nin bireysel silahlanmada dünyada 14’üncü sırada olduğunu belirten uzmanlar, gençleri suça yönelten sosyal medya, mafyatik diziler ve dijital oyunlardan korumak için en büyük görevin aile ve okullara düştüğünü söylüyor. Ailelere de “Çocuklarınıza utanma ve merhamet duygularını aşılayın” tavsiyesinde bulunuyor.

Kaynak : Türkiye Gazetesi Giriş : Güncelleme :
Artan suçların ana sebebi sosyal medya

İzmir’in Balçova ilçesinde karakol basarak iki polisi şehit edip, altı kişiyi de yaralayan saldırganın 16 yaşında olması, gazetemizin sık sık gündeme getirdiği suça sürüklenen çocuklar ve bireysel silahlanma konusunu yeniden gündeme taşıdı. Suça sürüklenen çocuk sayısının dijitalleşmenin de etkisiyle her yıl arttığı TÜİK’in 2024 verileriyle belgelenirken durumun vehameti gözler önüne seriliyor. Suça sürüklenen çocuk sayısı 2023’e kıyasla 1,5 kat artarken, çocukların karıştığı oran yüzde 9,8’lik büyüme gösterdi. 2024’te suça karışan çocuk sayısı 612 bin 651 oldu. Suça sürüklenen çocuk sayısı ise 2023’e kıyasla yüzde 13,3 yükseldi. Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Hukukçu Prof. Dr. Timur Demirbaş, Kriminal Uzman İrfan Bayar, Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Hakan Öğütlü, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan çocuk ve gençlere yönelik tehditleri ve bekleyen tehlikelere karşı alınabilecek tedbirleri gazetemize değerlendirdi.

SEBEPLER ORTADAN KALDIRILMALI

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Demirbaş, konunun yalnızca hukuki değil kriminolojik bir boyutu olduğuna dikkat çekerek, “Suçun sebeplerini ortadan kaldırmadan sadece ceza vermek çözüm değildir. Sosyolojik, ekonomik ve kalıtsal pek çok etken vardır. Türkiye’de kriminoloji alanında yeterli akademik ve uygulamalı çalışma yapılmıyor” dedi. Prof. Dr. Demirbaş, suçu doğuran şartlar ortadan kaldırıldığında çocukların suça sürüklenmeyeceğini belirterek, “Sokaktan alınan bir çocuk eğitilir, okula yönlendirilir ya da aile tarafından suça itiliyorsa devlet koruma altına alırsa, suça karışması önlenebilir” diye konuştu. Yeni yasa teklifinde ailelerin de sorumlu tutulduğunu, bazı durumlarda velayet hakkının kaldırılarak çocuğun Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın koruması altına alınabileceğini hatırlatan Demirbaş, bu uygulamaların etkin bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

CİNAYETLERİN %85’İ RUHSATSIZ SİLAHLA

Kriminal uzman İrfan Bayar, uluslararası araştırmalara göre Türkiye’nin bireysel silahlanmada 178 ülke arasında 14’üncü sırada olduğunu söyledi. Bayar, “Coğrafyamız ve güvenlik algısı bu artışta etkili. Vatandaşlar, devletin koruyamayacağı kaygısıyla kendi güvenliklerini sağlamak istiyor” ifadelerini kullandı. Bayar, Türkiye’de ruhsatlı silah sayısının 10 milyonun üzerinde olduğunu ancak cinayet ve yaralama olaylarında kullanılan silahların yaklaşık yüzde 84-85’inin ruhsatsız olduğuna dikkat çekti. Bayar, “Ruhsatlı silahların kayıtları laboratuvarlarda tutulduğu için kişiler iz bırakmamak adına ruhsatsız silah tercih ediyor” dedi. Ruhsatlı silah sahiplerinin muhafaza sorumluluğu bulunduğunu vurgulayan Bayar, “Aksi hâlde, ehliyetsiz birinin babasının arabasıyla kaza yapmasında olduğu gibi, silah sahibi de hukuken sorumlu tutulur” diye konuştu.

ÖĞÜTLÜ: AİLELERE DE EĞİTİM VERİLMELİ

Psikiyatrist Hakan Öğütlü, 16 yaşındaki bir gencin tek başına büyük bir saldırı planlamasının büyük bir trajedi olduğuna dikkat çekerek, bunun derin bir psikososyal tablonun işareti olabileceğini söyledi. Saldırganın psikiyatrik rahatsızlık, öfke kontrol sorunu, depresyon, dürtü bozukluğu ya da travma sonrası stres bozukluğu yaşamış olabileceğini ifade eden Öğütlü, dışlanma, zorbalık veya aile içi sorunların da bu tür eylemleri tetikleyebileceğini belirtti. Öğütlü, “Genç bireylerin psikiyatrik hizmetlere kolay erişiminin sağlanması gerekiyor. Okullarda erken uyarı sistemleri kurulması, ailelere eğitim verilmesi ve koruyucu hizmetlerin devreye girmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.

ZAYIF AİLE BAĞI VE DİJİTALLEŞME

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların suça sürüklenmesinde en önemli sebeplerin zayıf aile bağları ve dijitalleşme olduğuna dikkat çekti. Tarhan, “Bu iki etken çocuğun erken yaşta gelişen ruhuna paralel olmayan bilgileri erken yaşta edinmesine yol açıyor. Çocuk bu bilgilerle karşılaştığında doğru kararlar veremiyor. Rehberlik edecek anne ve babasının yetersiz kalması, aile bağlarının zayıf olması çocuğun erken yaşta suç davranışına yönelmesine sebep oluyor. Suça aday hâle geliyor ve suç etkileyecek unsurlar ortaya çıktığında çok rahatlıkla suça karışabiliyor” dedi. Ergenlik döneminde kimlik karmaşası yaşayan çocukların aile desteği yetersiz kaldığında suça yönelmeye daha açık hâle geldiğini söyleyen Tarhan, günümüz gençlerinin eski kuşaklara göre daha kırılgan olduğunu belirtti. Tarhan, aynı zamanda ailelerin çocuklarıyla nitelikli zaman geçirmesinin, dijital detoks yaparak güvenli bir ev ortamı oluşturmasının önemine dikkat çekti. Korku odaklı ve yanlış eğitim yöntemlerinin suçu artırdığı ve çocukları aileden uzaklaştırdığını söyleyen Tarhan, çocukların korkutarak değil, utanma ve merhametli olma duygularını güçlendirerek eğitilmesi gerektiğini ifade etti.

Gamze ERDOĞAN