Türkiye Acil Tıp Derneği’nin (TATD) Antalya’da gerçekleştirdiği 8’nci Avrasya Acil Tıp Kongresi’ne katılmak üzere Kanada’dan Türkiye’ye gelen British Columbia Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Medikal Direktörü Prof. Dr. Kendall Ho, gelişen teknolojiler ve teletıp uygulamaları sayesinde acil servislerdeki gereksiz hasta yükünün azaltılabileceğini söyledi. Demirören Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ho, kendi merkezlerinde Kovid döneminde hayata geçirdikleri “Dijital Acil Servis" uygulaması HEiDi sayesinde 10 hastadan 7’sinin gereksiz yere acile gelmesinin önüne geçildiğini, 3 hastadan birinin de daha sonra doktora gitme ihtiyacının dahi kalmadığını kaydetti. HEiDi uygulaması ile 811 numaralı hattı arayan hastaların önce telefonda bilgileri alınıyor, daha sonra görüntülü görüşme ile acil parametreleri değerlendiriliyor ve bu sırada hastanın geçmiş sağlık kayıtlarına da bakılarak o anda gerçekten acil servise ihtiyaç duyup duymadığı belirleniyor. Türkiye’nin bu açıdan e-Nabız sistemi sayesinde çok daha avantajlı konumda olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ho, “Türkiye’de harika bir acil durum sistemi var. Harika bir dijital sağlık altyapısı olan e-Nabız sayesinde dijital acil uygulaması burada çok daha rahat gerçekleştirilebilir" dedi.
“BU SİSTEMLE HAYATİ TEHLİKESİ OLMAYAN HASTALAR YÖNETİLEBİLİR"
Dijital acil uygulamalarının cep telefonu, bilgisayar, tablet gibi çeşitli teknolojileri kullanarak acile ihtiyaç duyan hastalara daha iyi bir şekilde bakım sunulması fırsatı tanıdığına vurgu yapan Prof. Dr. Ho, “Ben eskiden alışveriş için mağazalara giderdim. Ama şimdi benim çocuklarım, online alışveriş yapıyor. Bugün artık bir hasta acil servise ihtiyaç duyduğunda, telefonun diğer ucundaki sağlık profesyoneline bağlanarak yardım alabilir. Bu uygulama ile hayati tehlikesi olmayan ama acil durumu olan bir kişi önce internete girip sonra acil durum doktorları ve hemşireleriyle temasa geçebiliyor, evindeyken medikal yardım alabiliyor. Gerçekten acil servise ihtiyacı varsa hastaneye geliyor" diye konuştu.
“HASTA EVİNDEYKEN ONA ACİL SAĞLIK HİZMETİ SUNULUYOR"
Dijital acil servis uygulamasında hastayla ilgili temelde üç bilgiye ihtiyaç duyduklarını anlatan Prof. Dr. Ho, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birincisi, hastanın geçmiş tıbbi sorunlarını sağlık kayıtlarından öğrenebilirsem, bu bana yardımcı olur. İkincisi, dijital olarak hastayla konuşabilir ve bugün neye ihtiyacı olduğunu anlayabilirim. Bu önemlidir. Üçüncüsü ise kişilerin kan basıncı, kalp atış hızı ve tüm fizyolojik verilerinin ne olduğunu bilmek için teknolojiyi kullanabilirsem; bu üç eksiksiz kişisel veriyle, hastalara uzaktan, onlar evlerinde otururken çok daha iyi yardımcı olabilirim. Onlara acil bir şekilde güvenilir sağlık hizmeti sağlayabilirim"
“e-NABIZ BÜYÜK BİR AVANTAJ, TÜRKİYE’DE BU İŞ DAHA KOLAY YAPILABİLİR"
Kanada’da bu sistemle 10 hastadan 7’sinin acillere gelmesini önleyebildiklerini kaydeden Prof. Dr. Ho, Türkiye'de harika bir acil durum sistemi olduğunu söyledi ve “Bunu Türkiye’de de uygulayabilmek elbette ki mümkün. Türk uzmanlarla çalışmayı çok isterim. Türkiye'de e-Nabız sistemine sahip olmanız, zaten elektronik sağlık kayıtlarınızın olması büyük bir avantaj. Böylece uzmanınızla birlikte çalışarak hastaya tam zamanında bilgi sunabilmeniz çok daha kolay olacaktır. Biz Kanada’da ilk başladığımızda böyle bir elektronik sisteme sahip değildik. Tüm sistemi baştan inşa ederek başladık. Türkiye ile bu konuda bir işbirliği, her birimizin bu sistemi canlandırmasına yardımcı olacaktır" şeklinde konuştu.
“SON 2 YILDA YÜZBİNDEN FAZLA HASTAYI BU ŞEKİLDE YÖNETTİK"
Kanada'da hastaların arayabileceği 811 hattının 10 yılı aşkın süredir hizmet verdiğine de işaret eden Prof. Dr. Ho, dijital acil uygulamasını bu sisteme nasıl kanalize ettiklerini ise “Ancak Kovid nedeniyle biz bir grup hekimler olarak hemşirelerle birlikte çalışma alanını genişlettik. Telefonla başladık, video görüşmeyle devam ettik. Hastalarımızı görmek ve desteklemek için hemşirelerle yaptığımız bu işbirliğiyle, son 2 yılda, 100 binden fazla hasta gördük. Artık bu sistem sayesinde 10 hastadan 7’sinin acil servislere ihtiyacı kalmıyor. Ayrıca 3 hastadan birinin de sonradan doktora gitmelerine gerek kalmıyor. Bunun sağlık sistemine çok yardımcı olduğunu gördük. Acil serviste yoğunluk azaldı, ayrıca birinci basamak doktorlarımızı hastalara destek ve onarın takibi için de kullanabiliyoruz. En önemlisi, hastaların o anda kendilerini yönetmelerini ve daha az kaygılı olmalarını sağlıyor; o anda ne yapmaları gerektiğini ve ne için acili tercih etmeleri gerektiğini bilmelerine yardımcı oluyoruz" ifadesini kullandı.