BIST 100 9.602,17 %-2,09 Dolar 36,42 %0,38 Euro 38,16 %-0,05 Altın Gram 3.438,12 %0,27 Brent Petrol 74,41 %-2,68 Bitcoin 96.745,03 %1,49
,

Siyasi partinin MEB Yönetmeliğine açtığı davayla ilgili önemli karar

Danıştay 2. Dairesi, siyasi parti tarafından Millî Eğitim Bakanlığı Personeli Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği'nin iptali istemli davayı YETKİSİZLİK gerekçesi ile reddetti.

Siyasi partinin MEB Yönetmeliğine açtığı davayla ilgili önemli karar

Danıştay 2. Dairesi, bir siyasi parti tarafından Millî Eğitim Bakanlığı Personeli Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği'nin iptali istemli davayı YETKİSİZLİK gerekçesi ile reddetti.

T.C.

DANIŞTAY

İKİNCİ DAİRE

Esas No: 2022/1251

Karar No: 2022/1663

DAVACI : … Partisi

VEKİLLERİ : Av. …, Av. …,

Av. …, Av. …

DAVALI : … Bakanlığı

DAVANIN KONUSU:

Davacı tarafından; 11/03/2022 günlü, 31775 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Personeli Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği'nin iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Davacı siyasi partinin ülke çapında kamu menfaati ve yararı için faaliyet göstermek üzere teşkilatlanmış bir tüzel kişilik olduğu göz önüne alındığında; hukukun tesisi ve kamu yararının korunması amacıyla parti programlarında belirtilen ilkeler doğrultusunda uyuşmazlık konusu Millî Eğitim Bakanlığı Hizmetiçi Eğitim Yönetmeliği'ne karşı dava açma ehliyetinin olduğu sonucuna varıldığından, davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:

Dava, 11/03/2022 günlü, 31775 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Personeli Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği'nin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Hukuk Devleti olduğu, 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu, 80. maddesinde de, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil bütün Milleti temsil edecekleri Anayasal kaideye bağlanmıştır.

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun ''Genel Başkan'' başlığını taşıyan 15. maddesinde; partiyi temsil yetkisinin genel başkana ait olduğu; kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabilecekleri kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa'nın 80. maddesinde belirtilen söz konusu temsilin siyasi bir temsil olduğu, hukuki anlamda dava açmaya vekâlet niteliği taşımadığı gibi siyasi partilerin hangi hususlarda dava açabilecekleri Anayasa'nın 150. maddesinde belirlenmiştir. Anayasa'da düzenlenen yetki dışında siyasi partilerin, milletin vekâletini aldıkları düşüncesi ile iptal davası açabilme yetkisinin tanınması Anayasada öngörülmeyen bir yetkinin kullandırılması sonucunu doğuracaktır.

Diğer taraftan, iptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucu, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aramaktadır.

İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.

İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idari işlemlerin; ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği kabul edilmektedir.

Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığı, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunması dava açma ehliyeti için gerekli sayılmaktadır.

Bu bağlamda, dava konusu Millî Eğitim Bakanlığı Personeli Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği ile davacı siyasi parti arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,

2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,

3. Posta gideri avansından artan tutar ile kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının, kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 06/04/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, 11/03/2022 günlü, 31775 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Personeli Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği'nin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay dava daireleri arasında iş bölümünün belirlenmesine yönelik olan ve 19/12/2020 günlü, 31339 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, 2020/62 sayılı kararında; öğrenci, öğrenim işlerinden ve yükseköğretim mevzuatından kaynaklanan davaların ve temyiz başvurularının Danıştay Sekizinci Dairesince çözümleneceği kurala bağlanmıştır.

Dava konusu yönetmeliğin amaç başlıklı 1. maddesinde; yönetmeliğin amacının Millî Eğitim Bakanlığının merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı personeli ile talepleri hâlinde özel öğretim kurumları eğitim personelinin mesleki gelişim ihtiyacının karşılanmasına yönelik eğitimlerin planlanması, uygulanması, yönetimi, izlenmesi ve değerlendirilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu, 2. maddesinde ise Yönetmeliğin Millî Eğitim Bakanlığının merkez, taşra ve yurt dışı teşkilâtında görev yapan personel ile özel öğretim kurumları eğitim personelini kapsadığı düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu durumda, yukarıda yer verilen Başkanlık Kurulu kararı uyarınca öğrenci, öğrenim işlerinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün Danıştay Sekizinci Dairesinin görevinde olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dosyanın Danıştay Sekizinci Dairesine gönderilmesi gerektiği düşüncesiyle, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Daire kararına katılmıyorum.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler