,

Engelliler için bütçe, kadro ve müfredat talebi

Engelliler Konfederasyonu, Milli Eğitim Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında engellilerin eğitim hakkına erişemediğini ifade etti. Engelliler Konfederasyonu Başkanı Mustafa Özsaygı, Türkiye’de engellilerin ilkokuldan sonra okulu bırakma oranının yüzde 60 ile Avrupa’daki en yüksek oran olduğunu, kırtasiye ve okul gereçlerindeki yıllık yüzde 135’lik enflasyonun engellilerin okulu bırakmalarındaki en önemli neden olduğunu söyledi.

Engelliler için bütçe, kadro ve müfredat talebi

Anayurt Gazetesinden Demet ARAN'ın haberi...

Engelliler Konfederasyonu, Milli Eğitim Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında engellilerin eğitim hakkına erişemediğini ifade etti. Engelliler Konfederasyonu Başkanı Mustafa Özsaygı, Türkiye’de engellilerin ilkokuldan sonra okulu bırakma oranının yüzde 60 ile Avrupa’daki en yüksek oran olduğunu, kırtasiye ve okul gereçlerindeki yıllık yüzde 135’lik enflasyonun engellilerin okulu bırakmalarındaki en önemli neden olduğunu söyledi.

Pandeminin engellilerin akranlarına göre eğitimde daha geride kalmasına neden olduğuna dikkat çeken Özsaygı, bu durumun engellilerin okulu bırakma oranlarını artırdığını ifade etti.

Zihinsel, işitme, görme, ortopedik ve öğrenme güçlüğü çeken engellilerin eğitim haklarının sistematik bir şekilde ihlal edildiğini vurgulayan Özsaygı, bunu insanlığa karşı suç olarak tanımladı.

Özsaygı, Türkiye nüfusunun yüzde 10’nu oluşturan engelli yurttaşlara sunulan kamu hizmetleri için bütçeden ayrılan payın sadece yüzde 1,6 olduğunu, engellilerin eğitimiyle görevli Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün bütçesinin Bakanlık bütçesinin yüzde 1’i düzeyinde olduğunu, bu verilerin iktidarın engellilerin ihtiyaçlarını karşılama konusundaki sorumsuzluğunu ve engellilere yönelik politikalarını gösterdiğini ifade etti.

Eğitimde engellilerin durumuna ilişkin verileri paylaşan Özsaygı, ilköğretim düzeyinde okula giden öğrenciler içerisinde “özel eğitim” kapsamındakilerin oranının yüzde 0,3 olduğunu, engelli öğrencilerin büyük çoğunluğunun “kapsayıcı eğitim” kapsamında eğitim alamadığını, 1 milyondan fazla öğretmen arasında özel eğitim öğretmenlerinin oranının yüzde 1,4’te kaldığını, özel eğitim öğretmenlerinin çoğunlukla yeterli engelli hakları farkındalığına ve hak temelli bir yaklaşıma sahip olmadığını, okulların sadece yüzde 2,4’ünün özel eğitim kurumu olduğunu, dersliklerde ise bu oranın yüzde 1,4 olduğunu, okulların büyük çoğunluğunda servis, sıra, merdiven, lavabo, sınıf, tahta, asansör, kantin, bahçe ve spor alanlarının engelliler için erişilebilir olmaktan uzak olduğunu anlattı.

Otizm spektrumu içinde olan, mental yetersizliği olan, öğrenme güçlüğü çeken ve down sendromlu çocuklar ile nadir hastalığı olan çocukların ve ailelerinin akranlarına göre katbekat zorluklar yaşadığını söyleyen Özsaygı, okul yönetimlerinin “Biz böyle çocukları alamıyoruz”, “şartlarımız uygun değil”, “diğer öğrenci velileri istemiyor" gibi ifadelerle engelli öğrencileri okula kaydetmediğini aktardı.

“Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden verilen özel eğitim raporları son derece sorunludur, yetersizdir” diyen Özsaygı, Otizm Spektrumu içinde olan ve öğrenme güçlüğü çeken diğer çocuklar için öngörülen eğitim süresinin 8 saat bireysel ve 4 saat grup olmak üzere ayda sadece 12 ders saati olduğunu ve bunun oldukça yetersiz olduğunu söyledi.

Özsaygı, engellilerin eğitim alanındaki taleplerini; tüm eğitim hizmetlerinin devlet tarafından karşılanması, tüm engellilere nitelikli, anadilinde, erişilebilir, yaşadıkları çevre ile bütünleştirici eğitim imkanlarının sağlanması, engellilerin eğitim hizmetine erişimi için bütçe, kadro ve müfredat gelişiminin sağlanması, engellilere nüfusa oranları seviyesinde bütçe ayrılması, eğitim materyallerinin her engel grubunun gereksinimleri gözetilerek erişilebilir özelliklerde hazırlanması, Braille alfabesi, işaret dili, beden dili ve alternatif iletişim biçimlerinin geliştirilmesi, kapsayıcı eğitim sisteminin yaşama geçirilmesi, körler ve sağırlar okullarının kapsayıcı eğitim sisteminin içine alınması, bireysel eğitim programlarının yaygınlaştırılması, Otizm Spektrum durumu olanlar için devlet tarafından karşılanan ders saatinin ayda 40’a çıkarılması, engelli öğretmenlerin erişilebilir ortamlarda çalışmalarının sağlanması, engelli eğitimcilere yönelik mobbing uygulamalarına son verilmesi ve bu çalışmalara engelli derneklerinin, üniversitelerin, ilgili meslek odalarının ve eğitim sendikalarının dahil edilmesi olarak sıraladı.

İlişkili Haberler

Manşetler