Memur yıllardır enflasyon farkı alarak fakirleşti!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın kamu çalışanlarının mali haklarınının güçlendirildiğine yönelik yaptığı paylaşıma sağlık emekçilerinden, “Bu, göz boyayan bir artıştır. Maaş yükselmiş gibi görünse de memurun cebine giren değer düşmüştür. Çeyrek altın bazında memurun alım gücü yüzde 57 azalmış durumda. Memurun neredeyse yıllardır yalnızca enflasyon farkı alarak fakirleştiği açıktır” tepkisi geldi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 2002 yılından bu yana kamu çalışanlarının mali ve sosyal haklarınının güçlendirildiğini ifade eden bir paylaşım yaptı. Bakan Işıkhan, paylaşımına “Kamu çalışanlarımızın yaşadığı ve çözülemez denilen sorunları, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çözüme kavuşturduk” notunu düştü.
Işıkhan, 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşının 392 lira olduğunu, 2025 yılı itibarıyla bu maaşın 43 bin 726 liraya yükseldiğini ve kamu görevlilerinin refah düzeyinde önemli bir iyileşme sağlandığını belirtti. Sağlık emekçilerinden Işıkhan’ın paylaşımına tepki geldi. Cumhuriyet’e konuşan Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) Başkanı Abdurrahman Aktürk,“Bakan Işıkhan; ‘memuru enflasyona ezdirmedik’ diyor ancak son toplu sözleşmeler göz önüne alındığında memurun neredeyse yıllardır yalnızca Enflasyon farkı alarak fakirleştiği açıktır” dedi.
15 ÇEYREKTEN 6 ÇEYREĞE
Maaş artışlarının gerçek hayatta ne anlama geldiğini ortaya koymak için bir karşılaştırma yapan Aktürk, 2002 yılında bir devlet memuru maaşının; adedi 26 lira olan çeyrek altından 15 tane alabildiğini, 2025 yılında adedi 6 bin 800 lira olan çeyrek altından yalnızca 6 tane alabildiğini ifade etti. Aktürk, “Maaşlar nominal olarak 111 kat artmış olsa da, çeyrek altın bazında memurun alım gücü yüzde 57 azalmış durumda” diye konuştu.
‘GERÇEK REFAH DEĞİL’
Aktürk, bu tabloya dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu:
“Bugün en düşük memur maaşı 43 bin lira olabilir ama bu artış, hayatın pahalılaştığı ve temel ihtiyaçların fiyatlarının katlandığı bir ülkede gerçek bir refah anlamına gelmiyor. 2002 yılında maaşıyla 15 çeyrek altın alan bir memur, artık sadece 6 çeyrek alabiliyor. Bu, göz boyayan bir artıştır. Maaş yükselmiş gibi görünse de memurun cebine giren değer düşmüştür.”
‘PAZARDAKİ FİYATLAR DA KONUŞULMALI’
Bu tarz hesaplamaların sadece altınla değil, gıda, barınma ve enerji fiyatlarıyla da yapılması gerektiğini belirten Aktürk, “Memura yapılan zamlar kadar çarşı, pazardaki fiyatlar da konuşulmalı. Aksi halde bu söylemler, ekonomik gerçekliğin üstünü örten bir perde olmaktan öteye gitmez” ifadelerini kullandı. Maaş artışları yüksek görünse de memurun günlük yaşamdaki alım gücünün belirleyici olduğunu söyleyen Aktürk, “Altın gibi ekonomik değeri uzun yıllar boyunca istikrarlı biçimde artan kalemler karşısında yapılan bu tür karşılaştırmalar, alım gücündeki gerçek kaybı gözler önüne seriyor” dedi.
Taylan GÜLKANAT