Geçim derdine düşen gençler için sosyal destek politikaları öneriliyor
Türkiye’de 7 milyon öğrrenci için akademik yıl başlıyor. Yurt ve kira fiyatları, düşük burslar ve artan yaşam maliyetiyle geçim derdine düşen gençler için sosyal destek politikaları öneriliyor.

Yeni akademik yıl başlarken, Türkiye’de üniversite öğrencileri ve ailelerinin ana gündemi ağır ekonomik koşullar. Artan yurt ve kira fiyatları, yetersiz burs-kredi miktarları ve yükselen yaşam giderleri, gençler için üniversiteyi bir eğitim yuvası olmaktan çıkarıp hayatta kalma mücadelesine dönüştürüyor.
Kredi Yurtlar Kurumu’nun (KYK) 2025-2026 dönemi için yurt ücretleri 750 - 1.250 TL arasında değişiyor ancak bu yurtların 7 milyon öğrenciye karşı kapasitesi 1 milyonu bile bulmuyor. Büyükşehirlerde üç öğrencinin birlikte yaşayabileceği bir dairenin kira bedeli merkezde en az 50 bin TL’yken çeperlerde en az 30 bin TL. Özel yurtlarda ise paylaşımlı bir odada kalmak için öğrencinin aylık en düşük 10 bin TL ödemesi gerekiyor.
KYK burs ve kredi miktarı 2025’te 3 bin TL idi. 2026 içinse henüz bir açıklama yapılmış değil. Bu koşullarda, dar gelirli ailelerden gelen öğrenciler için çalışmak zorunluluk haline geliyor. Haftada ortalama 30 saatlik bir işte alınan ücret ise yalnızca 11 bin 700 TL. Bu miktarın 2026’da da ciddi bir artış göstermesi beklenmiyor.
İstanbul Planlama Ajansı (İPA), eylül ayında yaşam maliyetindeki yıllık artışı yüzde 43.2 olarak açıkladı. İPA Başkanı Buğra Gökce, kirada kalan bir üniversite öğrencisinin ortalama yaşam maliyetinin en az 26 bin 250 TL olduğunu belirtiyor. Zorunlu giderler öğrencilerin sosyal hayatına, kültürel etkinliklere ve akademik kaynaklara erişimine imkân tanımıyor.
Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği (YAYBİR) Başkanı Hakan Tanıttıran’ın verdiği bilgilere göre, son üç yılda kitap fiyatları yüzde 290 oranında artmış durumda. Bu artışın temel nedenleri ise dövize endeksli kağıt ve baskı maliyetleri ile piyasadaki enflasyon.
“KAHVE İÇMEK BİLE LÜKS”
Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Özlem Ergüven Okay, gençlerin yaşadığı zorlukları şöyle özetliyor: “Öğrencilerimiz full-time işçilik, part-time öğrencilik yapıyor. Bu da mesleki, akademik ve entelektüel gelişim için ne zaman ne de kaynak bırakıyor. Üniversite yılları, gençlerin kendilerini geliştirdiği, hayata hazırlandığı yıllar olmalı. Ancak bizde kahve içmek bile lüks; entelektüel gelişim araçları ise ne yazık ki seçkin bir azınlığın tekelinde.”
Okay ayrıca, yalnızca öğrencilerin değil, bilim insanlarının da ekonomik krizden etkilendiğini vurguluyor: “Üniversitelere ayrılan kamusal kaynaklar ne yazık ki etkili kullanılmıyor. Laboratuvarlarda malzeme, kütüphanelerde güncel kaynak yok. İnternet altyapısı yetersiz. Bazı kayyum rektörlerin üniversitelerindeki en büyük harcama kalemi ikram ve ağırlama bütçeleri.”
‘KAMUSAL DESTEK OLMADAN EĞİTİM SÜRMEZ’
Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şube Başkanı Burak Çetiner ise kamu desteği olmadan üniversite eğitiminin sürdürülebilir olmadığını söylüyor: “İstanbul’daki birçok üniversite, öğrencilere yeterli yurt imkânı sunamıyor.
Üniversite yemekhanelerinin özelleştirilmesiyle birlikte öğrenciler pahalı ve niteliksiz yemeklere mahkûm edildi. Eğitimin kamusal bir hak olduğunu unutmadan politikalar geliştirilmesi şart.”
ASIL BEKA SORUNU EĞİTİMSİZLİK
İBB soruşturması nedeniyle Silivri’de tutuklu olan İPA Başkanı Buğra Gökce, gençlerin durumuna ilişkin sorularımızı yazılı olarak yanıtladı. İstanbul’da bir asgari ücretin bir öğrencinin temel giderlerini bile karşılamadığını söyleyen Gökce, yüzde 70’inin öğün atladığını belirten araştırmaları hatırlatarak şu uyarıda bulundu: “Gençler eğitimlerini yarıda bırakıyor. Bu, ülkemiz için ciddi toplumsal ve ekonomik kayıptır. Bu durumda Türkiye’nin ne kalkınması ne de dünyayla rekabet etmesi mümkün. Devlet öğrenciyi önceleyen bir planlama yapabilir. Her öğrenciye aylık asgari ücret kadar burs verilse yıllık maliyet 25 milyar dolar olur. 19 Mart sürecinde 60 milyar dolar rezerv kaybettik.”
KURS FİYATLARI ARTTI, VELİLER ZORLANIYOR
2021’de 15-30 bin TL olan TYT-AYT kurs ücretleri, 2025’te 100- 200 bin TL’ye ulaştı. Veliler, gelirleri sabit kalırken eğitim giderlerinin katlanmasından şikâyetçi. Özellikle merkezi semtlerdeki butik kurslar 200 bin TL’yi buluyor, bu da ciddi bir ekonomik yük oluşturuyor.
Veli-Der Genel Başkanı Ömer Yılmaz, sınav merkezli sistemin özel kurslara olan ihtiyacı artırdığını ve bu durumun fırsat eşitsizliğini derinleştirdiğini söyledi. Kurs fiyatlarının denetimsiz olduğunu belirten Yılmaz, bazı işletmelerin yüksek kâr hedefiyle fahiş ücretler talep ettiğini vurguladı.
Yılmaz, birçok ailenin borçlanarak kurs ücretlerini karşıladığını ve bu durumun sürdürülemez olduğunu ifade etti. Devlet destekli ücretsiz hazırlık programları ve okullarda nitelikli kursların artırılması gerektiğini belirtti.
Elif Özge YALÇIN