Gazete Memur - gazetememur.com


© Copyright 2025 Gazete Memur
Dolar : 41,4819 -0,02 Değişim Euro : 48,6011 0,30 Değişim Altın : 5.025,55 %0,50 Değişim BIST 100 : 11.151,20 -1,99 Değişim Brent Petrol : 70,13 1,02 Değişim

Konut kredileri yüzde 3 olan psikolojik sınırın altı görüldü

Merkez Bankasının faiz indirimleri birçok sektöre olduğu gibi gayrimenkule de olumlu yansıyor. Birçok banka uzun süredir yüzde 3’ün üzerinde olan konut kredisi faiz oranlarını aşağıya çekti. Bazı kamu bankalarında kredi faizi 2,69’a kadar geriledi. Bu da konut fiyatları artmadan önce ev sahibi olmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor.

Kaynak : Türkiye Gazetesi Giriş : Güncelleme :
Konut kredileri yüzde 3 olan psikolojik sınırın altı görüldü

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olan konut piyasasında satışlar her geçen ay artış gösteriyor. Mevduat faizinin cazibesini yitiriyor olması, güvenli liman olarak bilinen gayrimenkule olan dönüşü hızlandırıyor. Konut kredilerinde yaşanan olumlu rüzgâr bu durumu destekliyor.

Merkez Bankasının son toplantısında politika faizini yüzde 43’ten 40,5’e çekmesi, piyasada hızlı bir şekilde karşılık buldu. Bu karar, aylardır yüksek seviyelerde seyreden konut kredisi faiz oranlarında önemli bir gevşemeye yol açtı. Temmuz, ağustos ve eylül aylarında yüzde 3 ve üzerinde seyreden faiz oranları, ekim itibarıyla neredeyse tüm bankalarda bu psikolojik sınırın altına indi. Hatta bazı kamu bankaları faiz oranlarını yüzde 2,69’a kadar düşürerek, kredi kullanmak isteyen vatandaşlara daha uygun imkânlar sunmaya başladı. Zira yüksek faizler, özellikle orta gelir grubunu konut piyasasının dışında bırakmıştı. Şimdi ise düşen faizler, ev sahibi olma hayalini erteleyen binlerce kişiyi yeniden harekete geçirdi.

KREDİ GERİ ÖDEMESİ DAHA KOLAYLAŞIYOR

Faizlerdeki bu gevşeme, doğrudan konut satışlarına yansıyor. Bugün 1 milyon TL tutarında konut kredisini 120 ay vadede ve yüzde 2,69 faiz oranı ile kullanan bir kişi, toplamda 3 milyon 400 bin TL civarında geri ödeme yapacak. Aylık taksit ödemesi ise 28-30 bin TL civarında olacak. Oysa daha birkaç ay önce aynı kredinin maliyeti 4 milyon TL’nin üzerine çıkıyordu. Sektör temsilcileri, yıl sonuna kadar toplam geri ödemenin 3 milyon TL’nin altında sabitleneceğini ve kredili satışların çok daha hızlı bir şekilde artacağını dile getiriyor.

İPOTEKLİ KONUT SATIŞLARI ARTACAK

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) ile NielsenIQ Türkiye’nin ortaklaşa yaptığı 2025 yılı ikinci beklenti anketi de bu tabloyu destekler nitelikte. Ankete katılan tüm firmalar, önümüzdeki dönemde konut kredisi faizlerinin düşeceğini öngörüyor. Bu beklenti, sektördeki iyimserliği artırırken, kredili satışların yeniden ivme kazanacağına işaret ediyor. Son ankette, kredili satışlarda artış bekleyen firma oranı yüzde 76’ya ulaştı. Bu oran, piyasanın geleceğe olan güvenini de açıkça ortaya koyuyor.

MÜTEAHHİTLER DE SÜRECİ DESTEKLİYOR

Bankaların faiz indirimleri dışında müteahhitler de kendi imkânlarıyla kampanyalar düzenliyor. Peşinat erteleme, vade farksız taksitlendirme, düşük faizli şirket içi finansman gibi yöntemlerle konut alımlarını teşvik eden kampanyalar dikkat çekiyor. Bazı büyük inşaat şirketleri, yüzde 0,99’dan başlayan şirket kredileri sunarak, müşterilerin ev sahibi olmasını kolaylaştırıyor. Bu uygulamalar, hem satışların artmasına hem de ev sahipliği oranının yükselmesine katkı sağlıyor.

