Gelir adaletsizliği had safhada!

Ülkemizin en önemli sorunlarından biri; gelir eşitsizliği!

Daha doğrusu gelir adaletsizliği!

Ülkemizin yeteri kadar olmasa da geliri var mı? Var!

Ülkemizin yeteri kadar olmasa da üretimi var mı? Var!

Ülkemizde adaletsiz de olsa, çok kazanandan değil de daha çok yoksul kesimlerden de olsa vergi toplanıyor mu? Toplanıyor!

Ama sorun şurada;

Bu gelirler, bu kazançlar, bu vergiler adaletli olarak dağıtılmıyor!

İşte bu yüzden emekli bir top dert yükü içinde!

İşte bu yüzden asgari ücretli nasıl geçineceğim diye feryat ediyor!

Servet üst gelir gruplarında yoğunlaşmaya devam etti!

Orta gelir grupları giderek daraldı, emeğin değer kaybı yaşandı.

Alt gelir gruplarının kırılganlığı daha da arttı!

Ama öte yandan kocaman kocaman holdinglerin, bankaların vergileri bakıyorsunuz silinmiş!

Ama öte yandan bakıyorsunuz ülke gelirinin büyük bölümü ranta gidiyor, faize gidiyor!

***

Karar Gazetesi yazarı İbrahim Kahveci bugünkü yazısında bu çelişkiye şöyle dikkat çekti; 

“Gelir dağılımı öyle bir bozuldu öyle bir bozuldu ki; en zengin yüzde 5’lik kesim nerede ise tüm pastayı yedi bitirdi.

Bugün zenginlik alameti olarak gördüklerimiz bu yüzde 5’lik kesim.

Onlar öyle şişti öyle şişti ki; ülkedeki fiyat dengesi bile Avrupa ile yarışır oldu. Bir restoran yemeği olsun, bir giysi olsun, bir konut olsun Avrupa’dan bile pahalı hale geldi.

Toplum zenginleşmedi ama zenginler bizi zenginleşmiş gibi fiyat ödemeye mahkum etti. Gelirimiz Bangladeş ama fiyatlarımız Avrupa.

En düşük emekli aylığı 14 bin 469 TL; en düşük asgari ücret 22 bin 104 lira. Oysa en basit bir kira bile 15-20 bin liradan başlıyor.

Dengesi bozulan sadece gelir dağılımı değil ki… Mesela 2014 ve sonrası hızla kiracılık oranı artıyor. Evi olanlar bile kiracı olduğundan kiracılık oranı yüzde 21’lerden yüzde 28’lere doğru hızla yol aldı…”