Çok sayıda kaleme gelen zam silsilesinin ardından son olarak akaryakıta ÖTV zammını içeren karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre; benzinin litresinde 2,52 lira olan ÖTV 7,52 liraya, motorinde 2,05 lira olan ÖTV ise 7,05 liraya yükseldi. Diğer akaryakıt ürünlerinde de litre başına 5 liraya yakın artış oldu.
"Ufukta bir IMF anlaşması görülmüyor ama Erdoğan’ın imzaladığı reçete geçmişteki anlaşmalar kadar acı" yorumunu yapan gazeteci Murat Yetkin, "Erdoğan’ın acı reçetesi, zam yağmuru, borç arayışı ve IMF senaryosu" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
"TAM ANLAMIYLA ACI REÇETE YAZDI"
Erdoğan'ın bu hafta yatırım ve borç arayışıyla Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiğini vurgulayan Yetkin'in söz konusu yazısının ilgili kısmı şöyle:
"Erdoğan ekonomik krizden çıkabilmek amacıyla dış kaynak arayışıyla çıkacağı bu gezi öncesinde imzaladığı zam kararlarıyla halka tam anlamıyla (ve geçmişteki IMF reçetelerini aratmayacak şiddette) bir acı reçete yazdı.
"ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ"
Bu acı reçeteye sadece muhalefet ve iş dünyasından değil kendisini 28 Mayıs’ta üçüncü defa cumhurbaşkanı seçtiren Cumhur İttifakı destekçileri dahil sert eleştiriler geliyor ama Erdoğan için artık o eleştirilerin bir hükmü yok; atı alan Üsküdar’ı geçti bir kez daha.
IMF ile anlaşma iddiası bir süredir unutulmuştu. Yeniden gündeme taşıyan bir zamanların kurt gazetecisi Seymour Hersh oldu. Hersh, ABD Başkanı Joe Biden’la NATO Zirvesi seyahatinde Başkanlık uçağı Air Force-1’ de bulunmuş bir kaynağından duyduğunu söyleyerek, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği onaylaması karşılığında IMF ile 11 ila 13 milyar dolarlık bir anlaşma önerdiği iddiasında.
Dış yatırımcılar Erdoğan’ın Hazine ve Maliye’nin başına Mehmet Şimşek’i ve Merkez Bankasına da Hafize Gaye Erkan’ı getirmesinden memnun ama bu memnuniyet henüz Türkiye’ye yatırım getirme güvenine dönüşmüş değil. Yine de “bardağın dolu tarafında bakma” ve “zaman tanıma” havası var.
"ERDOĞAN'IN ZAMANA KARŞI YARIŞI VAR"
Erdoğan’ın iki bakımdan zamana karşı yarışı var.
Birincisi, dış kaynağı Kasım ayına kadar bulma zorunluluğu. Kasım’da -çoğu özel sektörün olmakla beraber- borç geri ödemeleri var. Ayrıca yaz aylarının turizm ve tarım gelirlerinin etkisinin de maaş artışlarının hayat pahalılığı karşısındaki etkisinin de kalmayacağı endişesi mevcut.
İkincisi de 31 Mart 2024 yerel seçimleri. Erdoğan acı reçeteyi IMF yerine bir an önce kendi yazıp, dış kayağı bularak Kasım’ı atlatmayı, 2024 başı itibarıyla da seçin için yine kesenin ağzını açmayı planlıyor. Tabii devlet kesesinin ağzını siyasi çıkarları için açmış olacak yine ama onu da seçimi kazandıktan sonra düşünürüz diyor olabilir."