Sözcü yazarı Saygı Öztürk, köşesinde söz konusu süreci şöyle anlattı:
Vergi gelirlerinden belediyelere nüfusuna göre İller Bankası’ndan payları gönderiliyor. SGK isterse, belediye payından yüzde 40’a kadar kesinti yaptırıp alacağını tahsil edebiliyor. Buna rağmen borçlar bitmiyorsa belediyelerin, “Size menkul ya da gayrimenkul verelim” önerisi geliyor. Milli Emlak, yerel emlak müşavirine bu yerlerin değerlendirmesi yaptırılıyor. Uygun bulunması halinde SGK Yönetim Kurulu kararıyla borca mahsuben alınıyor. Sonra bunların satılabilirse ihaleyle satışı yapılıyor. Alınan fiyattan, daha ucuza satışların yapıldığını da biliyoruz. SGK, prim alacağına karşılık aldığı yerleri satışa çıkarıyor. Ancak, bazılarının satışı pek mümkün olmuyor. Belediyenin “İmarlı” deyip dağ başındaki arsaları da verdiği oluyor. Bugün, Türkiye’nin menkul ve gayrimenkul yönünden en zengin kuruluşlarının başında SGK geliyor. SGK, eskiden bu konuda son derece seçici davranırdı. Ancak, bugün aynı şey pek söylenmiyor.
SGK Yönetim Kurulu üyesi: Bazılarının satışı bile mümkün değil
Saygı Öztürk’e konuşan bir SGK Yönetim Kurulu üyesi de, “Bugün SGK arsa ve gayrimenkul zenginidir. Belediye ya da şirketler SGK’ya olan borçlarına karşılık arsa ya da gayrimenkul veriyor. Bazılarının satışı bile mümkün değil. Bunlar siyasetin de devreye girmesiyle borca karşılık alınıyor, sonra bunlardan kıymetli olanlar yandaşlara satılıyor. Örneğin, AKP iktidarında bakanlık yapan kişinin şirketine de satış yapıldı” diye konuştu.
"Bir belediye başkanı 1 milyon lira verip, kalan 10 milyon lira borcunun silinmesini istedi"
SGK yetkilisi kendilerine çok ilginç önerilerde de bulunulduğunu ilginç pazarlıklar olduğunu şu örnekle anlattı:
“Özellikle iktidar partisine mensup bir milletvekili, belediye başkanının borçlar için geleceğini bildiriyor ve yardımcı olunması ricasında bulunuyor. Bazen, başkanla birlikte milletvekilleri de geliyor. Yaşanan bir olaydan örnek verelim: Belediyenin 11 milyon lira SGK’ya prim borcu var. Belediye başkanı, bir milyon lira verip kalan borcunun da silinmesini istedi. Kendisine, ‘Sen bize 11 milyon lira ver, biz sizin bir milyon lira olan borcunuzu silelim’ dedim.”