Boğaziçi Üniversitesi’nin atanmış yönetimi, alınmış kararları uygulamamaya devam ediyor. Kadrosu yenilenmeyen akademisyenlere de bir yenisi eklendi. Yasa gereği üç yılda bir kadrosu yenilenen yardımcı doçentlerden Moleküler biyoloji ve genetik bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tolga Sütlü’nün kadrosu yenilenmedi.
Görevinden uzaklaştırılan Sütlü’nün akademik çalışmaları bölüm kurulundan, fakülte kurulundan ve üniversite dışındaki akademisyenlerin yer aldığı jüri tarafından kabul edilmişti. Cumhuriyet’e konuşan Sütlü, kadrosunun yenilenmesi için gerekli tüm evrakları hazırladığını ve bir ay önce rektörlüğe teslim ettiğini söyledi. Sütlü, bir aydır evraklarının sürüncemede bırakılarak kadrosunun yenilenmediğini ekledi.
180 ÖĞRENCİ MAĞDUR
Sütlü, “Gerekli tüm dosyaları iletmiştim. Bunlar bütün süreçlerden geçti. Son imza için bir aydan uzun bir süre önce Naci İnci’ye iletilmişti. Ders kayıtları yapılmadan göndermiştik. 180 kadar öğrencimizle üç haftadır derslerimizi yaptık. Birdenbire hiçbir akademik sebebi olmayan gerekçelerle, hakkımda çıkan yalan haberler gerekçe gösterilerek ve bu haberlerdeki yalanları benim üniversiteden sakladığım iddiasıyla sözleşmemi yenilememeye karar verdiklerini belirten bir yazı gönderdi” dedi. Sütlü, kendisine henüz okuldan ilişik kesme ve ofisini boşaltması için bir tebligat gelmediğini ancak gelecek günlerde bunu da beklediğini söyledi.
KENDİ KADROSUNU KURUYOR
İnci tarafından Sütlü’ye gönderilen evrakta, iktidara yakınlığıyla bilinen Akşam ve Yeni Şafak gazetelerindeki haberler işaret edildi. Sütlü bu haberlerde yer alan iddiaların hepsinin gerçekdışı olduğunu belirterek şunları kaydetti: Haberi yapan gazetelerle iletişime geçip tekzip talebinde bulundum ancak reddettiler. Bununla birlikte haberler yapılırken hiçbir şekilde tarafımı arayıp sormadılar. Daha sonra mahkemeye başvurduk. Mahkeme de bu haberlerin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği kararını verdi. Biz de bu karara itiraz ettik ve bu noktadaki itirazlarımız sürüyor. Maddi manevi tazminat davaları da açacağız. Hakkımda çıkan haberleri bahane ediyorlar. Asıl sebep sesimizi susturmak istemeleri. Kontrol etme çabasındalar. Uzaklaştırmak istediği herkesi uzaklaştırarak kendi kadrosunu kuruyor.