Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanması gündemin en çok tartışılan konularından bir tanesi. Akpolat'ın tutuklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasi operasyonların devamının geleceği sinyalini "turpun büyüğü heybede" sözleri ile verdi.
Gelişmeler bu şekilde devam ederken Sözcü'den Saygı Öztürk'ün yazısı dikkatleri üzerine çekti. Öztürk, AK Parti genel başkanının "turpun büyüğü heybede" sözlerinin altında ne yattığını ve asıl hedefin ne olduğunu şu ifadeler ile açıkladı:
"*Cumhurbaşkanımızın “turpun büyüğü arkada” ya da “heybede” gibi sözleri, olayların farkında olduğunu ve eğer belediyelerde bir takım yolsuzluklar varsa, mutlaka bunun kendi bilgisi dahilinde bir soruşturmanın yürütüldüğünü ortaya koyuyor.
*Hemen şunu ekleyelim: Cumhurbaşkanımızın “turpun büyüğü” dediği, 51 ayrı soruşturmayı ifade ediyor. Bu 51 soruşturma, yine belediyelere bağlı şirketlerde yapıldı. Bir kısmı Büyükşehir Belediyesi’yle, bir kısmı da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda.
*Garip olan şu ki, soruşturma dosyalarının tamamı polis tarafından ilgili birimlerden ve belediye iştiraklerinden alınıyor. Öyle ki, belediyeye bağlı bir şirkete günün bir saatinde polis geliyor ve “Savcı bey falanca ihale dosyasını istiyor” diyor. Bu durum, o şirketteki personel üzerinde ister istemez yoğun bir baskı oluşturuyor. Polisin belediyeye sürekli gelip gitmesi, bir şeylerin olduğu izlenimini de beraberinde getiriyor.
*Şu anda 51 ihale dosyası savcılığın elinde ve incelemeler devam ediyor. Cumhurbaşkanının “turpun büyüğü” dediği de bu dosyalar. İçeriklerine baktığınızda, belediyelerin büyük şirketleriyle ilgili ihaleler olduğunu görüyorsunuz. Bu nedenle önümüzdeki süreçte bu dosyaların çok konuşulacağı anlaşılıyor.
*Dolayısıyla bu 51 dosya, önümüzdeki dönemde en çok tartışılacak konular arasında yer alabilir.
*Bunların tamamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve onun şirketlerinin yaptığı ihalelerle ilgili. Bu da gösteriyor ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın hedef alındığı açıkça ortada.
*Şu an devletin ilgili kurumlarının ağırlıklı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ona bağlı CHP’li belediyelerin iş ve işlemleri üzerinde durduğu, bu belediyeleri yıpratmaya yönelik adımlar atıldığı izlenimini veriyor."