YIL SONUNDA SATIŞ REKORU GELEBİLİR

Faizlerin gevşemesiyle birlikte piyasada güçlü bir talep trendi oluşmuş durumda. Sektör temsilcileri, konut satışlarının yıl sonunda toplam 1,3 milyona ulaşabileceğini öngörüyor. Bu rakam, hem iç piyasadaki talebin diri olduğunu hem de faiz indirimlerinin konut pazarının en kritik belirleyicisi olmaya devam ettiğini gösteriyor. Uzmanlar, kredi faizlerinde sağlanacak her yeni indirimle birlikte daha genç yaş gruplarının ve ilk kez ev sahibi olacak kesimlerin piyasaya gireceğine dikkat çekiyor. Yüksek maliyetler nedeniyle son dönemde konuttan uzaklaşan vatandaş için şimdilerde daha cazip fırsatlar oluşuyor. Bu da sektörde hem hareketliliği artıracak hem de ekonomiye moral verecek bir tabloyu beraberinde getirecek.

BİRÇOK SEKTÖRÜ CANLANDIRACAK

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, inşaat sektörünün yalnızca konut satışıyla sınırlı olmadığını, yüzlerce alt sektörü de beslediğini hatırlatarak, faiz indirimlerinin bu açıdan da hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. Işık “Kredi faizlerinde sağlanacak kalıcı düşüş, hem vatandaşın ev sahibi olmasını kolaylaştıracak hem de beton, demir, çimento ve mobilya gibi yan sektörleri canlandıracaktır. Bu da doğrudan istihdamı artırır. Konut kredisindeki düşüş eğilimi ticari kredilere de yansımalı” dedi.

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği yetkilileri de benzer şekilde, faiz indirimlerinin sadece kısa vadeli bir hareketlilik değil, aynı zamanda uzun vadeli bir istikrar getireceğini belirtiyor. Uzmanlara göre, faizlerin gevşemesiyle birlikte yatırımcıların yeniden gayrimenkule yönelmesi bekleniyor. Özellikle yabancı yatırımcıların, Türkiye’deki konut piyasasına olan ilgisinin yeniden artacağı öngörülüyor.

MERKEZ'İN ATACAĞI ADIMLAR ÖNEMLİ

Sektörün önündeki tek soru işareti, faiz indirimlerinin ne kadar kalıcı olacağı. Eğer Merkez Bankası sıkı para politikasından kalıcı olarak uzaklaşır ve piyasada istikrar sağlanırsa, önümüzdeki yıl konut satışlarının 1,5 milyon bandını aşması mümkün görünüyor. Bu da yalnızca inşaat sektörünü değil, tüm ekonomiyi olumlu yönde etkileyecek bir gelişme anlamına geliyor. Gayrimenkul sektörü temsilcileri de bu noktada farklı görüşler paylaşıyor.

Bazı uzmanlara göre faiz indirimi süreci kademeli olmalı, aksi hâlde konut fiyatları yeniden hızlı artışa geçebilir. Özellikle arsa maliyetleri ve inşaat girdilerindeki yükseliş, konut kredisi faizlerindeki gevşemenin etkisini sınırlayabilir. Bir kesim ise kalıcı bir istikrarın sağlanması hâlinde konut satışlarının sadece sayısal olarak değil, nitelik bakımından da gelişeceğini savunuyor. Öte yandan bankacılık sektöründen gelen değerlendirmelerde, kredi faizlerinin Merkez Bankası kararlarına paralel olarak şekillendiği ve makroekonomik istikrarın en belirleyici faktör olduğu vurgulanıyor. Uzmanlar, Türkiye ekonomisinin genel görünümünde kalıcı iyileşme sağlanmadıkça, düşük faiz politikasının uzun soluklu olmayabileceği uyarısında bulunuyor.

Necmi .ÇİÇEKÇİ