TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, TÜSİAD Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ekonomik geleceği ve yapısal reform ihtiyacına dikkat çekti. Aras, mevcut ekonomik sistemde güvensizlik ortamı oluştuğunu belirterek, denetim eksikliği ve yatırım yetersizliğinin önemli sorunlar yarattığını ifade etti.
“Kamunun da kemer sıkması şart”
Ömer Aras, ekonomik istikrarın sağlanması için sadece vatandaşların değil, kamunun da fedakârlık yapması gerektiğini vurguladı. “Devletin bütçe disiplinine uyması, kamuda tasarrufu artırması gerekiyor. Kamunun da vatandaşlarla eşit düzeyde kemer sıkması şart” dedi.
2024 yılında yatırımcı güveninin sağlanamadığını belirten Aras, 2025’te enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve ihracatçıların pazar kaybının önlenmesi gerektiğini dile getirdi.
“Eğitim ve liyakat, en önemli reform”
Aras, sürdürülebilir büyüme için en önemli yapısal reformun eğitim sistemi olduğunu belirtti. “Gençlerimizi iyi yetiştirmek ve iş gücünü yeniden eğitmek şarttır. Okul öncesi eğitim zorunlu ve ücretsiz olmalı. Müfredat değişimlerini şeffaf ve katılımcı bir anlayışla gerçekleştirmeliyiz” dedi. Eğitim sisteminin dini yapıların etkisinden arındırılması gerektiğini vurguladı.
Vergi adaleti ve kayıt dışılıkla mücadele
Aras, kamu gelirlerini artırmak için kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele gerektiğini ifade ederek, “Gelir dağılımındaki eşitsizlik artıyor. Yüksek enflasyon aslında bir vergidir. Serbest piyasa koşulları işlemeli, ihalelerde ve kredilerde eşitlik ilkesi gözetilmelidir” dedi.
2025 için fırsatlar ve riskler
Ömer Aras, 2025 yılının hem fırsatlar hem de riskler barındırdığını belirterek, “Bu kavşağı çok iyi geçirmeliyiz. Hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı, güven ortamını güçlendirecek. Liyakatli insanlarla bu reformları gerçekleştirebiliriz” ifadelerini kullandı.
Kartalkaya'daki otel yangını faciası
Konuşmasında Kartalkaya'daki otel yangını faciasına da değinen Aras, "Moralimizi bozuk, güvensizlik içindeyiz. Bunun nedeni çöken sistem. Hâlâ Kartalkaya yangını ve diğer olayların acısı içimizde. Tüm bu olayların arkasında denetim eksikliği ve işletme sahiplerinin yatırım yapmaması var. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalı, sorumlular hesap vermeli. Tutukluluğun istisna değil, kural haline gelmesi sorunu çözülemiyor. 'Söylesek de hiçbir şey değişmiyor' zihniyetine kapılamayız" dedi.