2021 yılı itibariyle dünya genelindeki ölümlerin yüzde 15’i kansere bağlı. Kanser, anormal hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle başlayan ve tüm vücudu etkileyebilen bir hastalık grubu. İnsan yaşamını tehdit eden bu hastalık, artan nüfus ve yaşlanan toplumlarla birlikte daha yaygın hale geliyor.
Ancak umut veren bir gerçek var. Yaş standartlarına göre düzenlenmiş kanser ölüm oranları birçok ülkede azalma gösteriyor. Bu başarıda erken tanı, gelişmiş tedavi yöntemleri, halk sağlığı kampanyaları ve risk faktörlerinin kontrol altına alınması büyük rol oynuyor.
Akciğer kanseri ilk sırada
Verilere göre, akciğer kanseri dünya çapında en fazla ölüme neden olan kanser türü. Sigara tüketiminin bu tablo üzerindeki etkisi belirgin. Onu, kolorektal, mide ve meme kanserleri takip ediyor.
Erkeklerde akciğer kanseri birçok ülkede başı çekerken, bazı bölgelerde prostat, karaciğer ve mide kanserleri öne çıkıyor. Kadınlarda ise tablo biraz farklı. Meme kanseri yaygın ölüm nedeni olarak öne çıkarken, bazı ülkelerde akciğer ve karaciğer kanserleri de ilk sıralarda yer alıyor.
Kanser riski yaşla birlikte katlanarak artıyor. DNA hasarının birikmesi, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve risk faktörlerine daha uzun süre maruz kalma gibi nedenler bu durumu açıklıyor. Özellikle yaşlı nüfusun yoğun olduğu ülkelerde, kanser ölüm oranları daha yüksek seyrediyor.
Mide kanserinde düşüş
Bir zamanlar dünyada en çok ölüme neden olan kanserlerden biri olan mide kanseri, özellikle gelişmiş ülkelerde büyük bir düşüş yaşadı. ABD’de, 1950’lere kıyasla 2021’de mide kanserinden ölüm oranı dokuz kat daha az.
Bu başarı, temiz su, daha iyi hijyen koşulları ve Helicobacter pylori bakterisiyle mücadele sayesinde mümkün oldu.
Kanserin son yüzyıldaki gölgesi: Sigara
20'nci yüzyılda sigaranın yaygınlaşması, akciğer kanserini artırdı. Sigara, sadece akciğer kanseri değil; mesane, böbrek, pankreas, mide, rahim ağzı gibi birçok organda kanser riskini artırdı. İçerdiği kimyasallar, vücudun tamir mekanizmasını devre dışı bırakırken, bağışıklık sistemini zayıflattı. Sonuç ise kontrolsüz mutasyonlar ve ölümcül tümörler oldu.
Sigaranın etkisiyle 1950’den itibaren akciğer kanserinden ölümler hızla arttı. Oysa mide ve kolorektal kanserler düşüşe geçti. Bu başarı, hijyen koşullarındaki iyileşmelere, tarama yöntemlerindeki ilerlemelere ve bakteriyel enfeksiyonlarla mücadelenin gücüne işaret ediyor.
Sağlık politikalarının önemi öne çıkıyor
Kanserin küresel haritası değişiyor. Akciğer kanserinin yükselişi ve mide kanserindeki düşüş, sağlık politikalarının önemini gözler önüne seriyor. Ancak yaşlanan nüfuslarla birlikte kanser, önümüzdeki yıllarda da ciddi bir tehdit olmaya devam edecek. Risk faktörlerini azaltma ve yeni tedavi yöntemleri geliştirme çabaları, bu mücadelede kilit rol oynayacak.
Bu tablo, kanserle mücadelenin hâlâ uzun bir yol gerektirdiğini, ancak ilerlemenin mümkün olduğunu gösteriyor.