,

Dolarda yükseliş sürecek mi?

Sene başında 13,35 olan dolar kuru bugün 17,70'in üzerinde hareket ediyor. Uzmanlar kurdaki artışın nedenlerini ve bundan sonra olabilecekleri sozcu.com.tr'ye değerlendirdi. Eylül ayına dikkat çekildi.

Dolarda yükseliş sürecek mi?

Hükümet seçim öncesinde düşük faizle ekonomiyi canlı tutma politikasında ısrar ederken, enflasyon ve cari açıkla birlikte döviz kurları da artmaya devam ediyor.

Yıla 13,35 seviyesinde başlayan dolar/TL'de bugün 17,79 seviyesi görülürken, 20 Aralık'ta görülen 18,36'lık rekora giderek yaklaşılıyor.

Kur korumalı mevduat ve şirketlere kredi için döviz bozdurma şartı gibi adımların kurlarda sağladığı düşüşler geçici oluyor.

Hem yurt içi hem de yurt dışından gelen haberler, döviz kurlarında artışın devam edebileceğine işaret ediyor.

İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, InvestAZ Araştırma Direktörü Dr. Tuğberk Çitilci ve East Capital kıdemli danışmanı Emre Akçakmak, döviz kurlarındaki gelişmeleri sozcu.com.tr'ye değerlendirdi.

ABD DOLARI GÜÇLENDİ
Dolar kurundaki hareketin bir kısmının yurt dışı kaynaklı olduğunu belirten Yılmaz, ABD dolarının diğer büyük para birimlerine göre değerini ölçen ve yılbaşında 95 seviyelerinde olan dolar endeksinin 109'un üzerine çıkarak 20 yılın zirvesini gördüğünü hatırlattı.

BDDK kredi için döviz sınırlaması getirmesi gibi önlemlerin etkisinin geçici olduğunu hatırlatan Yılmaz, bazı endişelendirici gelişmeler olduğunu dile getirdi.

ASIL ZOR DÖNEM EYLÜLDE BAŞLIYOR
Avrupa başta olmak üzere küresel ekonomi için artan resesyon endişelerine, Türkiye'nin dış ticaret açığındaki ve cari açıktaki artışlara işaret eden Yılmaz, dış borç geri ödemeleri nedeniyle asıl dikkat edilmesi gereken dönemin eylülde başlayacağı uyarısında bulundu.

900'u gören kredi risk primleri (CDS) nedeniyle maliyetler yükseldiği için dış borçların yüzde 100 oranında çevrilmesini beklemenin gerçekçi olmadığını ve dış borç geri ödeme için gerekli dövizin bir kısmının yurtiçi piyasadan alınabileceğini belirten Yılmaz, bunun da kur üzerinde baskı yaratabileceğini söyledi.

Yaz aylarında turizm gelirleri nedeniyle bir şekilde idare edilen kur hareketinin eylülde söz konusu dış borç ödemeleri nedeniyle hızlanabileceğini kaydeden Yılmaz, “Ekonomi yönetimi belli adımları atıyor ancak bu adımların sadece belli bir süre işe yaradığını ve tekrar aynı yere gelindiğini gördük. Kur korumalı mevduatta da BDDK'nın krediler için döviz sınırlaması kararında da böyle oldu” dedi.

18,50 AŞILIRSA…
Bundan sonra ekonomi yönetiminin kur korumalı mevduatta vade sınırını 1 aya indirmesi ve KKM faizinde politika faizi artı üç puan yerine artı beş-altı puan uygulamasının gelebileceğini söyleyen Yılmaz, kurun 16,50-18,50 aralığında hareket etmesini beklediğini, 18,50'nin aşılması durumunda enflasyona endeksli tahvilin bir kez daha gündeme geleceğini söyledi.

Esas sorun olarak Türkiye'nin döviz girişine ihtiyacı olduğunu ancak mevsimsel etkilerle turizm ve ihracat dışında döviz girişi olmadığını, Ukrayna krizi devam ettiğini, kış aylarında doğalgaz talebinin artacağını, işlerin istenen gibi gitmediğini belirten Yılmaz, “Bu saatten sonra TCMB'nin tek başına atacağı faiz artışı gibi adımlar da fayda etmez. O makas yatırımcı aleyhine o kadar açıldı ki 2-3 puanlık faiz artışının pozitif etkisi olacağını düşünenlerden değilim” dedi.

DÜNYADA FAİZ ARTIRILIRKEN TÜRKİYE’DE TABLO FARKLI
ABD ve Avrupa'da artan enflasyonu frenlemek üzere faiz artışlarına gidildiğini, ABD dolarının güçlendiğini, enflasyondaki seyre göre yeni faiz artışlarının gündemde olduğunu hatırlatan Çitilci, Türkiye'de ise düşük faiz-yüksek kur politikasının devam ettiğini, değersiz TL'nin ihracatı desteklemek için kullanıldığını dile getirdi.

Kurda enflasyon kadar artışın şaşırtıcı olmayacağını, TCMB'nin faiz artışı yaparak kuru frenlemesinin beklenmediğini, ekonomi yönetiminin kredileri sınırlandırmak üzere attığı adımların da genellikle düşük seviyeden döviz alım fırsatı olarak değerlendirildiğini ve etkilerinin geçici olduğunu dile getirdi.

YÜKSEK CARİ AÇIK VE ZAYIF REZERV KURU YÜKSELTİYOR
Emre Akçakmak, son haftalarda özellikle “kırılgan” diye nitelendirilen Pakistan, Sri Lanka, Arjantin, Misir, Kenya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarında durulmayan bir kur değer kaybı ve Eurobond faizlerinde yükseliş olduğuna işaret etti.

Algılanan iflas riski göstergesi olan CDS'lerin de rekor seviyeleri gördüğünü belirten Akçakmak, “Böyle bir ortamda kurunuz tarihsel süreçte ne kadar zayıflamışsa zayıflasın, yüksek cari açığınız ve zayıf net rezerv seviyeniz iyileşmediyse bu tip kur hareketleriyle karşı karşıya kalıyorsunuz” değerlendirmesinde bulundu.

Swap dahil ve hariç net uluslararası rezervlere ya da onun biraz daha rasyonalize edilmiş hali olan kritik rezerv seviyesine, bir başka deyişle ‘pratikte kullanılması makul rezerv seviyesine' bakıldığında yaklaşık 17 milyar dolarlık bir rakam gördüklerini belirten Akçakmak, “Bu da sadece aşağı yukarı bir aylık ithalatımızı karşılayacak seviyede” dedi.

Kaynak : Sözcü Gazetesi

İlişkili Haberler

Manşetler