İş dünyasında Çin endişesi

ABD’nin Çin'e uyguladığı vergileri yüzde 145'e yükseltmesinin ardından Pekin Yönetimi’nin ticaret rotasını yeni coğrafyalara çevirmesi bekleniyor. ABD pazarındaki olası kaybını en aza indirmek isteyen Çin'in; Orta Doğu, Afrika ve hatta Avrupa'ya yönelik agresif bir ihracat yapacağı söyleniyor. Uzak Doğu ürünlerinin Türkiye ve yakın coğrafyasını tehdit etme ihtimalini iş dünyası şimdiden gündemine aldı. İhracat ve üretici birlikleri yeni dönemin yol haritası, hükümete iletilecek talepler konusunda yoğun mesaiye başladı.

İTO NİSAN TOPLANTISINDA GÜNDEM TİCARET SAVAŞI

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Nisan ayı meclis toplantısındaki ana gündem ticaret savaşlarıydı. İTO Başkanı Şekip Avdagiç, buradaki konuşmasında “Çin’in agresif rekabet politikası Türkiye için önemli bir risk olarak öne çıkabilir. Çin, yüksek vergilerden dolayı ABD’ye satmakta zorlanacağı ürünleri fiyat kırarak üçüncü ülkelere ihraç etme yoluna gidebilir ve bu durum Türk ihracatçıları üçüncü ülke pazarlarında Çin’in sert fiyat rekabeti ile karşı karşıya getirebilir” açıklamasını yaptı.

BAKAN KACIR'LA TARİFE ZİRVESİ

Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu (EVFED) Başkanı Güçlü Kaplangı ise, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ile yaptıkları görüşmede benzer konuların gündeme geldiğini belirterek, şu talepleri ilettiklerini söyledi: “Vergiler şu an bir fırsat gibi görünse de Çin, ABD'nin vergileri karşısında diğer pazarlara ağırlık verecektir ki bu pazarlardan bir tanesi de Türkiye'nin en güçlü olduğu pazar Avrupa Birliği (AB) olacak. Ülkemiz, AB'ye ABD'den daha fazla ihracat gerçekleştiriyor. AB ihracatına ulaşabilmesi için söz konusu ülkeye olan ihracatını yüzde 100 artırması gerekiyor. Türkiye'nin birçok üründe ABD'de geçerli ETL ve NSF belgeleri alması gerekiyor. Bu aslında en önemli sorun. Onayı veren ise yabancı kurumlar. Örneğin; belgeleri almak için bir ürünümüzü teste göndermemiz, 4 ay sıra beklememiz ve 50-60 bin dolar masraf ödememiz gerekiyor. Bunun için de Türkiye'de akreditasyon merkezlerinin kurulması lazım.” Yeni Şafak’a özel açıklamalarda bulunan iş dünyası temsilcileri, Çin’e uygulanan vergilerden dolayı, Türk ürünlerinin ABD pazarında önemli avantajlar elde edebileceğini dile getirdi. Öte yandan birçok sektör temsilcisi, Çin’in yoğun ihracat tehdidine karşı endişelerini sıralayıp dikkatli olmamız konusunda önemli uyarılarda bulundu.

TEKSTİLCİ PAZARINI KORUMAK İSTİYOR

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz: ABD, Türk tekstil sektörü için kritik bir pazar. Buradaki en büyük rakiplerimiz olan Uzak Doğu Asya ülkeleri, tarifelerden Türkiye’ye kıyasla çok daha fazla etkileniyor. Uzak Doğu ülkeleri, ABD’ye ihracat yapamayacak olmaları nedeniyle, bu ülkelerin rotayı Türkiye’ye çevirecek. Söz konusu gelişme, üretim kapasitemizi ve istihdamımızı olumsuz etkileyebilecek bir durum.

SANAYİMİZİ KORUMALIYIZ

MODOKO Başkanı Koray Çalışkan: Çin, bütün dünya için bir risk. Trump’ın yapmış olduğu bu uygulamaların bizde de benzer önlemleri getirebileceğini düşünüyorum. Özellikle cari açık verdiğimiz Çin gibi ülkelere karşı sanayimizi korumak için önlem almalıyız. Hükümetin de buna benzer tedbirleri Çin özelinde alacağını düşünüyorum. Mobilya sektöründe iç pazarda Çin, bizim açımızdan çok büyük bir risk değil. Firmalarımızın fiyat ve tasarım, avantajı var. Ama ihracat yaptığımız pazarlarda Çin bundan sonra daha agresif olabilir, ihracatımız etkilenir.

FASON ÜRETİCİ OLMAYALIM

Albox Yönetim Kurulu Başkanı Olgun Sağlam: Çin’deki üreticilerin bu pazardan daha fazla ürün satmalarını engelleyecek, bizim gibi ülkelerin de bu pazarda dafa fazla söz sahibi olduğu süreci yaşayabiliriz. Sahada daha fazla bulunmalıyız.

Art Design Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Terzi: Çin firmaları ABD pazarını kaybetmemek için ülkemizi bir mobilya üreticisi gibi kullanarak Türk menşeli ürünleri Amerika’ya satmak isteyebillir. Bu da Türkiye markasına zarar verebilir ve ülkemizi geçici bir fasonculuk pozisyonuna düşürür. Üreticimizin Amerika’daki alıcıya direk ulaşması önemli.

Orhan Orhun Ünal