JESDER: Dünyanın en büyük lityum üreticisi olabiliriz
Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk, Türkiye'nin jeotermal kaynak açısından öne gelen ülkelerden biri olduğunu ifade etti., Türkiye'nin jeotermalde 65 santralle 11 gigavat elektrikle şebekeye katkıda bulunulduğunu söyleyen Şentürk, mevzuatta teşvik unsuru yapısına yatırımcıların da dahil edilmesiyle mevcut santrallerin etrafına 35-40 dönüm sera kurulabileceğini anlattı. Şentürk'e göre; böylece 70-80 bin kişiye istihdam sağlanabilir.

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk, Türkiye'nin jeotermal enerjide potansiyelinin yüzde 10'unu kullandığını belirterek, "Gerek elektrik gerek seracılıkta bunu 10 katına çıkarma altyapımız ve potansiyelimiz mevcut." dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Enerji Terminali Programı'na konuk olan Şentürk, yenilenebilir enerji kaynakları arasında önemli bir yere sahip olan jeotermal enerji konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin jeotermal kaynak açısından önde gelen ülkelerden olduğunu ifade eden Şentürk, "Jeotermalde 1735 megavat kurulu gücümüz var. 65 santralle bu güce erişiyoruz ve yılda 11 gigavat elektrikle şebekeye katkıda bulunuyoruz. Bu da Türkiye'nin kurulu gücünün yaklaşık yüzde 2'sine tekabül ediyor. Türkiye'de kullanılan elektriğin yaklaşık yüzde 4'ü jeotermal kaynaklardan elde ediliyor" diye konuştu.
Şentürk, seracılık, konut ısıtması ve turizm alanlarında da jeotermal enerjinin kullanıldığını dile getirerek, Türkiye'de 7 bin hektar örtü altı jeotermal kaynak ısıtmalı sera olduğunu ve 160 bin konutun jeotermal kaynakla ısıtıldığını söyledi.
Tarım ve Orman Bakanlığının teşvikleriyle jeotermal seracılığın hızla büyüdüğüne işaret eden Şentürk, 28 bin dönüm Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sera Bölgesi'nin de inşasının devam ettiğini bildirdi.
Yaklaşık 40 bin dönüm sera kurulabilir
Şentürk, 2007'de Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yasal altyapıya ulaşıldığını ve özel sektör yatırımcılarının jeotermal enerji sektörüne yatırım yapmaya başladığını belirterek, "Ülkemizin potansiyelinin yüzde 10'unu kullanıyoruz. Gerek elektrik gerek seracılıkta bunu 10 katına çıkarma altyapımız ve potansiyelimiz mevcut" dedi.
Jeotermal yatırımlarının diğer enerji yatırımlarına göre maliyetli olduğuna dikkat çeken Şentürk, yatırımcıların ihtiyaç duyduğu teşvik unsurlarını anlattı.
Şentürk, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sera Bölgelerinde mevzuatta teşvik unsuru yapısına yatırımcıların da dahil edilmesiyle mevcut 65 jeotermal enerji santralinin etrafına 35-40 bin dönüm sera kurulabileceğini ifade etti.
Böylece 70-80 bin kişiye de istihdam sağlanabileceğini vurgulayan Şentürk, "35-40 bin dönüm sera demek 200 bin dönüm topraktan elde edilebilecek ürünlerin bu seralarda üretilebilmesi demek. 35-40 bin dönüm sera demek sağlıklı, doğal, ilaçlanmamış ürünü elde edip pazara sunmak demek" diye konuştu.
Dünyanın en büyük lityum üreticisi olabiliriz
Şentürk, jeotermal enerji santralleri için yaklaşık 1000 kuyu açıldığını aktararak, kuyulardan saatte 100 bin ton civarında sıcak suyla birlikte kıymetli maden ve minerallerin de yeryüzüne ulaştığını kaydetti.
Yeni çalışmalara kadar, elektrik üretimi ve sera ısıtması yapıldıktan sonra suyun tekrar yer altına gönderildiğini dile getiren Şentürk, "Ancak 2 yıldır İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE), Afyon Kocatepe Üniversitesi ve Türk-Alman Enerji İşbirliği Anlaşması kapsamında birtakım çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalarda epey yol aldık. Özellikle Almanya tarafı çok yol aldı ve bu sularımızın içinde mevcut kıymetli maden ve mineralleri elde etmek için çalışmalar başlattı" ifadelerini kullandı.
Şentürk, söz konusu mineraller arasında lityum, sezyum, selenyum ve silisyum gibi nadir elementlerin bulunduğuna dikkatiçekerek, Almanya'da bu alanda çalışan tesisi ziyaret ettiklerini anlattı.
Tesiste yapılan çalışmalara değinen Şentürk, şunları kaydetti:
* Bu tesiste aşağı yukarı litrede 100 ppm civarında lityum kaynağı mevcut. Ancak onlar kuyuları deliyorlar, para harcıyorlar ve su yeryüzüne çıkardıktan sonra bunu ayrıştırıyorlar. Biz de İYTE ve Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde laboratuvar ortamında kendi kaynaklarımızdan bunu elde etmeyi başardık. Bizde oranlar biraz daha düşük, 20 ppm civarında, yani Almanya'nın beşte biri ama yatırım maliyetimiz yok. Sadece akan suyun içinde bunları almamız gerekiyor."
Şentürk, lityum ayrıştırmasında maliyeti düşürebilecek çalışmalar yürütüldüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
* Ülkemizdeki lityum kaynağı sadece bugün dünyada kullanılan lityumun toplamına eşit. Yani dünyada 2024 yılında çıkarılan lityum miktarı 36 bin ton. Ülkemizde mevcut yıllık çıkarılabilir lityum miktarı 35 bin ton. Yani dünyanın en büyük lityum üreticisi olabiliriz. Bunun ne kadarını elde edebiliriz? AR-GE çalışmaları hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafında hem üniversiteler tarafında devam ediyor. Yüzde 10'unu bile elde etsek dünyada yine en fazla lityum kaynağına sahip ülkelerden biri olacağız.