BIST 100 9.602,16 %-2,09 Dolar 36,44 %0,38 Euro 38,16 %-0,05 Altın Gram 3.438,14 %0,27 Brent Petrol 74,44 %-2,68 Bitcoin 96.178,42 %0,89
,

Mahkeme kararı sonrasında, idare yeni bir ceza verebilir mi?

İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2019/2098 sayılı Kararında mevzuat değişikliği sonrası oluşan yeni durumla ilgili; “lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının, davacının eylemine uyan başka bir disiplin cezasının uygulanmasına engel olmayacağı” değerlendirmesinde bulunarak yargı yerlerince iptal edilen disiplin cezaları nedeniyle ilgili idarelerce yeni bir disiplin cezası işleminin tesis edilebilme imkânı sağlanmıştır.

Mahkeme kararı sonrasında, idare yeni bir ceza verebilir mi?

İDARİ YARGI KARARLARININ DİSİPLİN SORUŞTURMALARINA ETKİSİ-1

Disiplin mevzuatı diğer idari düzenlemelerden ayrı olarak sıkı şekil şartı içeren ve cezaların sayma yolu ile belirtildiği bir hukuk normudur. Anayasa, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenleneceğini hüküm altına alırken disiplin kovuşturması ile ilgili ayrı bir başlık açarak bu alana ayrı bir hususiyet kazandırmıştır.

Anayasa hükmünde de ifade edildiği üzere disiplin cezaları yargı denetimine tabidir. İdari yargının alanına giren disiplin işlemleri, işlemin iptali ya da davanın reddi gibi kararlar ile sonuçlanabilmektedir.

İdari işlemler idari yargı yerlerince, genel olarak usul ve esas olmak üzere iki ana çerçevede incelenmekte, hukuki değerlendirme içerikleri ve verilen kararlar bu iki ana kavram üzerinden oluşturularak sonuçlandırılmaktadır.

- Disiplin soruşturmasında usulden yapılan inceleme alanları

Disiplin soruşturmaları açısından usul kavramı, soruşturma işleminde ilgili mevzuatında ifade edilen sürelere uyulup uyulmadığı, soruşturmacı tayininde hiyerarşiye dikkat edilmesi, soruşturma işleminin normda belirtilen sürece göre yürütülüp yürütülmediği, soruşturma açmaya yetkili makam, ceza türlerine göre cezayı vermeye yetkili makam ve kurulların tespiti gibi bir kısım konuları kapsamaktadır.

- Disiplin soruşturmasında esastan yapılan inceleme alanları

Esas ise,  soruşturmaya konu fiilin yeterince soruşturulup soruşturulmadığı, uygulanan cezanın soruşturulan suça karşılık gelip gelmediği ve suç-ceza dengesi gibi değerlendirmeleri içermektedir.

İdari yargı yerlerince verilen karar yukarıda yer verilen iki ana kavramın sonuçları olarak yorumlanmalı ve ilgili idarece yapılacak değerlendirmelerde dikkate alınmalıdır.

Ülkemizdeki bir kısım disiplin mevzuatı düzenlemelerinde idari yargı yerlerince verilen iptal kararları sonrasında nasıl bir süreç izleneceği yazılı kurala bağlanmışken (bk. 2547 SK. Md. 53/C dördüncü fıkra), genel düzenlemeler de olmak üzere diğer bir kısım mevzuatta bu alan boş bırakılmıştır. Bununla birlikte hukukun yardımcı kaynakları arasında yer alan yargı kararlarında bu hususla ilgili yerleşik bir içtihat oluşturulmuştur.

