Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Altın : 4.465,12 %-0,29 Değişim BIST 100 : 11.416,66 %-0,98 Değişim

OECD içinde kişi başına en düşük GSYH Türkiye'de

Türkiye, OECD ülkeleri arasında kişi başına en düşük GSYH’ye sahip ülke konumunda. Türkiye'nin Avrupalı OECD üyeleri arasında kişi başına düşen en düşük GSYH'ye sahip olması, vergi oranlarına da yansıyor. Bu durumun temel nedeni, kayıt dışı ekonomi ve gelir kısıtlayıcı politikalar sebebiyle devletin vergi toplama kapasitesinin sınırlı kalmasıdır.

Giriş : Güncelleme :
OECD içinde kişi başına en düşük GSYH Türkiye'de

Euronews'te yer alan habere göre; Avrupa ülkeleri, kamu hizmetlerinin finansmanında hayati rol oynayan vergi gelirlerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYH) oranı konusunda derin farklılıklar sergiliyor. AB İstatistik Ofisi Eurostat'un 2023 verilerine göre, AB genelinde ortalama vergi/GSYH oranı yüzde 40 iken, Türkiye bu oranın en düşük olduğu ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Uzmanlara göre Türkiye'nin bu konumu, düşük kişi başına düşen GSYH, kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ve devletin vergi toplama kapasitesini sınırlayan politika tercihleri gibi yapısal faktörlerden kaynaklanıyor.

KITADA DERİN VERGİ UÇURUMU: ZİRVEDE FRANSA, EN ALTTA İRLANDA VE TÜRKİYE

AB, İngiltere, Türkiye ve EFTA ülkeleri karşılaştırıldığında, vergi yükü konusunda kıta genelinde belirgin bir ayrım göze çarpıyor. Fransa, GSYH'sinin yüzde 45,6'sını vergi geliri olarak toplayarak listenin zirvesinde yer alıyor. Fransa'yı yüzde 44,8 ile Belçika, yüzde 44,7 ile Danimarka ve yüzde 43,5 ile Avusturya gibi yüksek refah seviyesine sahip ülkeler takip ediyor. İskandinav ülkeleri de yüksek vergi oranlarıyla öne çıkıyor: Finlandiya (yüzde 42,7), İsveç (yüzde 42,6) ve Norveç (yüzde 41,8) AB ortalamasının oldukça üzerinde bulunuyor. Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinden İtalya (yüzde 41,7) ve Almanya (yüzde 40,3) da ortalamanın üzerinde yer alan diğer ülkeler.

Listenin diğer ucunda ise sosyal katkı payları dahil vergi gelirlerinin GSYH'ye oranının yüzde 30'un altında kaldığı ülkeler bulunuyor. Türkiye yüzde 23,5'lik oranla bu grupta yer alırken, onu İsviçre (yüzde 26,9), Malta (yüzde 27,1), Romanya (yüzde 27,3) ve Bulgaristan (yüzde 29,9) izliyor. İrlanda ise yüzde 22,7 ile istatistiksel olarak en düşük orana sahip ülke konumunda.

İRLANDA ANORMALİSİ: DÜŞÜK ORANIN ARKASINDAKİ KÜRESELLEŞME ETKİSİ

Tax Foundation Europe politika analisti Alexander Mengden'e göre, İrlanda, Türkiye ve İsviçre'deki düşük oranların her birinin altında farklı ve karmaşık nedenler yatıyor. Mengden, Euronews Business'a yaptığı açıklamada İrlanda'nın durumunun bir istisna olduğunu belirtiyor. Ülkenin yüzde 12,5 gibi çok düşük bir kurumlar vergisi oranına sahip olması, olağanüstü düzeyde doğrudan yabancı yatırım çekmesine neden oluyor. Bu durum, ülkenin GSYH'sini diğer ekonomik göstergelere kıyasla orantısız bir şekilde şişiriyor.

Nevin Ekonomik Araştırma Enstitüsü Eş Direktörü Dr. Tom McDonnell de bu tezi destekleyerek, 2015'te Apple gibi dev bir şirketin fikri mülkiyet varlıklarını İrlanda'ya taşımasıyla ülkenin GSYH'sinin bir anda yüzde 20'nin üzerinde büyüdüğünü hatırlatıyor. Bu nedenle İrlandalı ekonomistler, "küreselleşme" kaynaklı bu bozulmaları düzelterek ülkedeki gerçek ekonomik faaliyeti daha iyi yansıtan Gayrisafi Milli Gelir (GNI) adlı özel bir ölçüm kullanıyor. OECD'nin 2025 İrlanda raporuna göre, ülkenin vergi/GNI oranı yüzde 38 seviyesinde ve bu da İrlanda'yı aslında AB ortalamasına oldukça yakın bir konuma taşıyor.

TÜRKİYE'NİN DURUMU: DÜŞÜK KAPASİTE VE KAYIT DIŞI EKONOMİ

Tax Foundation Europe politika analisti Alexander Mengden, Türkiye'nin durumunun ise daha yapısal ekonomik gerçeklere dayandığını açıklıyor. Mengden'e göre, Türkiye'nin tüm Avrupalı OECD üyeleri arasında kişi başına en düşük GSYH'ye sahip olması, genellikle daha düşük vergi/GSYH oranlarıyla paralellik gösteren bir durum.

Mengden, "Bu tablo, tipik olarak devletin vergi toplama kapasitesinin daha sınırlı olduğunu yansıtıyor" diyor ve bu sınırlı kapasitenin altında yatan nedenleri şöyle sıralıyor:

"Nispeten büyük bir kayıt dışı ekonomi ve gelirleri sınırlayan politika tercihleri."

Bu iki faktör, devletin potansiyel vergi tabanına tam olarak ulaşmasını engelleyerek vergi gelirlerinin GSYH'ye oranının düşük kalmasına neden oluyor.