Hukuk büroları kancayı eşe-dosta taktı
Son dönemde alacak tahsilatı yapan bazı hukuk bürolarının, Türk İcra ve İflas Kanunu (İİK) Madde 89'daki "Alacaklının borçlusuna haciz ihbarnamesi gönderilmesi" hükmündeki boşluktan faydalanarak büyük bir mağduriyet yarattığı ortaya çıktı. Uzmanlara göre borç yalnızca borçluyu bağlasa da, hukuk büroları borçlunun anne, baba, kardeş, kuzen, dünür ve hatta kiracısına kadar uzanan yakın çevresini "borçlunun olası alacaklısı" göstererek haciz ihbarnameleriyle psikolojik baskı uyguluyor.

Son dönemde borçlar hukuku alanında bir garabet yaşanıyor. Alacağı tahsil etmek için her yolu mübah gören hukuk büroları sağa sola saldırıyor. Öyle ki bir alacak davasında kişiden o alacağı tahsil edemeyen avukatlar artık eş-dost-akrabaları hedefe alıyor. Haciz tehditleri ile borç tahsili yapılmaya çalışılıyor. Bir sonuç alamayınca da "borçlunun olası alacaklısı" gerekçesiyle konu hacze kadar gidiyor. Kişiler bir sabah hiç alakaları olmayan bir borç yüzünden hacizle karşı karşıya kalıyor. İlk hedefte borçlunun anne, baba, kardeş ya da çocukları radara alınıyor. Bu taciz silsilesi dünür, hala, dayı ve hatta kiracıya kadar uzanıyor.
NEREDEN CESARET ALIYORLAR?
Uzmanlara göre borç, yalnızca borçlu kişiyi bağlar. Anne, baba ya da diğer akrabaların borçtan sorumlu tutulması hukuken mümkün değil. Ancak haciz tehdidi, eve gelme söylemi ve "icra kapıda" mesajlarıyla aileler psikolojik baskı altına alınıyor. Bu yöntemle, hukuken tahsil edilemeyecek alacaklar fiilen tahsil ediliyor. Hukuk büroları Türk İcra ve İflas Kanunu (İİK) madde 89 kapsamında düzenlenen "Alacaklının borçlusuna haciz ihbarnamesi gönderilmesi" gereğince bu alacak kişinin çocuğu, kuzeni, teyzesi, halası, kardeşinin kayınpederi ve hatta kiracısına kadar kadar uzanabiliyor. Ancak bu işlem için elinde borçlunun o kişiden alacağı olduğuna dair herhangi bir belge bulunmuyor. Yani hukuk büroları "borçlu olan kişinin olası alacaklısı" olması gerekçesiyle amca, hala, dayı, teyze, kuzen, kardeş, dünür gibi kişilere haciz ihbarnamesi gönderebiliyor.
İŞ TACİZE DÖNMÜŞ DURUMDA
İş sadece haciz ihbarnamesi ile de sınırlı değil. Hukuk büroları eşzamanlı olarak borçlunun yakın çevresini alacağı tahsil etmek amacıyla 7/24 telefonla arıyor. Bu durum Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na (KVKK) aykırılık teşkil etse de hukuk büroları kanun dinlemiyor. Ancak kişi haklarını bilir ve arayan hukuk bürolarına, "Bu yaptığınız KVKK kapsamında suç" derse hukuk büroları arama tacizini sonlandırıp, yeni bir av arayışına başlıyor.
DÜNÜRÜNÜN BORCU İÇİN GELDİLER
Son dönemde kanun maddesindeki bu boşluğu fırsat bilerek sağa sola saldıran hukuk büroları binlerce mağdur yarattı. Bu mağdurlardan biri Gülay U., yaşadıkları şoku şöyle anlattı: "Kayınpederimin ödenmemiş bir telefon borcu varmış. O hat kapanmış. Üzerinden 10 yıl geçmiş ve borç faiziyle 10'a katlanmış. Bu borç için benim babama haciz ihbarnamesi geldi. Yani dünürüne haciz ihbarnamesi göndermişler. Kayınpederimle babam arasında alacak verecek durumu söz konusu değil. Hacze itiraz ettik."
KIZ KARDEŞİNE İHBARNAME GİTTİ
Mağdurlardan İsmail A., "Babamın 13 yıl önce kredi kartı kaybolmuştu. O kart başkaları tarafından kullanıldı. Biz konuyla ilgili bankaya durumu bildirdik. Ancak banka alacak için haciz işlemi başlatmış. Borç nedeniyle hukuk bürosu beni olası alacaklı olarak görmüş ve evime haciz ihbarnamesi göndermiş. Aynı ihbarname halama da gitmiş. Oysaki babam hayatta ve yaşıyor. Ne benim ne de halamın babama borcumuz yok, itiraz ettik" diyor.
KORKTUK, MECBUREN ÖDEDİK
Telekomünikasyon şirketine borcu bulunan bir kişi için işlem başlatan bir hukuk bürosu, borçlunun anne ve babasına haciz yazısı gönderdi. Borcun muhatabı olmamalarına rağmen anne ve babaya yapılan bu tebligat, aileyi büyük bir paniğe sürükledi. İsimlerini vermek istemeyen anne ve baba, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Borç bizim değil. Ancak sabaha haciz memurlarının eve geleceğini söylediler. Evdeki eşyaların yazılacağı, komşuların göreceği söylendi. Yaşımız ilerlemiş, bu baskıya dayanamadık. Mecburen ödemek zorunda kaldık."
1 MİLYON TL'YE KADAR CEZA
Tüketici Konfederasyonu Başkan Vekili Avukat İbrahim Güllü, "Borçlunun yakınlarına mesaj atmak veya aramak, alacaklının veya vekilinin borçlunun yakınlarına borç bilgilerini içeren mesajlar göndermesi, KVKK kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi ve paylaşılması olarak değerlendirilir ve ihlal teşkil eder" dedi. Yakınların icra sürecinin tarafı olmadığını vurgulayan Güllü, "Borç bilgisi onların kişisel verisiyle ilişkilendirilmez. KVKK Kurulu borçlunun kardeşine veya iş arkadaşlarına SMS göndermesi durumunda idari para cezası uygular. Örneğin bir vakada avukata 125 bin TL ceza verilmiş ve yasalara uyma talimatı çıkarılmıştı" diye konuştu. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan kişilerin KVKK kapsamında suç duyurusunda bulunmasını öneren Güllü, cezaların 1 milyon TL'ye kadar yükseldiğine dikkat çekti.
BOŞLUKTAN FAYDALANIYORLAR
Avukat Osman Bahadır Özer, son dönemde özellikle büyük hukuk bürolarının alacak tahsil etmek için her yolu mübah görmeye başladığını söyledi. Özer, "Hukuk büroları 'Alacaklının borçlusuna haciz ihbarnamesi gönderilmesi' maddesinden faydalanarak borçlunun yakınlarına haciz ihbarnamesi gönderiyor. Aslında kanundaki bir boşluktan faydalanıyorlar. Ancak iş artık taciz boyutuna vardı. Bize bu şekilde yüzlerce insan geliyor. İhbarnameye itiraz ediyoruz ve arkası gelmiyor. Çünkü borçlunun alacaklı olduğuna dair somut bir belgeleri yok" dedi. Böyle bir durumla karşılaşan vatandaşların ödeme yapmadan önce icra dosyasını incelemesini öneren Özer, yazılı belge talep etmesi ve gerekirse savcılığa suç duyurusunda bulunması gerektiğini sözlerine ekledi.
