Kış kapıda, ısınma cep yakıyor
Doğalgazdan kömüre tüm ısınma kaynaklarında fiyatlar hızla artarken, milyonlarca hane kışı nasıl geçireceğini düşünüyor. Uzmanlar, doğalgazda yeni zamların kaçınılmaz olduğunu belirtirken yurttaşlar yalnızca tek odayı ısıtmak ya da evleri birleştirmek gibi çözümlere yöneliyor.

Havaların soğumasıyla birlikte, alım gücü zayıflayan milyonların en temel gündemi “ısınma” oldu. İster doğalgaz kullansın ister soba ya da elektrik, ısınma ihtiyacı hanelerin en ağır yükü oldu. Yurttaş kara kara kışı nasıl geçireceğini düşünüyor.
Türkiye’de 26 milyon 599 bin 261 hane bulunuyor; resmi verilere göre bunların 22 milyonu doğalgaz abonesi. GAZBİR’in yayımladığı son yıllık rapora göre 2023-2024 kışında ortalama hanebaşı tüketim 122 metreküp. Bu civarlarda bir kullanım, bugünkü 7.7 TL’lik BOTAŞ tarifesine yerel dağıtım şirketi tarifesi ve vergiler eklendiğinde 1500 lira civarında bir faturaya karşılık geliyor.
Bir diğer ısınma kaynağı kömür de cep yakmaya devam ediyor. 2024’te yerli kömürün ton fiyatı 4 bin TL, ithal kömürün 6 bin TL seviyesindeydi. 2025’te bu rakamlar yerli kömürde 5 bin 200 TL’ye, ithal kömürde 9 bin 400 TL’ye çıktı. Böylece yerli kömürde yaklaşık yüzde 30, ithal kömürde yüzde 57 fiyat artışı gerçekleşti.
Herkes yeni yılla birlikte faturaların zamlanacağından emin. Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar 2026’da doğalgaz ve elektrik fiyatlarında “beklenen enflasyonun” dikkate alınacağını söylemişti. Ancak bir de ekonomik krizle uygulanmaya başlanan sübvansiyonların, elektrikte olduğu gibi doğalgazda da kademeli olarak geri çekilmesi bekleniyor.
‘ISINMA YARDIMI GETİRİLSİN’
TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Doğalgaz Komisyon Başkanı Hüseyin Kaya, geçtiğimiz hafta yaptığı değerlendirmede “1000 liralık faturanın 2 bin liraya çıkacağını tahmin edebiliriz” demişti.
Eski BOTAŞ daire başkanı, enerji uzmanı Ali Arif Aktürk, kış döneminde doğalgaz ithalatının artmasından dolayı bütçe açığının da dağal olarak artacağını belirtiyor ve zammın kaçınılmaz olduğunu söylüyor. “Zam ihtiyacı bugün de var. BOTAŞ maliyetine satsaydı olması gereken fiyat metreküp başına 17 TL olurdu” diyen Aktürk, sübvansiyonun çözüm olmadığını vurguluyor: “Halk fakirleşti. Sabit gelirliler için enerji sübvanse edilse de pahalı. Üstelik o sübvansiyon da yine halkın cebinden çıkıyor. Örneğin asgari ücretin azıcık üzerinde maaş alan birkaç ay sonra üst vergi dilimine geçiyor. Esasen gelir vergisi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi ve kış döneminde aylık 10 bin TL ısınma yardımı bile sübvansiyondan daha ucuza mal olur ve vergi mükelleflerinin cebinden daha az para çıkar.”
‘HALKIN YÜZDE 30’U ISINAMIYOR’
Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, ısınma sorununun barınma sorunundan bağımsız düşünülemeyeceğini vurguluyor. TÜİK’e göre Türkiye’de hanelerin yüzde 30’dan fazlasının çatısı akan/nemli evde, yine yüzde 30’dan fazlasının yeterince ısınamayan konutta yaşadığını hatırlatan Foggo ekliyor:
“Veriler, montsuz okula giden çocukları, gün boyu battaniye altında kalan yaşlıları ya da ders çalışacak sıcak bir köşe bulamayan üniversitelileri görünmez kılıyor. Destek verdiğimiz aileler içinde mumla ders yapan çocukları, ısınmak için battaniyeye sarılan aileleri biliyorum. Isınma temel ihtiyaçtır ve kimse bu haktan mahrum kalmamalı."
EVLER BİRLEŞTİRİLİYOR
Gazetemize konuşan yurttaşlar için kış, “kaygı” ve “stres” anlamına geliyor. Termometreler daha da düştüğünde umut bağladıkları çözüm ise evlerinde sadece belli bir alanı ısıtmak, kalorifer peteklerini kapatmak olacak. Kimileri ise evleri birleştirmeye hazırlanıyor:
“Biz emekliyiz, oğlum ve gelinim çalışsa da geçim sıkıntısı içinde. Evlerini kapatıp bize yerleşecekler. En azından tek evi döndürürüz.”
Elif Özge YALÇIN
