Türkiye’de yoklukları ve sefaleti tarihe gömdük"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl kasım ayında düzenlenen "İstanbul'un Sözü: Birlik, İrade, Zafer" programında böyle demişti.
14 Mayıs'taki çifte seçime dört gün kaldı.
Sandık yolundaki Türkiye seçim kampanyası boyunca iktidarıyla muhalefetiyle en çok ekonomiyi konuştu.
Nereyse 21 yılda orta direk kalmadı.
En azından SODEV'in (Sosyal Demokrasi Vakfı) "Orta ve Üst Sosyoekonomik Grubun Yoksullaşması Araştırması Raporu" böyle diyor.
Aslında söz konusu rapor bu cümleyi birebir ortaya konmuyor.
Ancak yayımlanan veriler bir bakıma bu beş sözcükte özetleniyor.
CATI (Bilgisayar Destekli Telefon ile Anket) yöntemi ile Türkiye genelinde gerçekleştirilen ve yüzde 95 güven aralığıyla yüzde 3 hata payını gözeten araştırmada toplamda bin 67 görüşme yapıldı.
Görüşleri alınan ilgili kişilerin A, B, C1 ve C2 sosyo-ekonomik statü gruplarına mensup.
Belki de en dikkat çeken veri katılımcıların yarısından fazlasının mevcut gelirleri ile ay ortasını göremedikleri üzerine.
Araştırma sonuçlarına göre, "Mevcut geliriniz size ayda kaç hafta yetiyor?" sorusuna katılımcıların yüzde 23,4'ü "Hemen bitiyor" cevabı veriyor.
Yüzde 57,7’lik bir kesim ise ayın ortasını görmeden gelirinin bittiğini söylüyor.
Yüzde 56,8 kirasını ödemekte, yüzde 75,3 faturalarını ödemekte zorlanıyor.
Yüzde 56,1'lik bir kesim kahvaltıyı çok azalttığını söylüyor.
Orta gelir artık temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor
SODEV'in araştırması Türkiye'de orta ve üst gelir grubunda da alışveriş eğilimlerinin azaldığını ortaya koyuyor.
Buna göre yüzde 76 buçuk oranında bir azalış söz konusu.
Artan maliyetler bazı alışkanlıkları kısarak ya da terk ederek karşılanıyor.
Bu şekilde görüş bildirenlerin oranı yüzde 51,1.
Anne babalar ilkokuldan üniversiteye değin eğitim gören çocuklarının geleceği için endişeli.
Öyle ki; yüszde 68,2'lik bir kesim çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılama noktasında zorlandıklarını belirtiyor.
"Çocuğunuzun eğitim ihtiyaçlarını karşılamada ne derece zorlanıyorsunuz?" sorusunda aynı yanıt yüzde 70,4’e yükseliyor.
SODEV Başkanı Rasim Şişman araştırmanın ortaya serdiği bulgulara ilişkin "Orta sınıfın varlığı toplumsal gelişim için oldukça önemlidir ancak orta sınıf günden güne yoksullaşmaktadır" deyip bunun nedenini şöyle yorumluyor:
Bunun sebebi izlenen yanlış politikalardır. Alım gücünün yitirilmesi, bugün ailesinden daha eğitimli ve donanımlı gençlerin ailelerinden daha yoksul şekilde hayatını devam ettirmesine neden olmaktadır"
"Herkes artık kendini düşük gelir grubunda hissediyor, maaşını yeterli bulmuyor"
Orta ve üst sosyo-ekonomik statü grubu Türkiye’deki alım gücünün geldiği son noktayla kendilerini düşük gelir grubunda gördüklerini ifade ediyor.
Bu durum çalışılan mevcut işten memnuniyeti düşürürken alınan eğitimle yapılan iş ve getirilerin orantısızlığını da gözler önüne seriyor.
Konu alınan ücretle, eğitim kıyaslamasına gelindiğinde maaşının aldığı eğitime göre oldukça düşük olduğunu söyleyenler yüzde 69,9'u buluyor.
Kırmızı et orta ve üst sosyoekonomik grup için de lüks
Orta ve üst gelir grubunun şikayetçi olduğu bir başka husus ise mutfak harcamaları.
Katılımcıların yüzde 67,7’si kırmızı et tüketimini azalttığına işaret ediyor.
"Ev ve araba artık hayal"
SODEV'in Orta ve Üst Sosyoekonomik Grubun Yoksullaşması Araştırması'ndan çıkan bir başka tespit ise ev ve araba almanın artık hayal olduğu.
"Eskiden almayı/yapmayı planladığınız ancak pahalılıktan dolayı sizin için artık ‘hayal’ olan ürünler/hizmetler var mıdır?” sorusuna sırasıyla en fazla “araba almak” ve “ev almak” yanıtları veriliyor.
"Her 2 kişiden 1'i sağlık tedavisini ertelemek zorunda kalıyor"
Neredeyse her 2 kişiden 1'i tedavisini ekonomik koşullar nedeniyle erteliyor.
Bir başka deyişle ihtiyacı bulunmasına karşın ekonomik koşullar nedeniyle tedavi ihtiyacını erteleyenlerin oranı yüzde 44,1.
Bu sonucun değerlendirilmesinde yaş bazında dağılıma dikkat edildiğinde ise asıl risk grubu olan 65 yaş ve üzeri grubun yüzde 49,4’lük bir kesimi tedavisini ertelemek zorunda kaldığı ortaya çıkıyor.
İnsanca yaşam nerede?
Raporun bulgularına göre olanağı olsa yurt dışında çalışmak isteyen kesim yüzde 64,3.
Buradan hareketle yöneltilen “Neden istediğinizi belirtir misiniz?” sorusuna verilen ilk yanıt yüzde 23,8’lik bir oranla “hayat şartları” olurken; katılımcıların yüzde 9,5’i ise yalnızca insanca yaşama istediğini neden olarak vurguluyor.
Bora MENGÜÇ The Independentturkish