Danıştay 12. Dairesinin 2013/11887 sayılı Kararında; “, disiplin cezalarına karşı idari yargıda açılan davalarda verilen iptal kararlarının gerekçesinin, idareye ilgili hakkında başka bir disiplin işlemi tesis etme olanağı tanıması halinde, 2577 sayılı Yasa'nın 28/1. maddesi uyarınca Yargı kararının gereğini yerine getirmekle yükümlü olan idarenin, zaman geçirmeksizin harekete geçerek makul süreler içinde işlem tesis etmeleri gerektiği, buna karşılık yargı kararının gereğini yerine getirirken 657 sayılı Yasa'nın 127/2. maddesi hükmünün ilgilinin sürekli ceza tehdidi altında bırakılmasını önleme fonksiyonu gereği, kararın idarelerine tebliğ edildiği tarihten itibaren her halükarda 2 yıl zarfında disiplin işlemlerini sonuçlandırmaları gerektiğinin açık olduğu ifade edilmiştir.

Danıştay 5. Dairesinin 2020/5475 sayılı Kararında ise; “657 sayılı Kanun'un 127. maddesindeki zamanaşımı süreleri, idarenin disiplin suçundan haberdar olmasından ilk defa disiplin cezası verilmesine kadarki süreçte dikkate alınacak süreler olup, idare tarafından söz konusu sürelere riayet edilerek disiplin cezası verilmesi halinde, idarenin zaman aşımı sürelerine uyma yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabulü gerekmektedir.

Buna göre; zaman aşımı sürelerinin hesabında disiplin cezası verildikten sonraki itiraz süreci veya onay süreci (disiplin cezasının idari anlamda kesinleşme süreci) dikkate alınmayacağı gibi, idari yargıda dava açılması halinde, yargılama sürecinde geçen süreler ile bozma kararı verilmesi halinde kararın gerekçesi idareye yeni bir disiplin işlemi yapma yetkisi tanıyor ise idarenin yeni bir disiplin işlemi tesis etmesi aşamasında söz konusu zaman aşımı süreleri de artık öne sürülemeyecektir.” denilmektedir.

- İdare mahkemesinin verdiği iptal kararı sonrasunda yeni bir ceza verilebilir

Bununla birlikte İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2019/2098 sayılı Kararında mevzuat değişikliği sonrası oluşan yeni durumla ilgili; lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının, davacının eylemine uyan başka bir disiplin cezasının uygulanmasına engel olmayacağı” değerlendirmesinde bulunarak yargı yerlerince iptal edilen disiplin cezaları nedeniyle ilgili idarelerce yeni bir disiplin cezası işleminin tesis edilebilme imkânı sağlanmıştır.

İdarelerin idari yargı yerlerince verilen iptal kararları sonrasında her ne kadar yeni bir disiplin cezası işlemi tesis etme imkânı var ise de bu imkânı kullanır iken bazı hususlara dikkat etmesi gerekmektedir.

Öncelikle işlemin iptaline dair yargı kararı iyi incelenmeli, iptale dayanak hususun usul eksikliğinden mi yoksa esasa dair değerlendirmelerden mi kaynaklandığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Usul eksikliğinden kaynaklanan durumlarda öncelikle bu eksikliğin giderilmesi sağlanmalı, yeni durum farklı bir suç ya da ceza tayini gerektirmiyor ise daha önceki suç ve ceza teklifi üzerinden soruşturmanın tamamlanması sağlanmalıdır.

Esasa dair değerlendirmeden kaynaklı bir iptal kararı var ise, ilgili idarelerin bu değerlendirme çerçevesi ile sınırlı kalmak üzere ve iddia konusu fiillerin mahkemenin iptal kararı sonrasında da hala bir disiplin cezası gerektirdiği kanaatinin devam etmesi halinde, kişiler üzerinde daha ağır sonuçlar doğuracak bir duruma sebebiyet vermeden yeni bir disiplin cezası işlemi tesis etme yolu tercih edilebilir.

Gerek usul, gerekse de esas yönünden verilen iptal kararları sonrasında yeni bir ceza tayini sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise personelin devamlı suretle bir ceza tehdidi yaşamasına engel olacak ve bu haliyle çalışma barışını zedelemeyecek makul bir süre içinde işlemin tesis edilmesi gerekliliğidir.

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler