Asgari ücretle ilgili şunları söyleyebilirim: Öncelikle bizim toplam istihdamımız sunumda da aktardım Ekim ayı itibariyle 32 milyon 970'ti. Bazen asgari ücretli çalışan sayısına ilişkin oranlar da tartışılıyor, bizim elimizde kayıtlı olan SGK'lı çalışanlar var, orada kayıtlı çalışanların yüzde 42'si asgari ücretli görünüyor o da 6.7 milyon kişi yapıyor. Yani şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Toplam istihdam içinde Devlette çalışan var, SGK'lı ve SGK dışı çalışanlar var vs. tabii hepsini topladığınızda 32 milyon 970 bin kişiye ulaşıyorsunuz. Burada tabii kayıtlı çalışanlarda da şöyle bir durum var onu da izah etmemiz lazım: Kayıt dışılık dediğimiz şey ikiye ayrılıyor. Bir, tamamen kayıt dışı çalışma meselesi var, bir de eksik kayıtlılık dediğimiz şey var, yani kayıtlı aslında ama bir kısmı kayıtlı, bir kısmı kayıtsız diyelim. Dünyada da bu durum böyle, bizde de böyle.
Asgari ücret meselesinde biraz bu sorunun da olduğunu biliyorum, yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor malum, işte birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz tabii kayıt dışılıkla da, eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz. Ama bu faktörleri dikkate almadan yapılacak bir yorumun çok da gerçekçi olmayacağını bilmemiz lazım.
Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu: Altını hep çiziyoruz bu bir taban ücret, bunun üstü bir limit söz konusu değil veya ideal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret dolayısıyla, birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada asıl problem asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler. Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyorlar. Ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor. Dolayısıyla, önemli olan bu verimliliği artırmak, daha sağlam bir zeminde, kalıcı bir zeminde bu gelişmeleri sağlamak. Biz bütün imkanlarımızla bu yönde gayret ettik.
Bakın bazı rakamlar söyleyeyim, 2023 yılında enflasyon oranı yüzde 64,8, asgari ücrete yaptığımız artış yüzde 107.3, yani bugün yaptığımız artışlar geçmişteki bu yüksek oranların üzerine yaptığımız artışlar bunu da dikkate almamızda fayda var. 2024 yılında bugün belli oldu yüzde yıllık enflasyon 44,4. Asgari ücret 49,1 arttırılmış, yani son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli artışlar. O yıldaki enflasyonun üstünde artışlar. Bu yıl da yine yaptığımız artışın bu yıl gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz.
2003-2024 döneminde yıllık ortalama büyümemiz 5,4 olmuş, az önce sunumumda size gösterdim. Asgari ücrette ki reel artışın yıllık büyümesi 5.6 olmuş, yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son dönemde önemli bir gelişme var 2022 yılında emeğin milli gelirden, katma değerden aldığı payı gayri safi katma değerden aldığı pay oldukça düşük seviyeye gelmişti 2022'de. Pandeminin de etkisiyle, başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir düzeydi. Nitekim TÜİK 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayınladığında bunu gördük. Gelir dağılımında ciddi bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük 2022'de. Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2023 gelir bazlı rakamları açıkladı, burada nispi olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz gelir dağılımında. Ben ,2024 verilerinde de (2025'te çıkacak o rakam), yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum.
Bunun da öncü göstergesi emeğe, iş gücüne ödemelerin gayri safi katma değer içindeki payı bunu biliyoruz. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde, serinin açıklandığı 1998'den beri en yüksek değer olan 37,6'ya ulaşmış durumdayız. Yani iş gücü ödemelerinin gayri safi katma değerdeki payı itibariyle 2024'ün üçüncü çeyreği tarihi yüksek seviyeyi görmüş durumdayız ve son bir yılda burada 6,1 puan bir artış var. Bu da bize önümüzdeki dönem gelir dağılımı açısından daha olumlu bir tablonun oluşacağını gösteriyor.
Net asgari ücretin yine dolar karşılığı çok tartışılıyor biliyorsunuz. Asgari ücret 2002'de 114 dolar, 2024 yılında ise 519 dolar idi, 2025'teki son güncel artışla 627 doların üzerine çıkmış durumda. Bu net maaşlarda birde işverene maliyeti açısından bakarsanız bu tabii çok daha yüksek rakamlarda. Şu anki asgari ücret seviyemiz Rusya, Romanya, Bulgaristan Meksika, Brezilya'nın, Güney Afrika'nın, Endonezya'nın, Çin, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin üzerinde bir rakam, bunu da ifade etmek isterim: Enflasyonda ciddi bir sapma olursa yeniden elbette bunları değerlendiririz dedi, biz ciddi bir sapma olmayacağına inanıyoruz, politikalarımızı o çerçevede sürdürüyoruz. Önemli olan çünkü şudur buna yürekten inanıyoruz: Bugün yüksek bir maaş verirsiniz, yarın enflasyon bundan daha yüksek çıkarsa verdiğiniz maaşın hiçbir anlamı kalmaz. Önemli olan enflasyonu dizginleyip, düşürüp, somut, reel satın alma gücünde artış sağlamak. Bizim amacımız satın alma gücünde kalıcı artış sağlamak, amacımız bu. Dolayısıyla, bunu sağlamak için her türlü gayreti sarf edeceğiz. Bu süreçte istihdamı da desteklemeye devam edeceğiz. Asgari ücret kararıyla birlikte biliyorsunuz 700 lira olan asgari ücret desteğini de 1000 liraya çıkardık, o da önemli bir katkı. Kamuda, özellikle emek yoğun işletmelerimize, emek yoğun işletmelerimizle ilgili hem imalatçı, hem ihracatçı işletmelerimizle ilgili EKK'da da geniş değerlendirmeler yaptık, Sanayi Bakanlığımızın özellikle bu konuda çalışmaları oldu, diğer Strateji Bütçe Başkanlığımızın çalışmaları oldu, bu kapsamda da yine bir inisiyatif var … o da istihdamını koruyan emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere çalışan başına 2 bin 500 liraya kadar istihdam katkısı. Bu özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi emek yoğun sektörleri ilgilendiren bir karar, Ocak ayı içinde bir düzenleme…
Ama buradaki amacımız şu: Biz işletmelerimizin istihdamını korumak istiyoruz, programın asıl amacı bu, istihdamını korumuş, belli bir referans döneme göre azaltmamış olan KOBİ'lerimiz, işletmelerimiz bundan istifade edecekler, Cumhurbaşkanımız bunun ana başlığını açıkladı zaten, detaylarını tartışacağız. Ama düşündüğümüz şu: KOSGEB kanalıyla işletmelere bu desteğin ulaştırılması şeklinde, ama bürokrasi oluşturmadan çok hızlı, seri bir şekilde bu tespitleri yapıp işletmelerimize bu 2 bin 500'e kadar olan desteği sağlamak istiyoruz. Ama her sektörde değil, tekrar ediyorum, emek yoğun sektörlerde ve KOBİ'lerimizi hedefleyen bir anlayış içinde bu desteğimizi de sağlayacağız. Çünkü bizim amacımız insanların işini korumak, az önce vurgulamaya çalıştım, işletmelerin ayakta kalması, devam etmesi, istihdam sağlaması ekonomik olarak da, sosyal olarak da bizim için çok çok önemli. Dolayısıyla insanlarımızın iş gücü piyasalarında kalması için yeni bir programı da başlatıyoruz.
Emeklilerle ilgili söyledikleriniz, asgari ücret oranıyla emekliye artış oranını mukayese doğru olmaz, çünkü birisi bir yıllık bir süreçle ilgili, perspektifle ilgili bir artış, diğeri 6 aylık, yani emekli ve memur artışı biliyorsunuz 6 aylık yapılıyor, Temmuz'da tekrar bu artışlar yenilenecek. Burada da kural belli, biliyorsunuz burada gerçekleşen enflasyon ve toplu sözleşme var. SSK ve BAĞKUR emekli aylıkları 6 aylık enflasyona göre artması, onun hesaplarını siz zaten yaptınız, oranlar belli.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan memur-asgari ücret-emekli zammı açıklaması: Çare yüksek maaş değil
BUNLARIN ARTTIRILMASI SÖZ KONUSU OLABİLİR Mİ?..
Yani burada kural bazlı bir şey var biliyorsunuz zaten, burada asıl kural bazlı olmayan en düşük emekli aylığı. En düşük emekli aylığı, geçmişte böyle bir şey yoktu bizim sistemimizde, gün sayısından, primin düşüklüğünden dolayı çok düşük alan emeklilerimiz olduğu için bu düzenlemeyi 2019'da yaptık.
Pandemiden önce düzenleme yaptık, pandemide de artırdık bunu, 2019'da bir düzenleme yapıldı, ve ilk defa orada en düşük emekli aylığı diye bir tarif getirildi, ondan önce öyle bir şey yoktu, yani ne kadar prim ödediyseniz düşükse çok düşük alma durumu da vardı, en azından asgari bir şey verelim dendi. Bunun yanı sıra ikramiye konusu getirildi biliyorsunuz. Bugün geldiğimiz noktada 12 bin 500 liraya çıkmış durumda kök ücretleri daha düşük olan oldukça önemli sayıda emeklimiz bundan istifade ediyor, kök ücretinden daha yüksek bir emekli ücreti almış oluyor, yani primiyle bağlantılı kök ücretinden daha yüksek bir emekli maaşı almış oluyor. Bunu kanunla ancak değiştirebiliyorsunuz, bu normal sistemden gelen bir şey olmadığı için, kanunla gelen bir yapı olduğu için ancak kanunla düzenlenerek yine sağlanabilir. Bu konuda bir çalışma yapacağız, yani burada diğer ücretler artarken asgariyi olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz, bir çalışma yapacağız ve bir kanuni düzenleme muhtemelen gündeme gelecek. Tabi hükümetimiz bunu nihai karara Cumhurbaşkanımız tamamladıktan sonra grubumuzla kanun çalışmasını gündeme taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum.
EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞININ EKK TOPLANTISI İLE BELİRLENMESİ SORUSU ÜZERİNE…
EKK dediğimiz şu: Az önce anlatırken biraz izah etmeye çalıştım, bir bizim … daha formal diyelim EKK toplantılarımız var. Bir de konu bazlı ilgili bakanlarımızla bir araya gelip yine EKK bakanlarıyla yaptığımız çalışmalar var. Bu konuda geniş anlamıyla EKK toplantısı gerekmiyor, esas burada tartışacağımız Çalışma Bakanlığımız ve Maliye Bakanlığımız gibi doğrudan ilgili bakanlıklarımız. Onlarla elbette bir araya gelip bu konuları detaylı değerlendirip sonra Hükümetimize, Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konular arz edilir diye ifade etmek isterim.
TASARRUF TEDBİRLERİ
Tasarruf tedbirleri tabi ki orta vadeli bir şey, 1 yıllık değil, zaten ilan ederken de öyle dedik. Bu bir kültür aslında, sürekli olması gereken bir şey. Belki belli dönemsel şeylerle ifade ediyoruz ama, esasında sürekli gösterilmesi gereken bir çaba, bir kültür aynı zamanda, dolayısıyla bu tasarruf tedbirleri, tasarrufa dönük anlayışımızı kamuda devam ettireceğiz.