Her 4 firmadan 3’ü yatırımı askıya aldı
Otomotiv tedarik sektörü, maliyet baskısı, finansmana erişim ve istihdam daralmasıyla önemli bir darboğazdan geçiyor. Öte yandan yerli sanayimizi tehdit eden en büyük unsurlardan biri ise Çin ithalatında yaşanan artış...

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), otomotiv sektörünü tedarik sanayi özelinde değerlendiren Rekabetçilik Anketi sonuçları, son iki yılda yaşanan en büyük zorlukları gün yüzüne çıkardı. Buna göre yüzde 92 ile yüksek iş gücü maliyetleri ilk sırada yer alırken, yüzde 82,22 ile baskılanan döviz ve yüzde 46,67 ile de faiz yükü/krediye erişim ön plana çıktı.
Ankete göre tedarik sanayisinin istihdamında yüzde 10’dan fazla daralma yaşayan firmaların oranı yüzde 64’ü buldu. Öte yandan “2024’te üretim kapasite kullanım oranınız ne oldu” sorusuna cevap verenlerin yüzde 35’inin kapasite kullanım oranının yüzde 70’in altında kaldığı görüldü.
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci konuyla ilgili değerlendirmesinde öncelikle hızla yükselen maliyetlere dikkat çekerek, “Döviz kuru politikaları ve finansmana erişim sorunları için sektörel ve yapısal önlemlerin vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi gerekiyor. Ankete katılan firmaların yüzde 64’ü son bir yılda istihdamında yüzde 10’dan fazla daralma yaşadığını, yüzde 74’ü ise bu yıl kapasite artırıcı yatırım planlamadığını ifade ediyor. Yani her 4 firmadan 3’ü yatırım yapmıyor. Bu tablo, sadece mevcut durumu değil, geleceğe dönük beklentilerin de zayıfladığını ortaya koyuyor” dedi.
"ÇİN'İN PAYI SON 3 YILDA YÜZDE 175 ARTTI"
Orta ve uzun vadeli yapısal tehditlere değinen Birinci, bunların başında Çin’den yapılan ithalattaki hızlı artışa dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Çin gibi ülkelerle rekabette korunmak adına yerli tedarikçi kullanımının artırılması, yerlileşmeye göre teşvik sisteminin kurgulanması ve ana sanayi ile tedarikçi arasında adil ve uzun soluklu fiyatlama mekanizmalarının hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.
Bu noktada özellikle Çin’den gelen ithalatın son yıllarda hızla artmakta olduğunu göz ardı edemeyiz. GTIP 8708 başlığı altında, yani motorlu taşıtlar için parça ve aksesuarlar kategorisinde, Çin’den ithalatın son 5 yılda yüzde 156 arttığını görüyoruz. Metal dökümden parçalarda ise Çin’in payı son 3 yılda yüzde 175 arttı. Bu artış, uzun vadede üretimin ithalata bağımlı hâle gelmesine, yerli tedarikçinin zayıflamasına ve sanayimizin dışa açıklığının kritik seviyelere ulaşmasına yol açabilir. Bu nedenle, ithalata bağımlılığı azaltacak yerli üretim ve tedarik stratejilerinin hızla geliştirilmesi ve desteklenmesi hayati önemdedir.”
Ali ÇELİK