Devlet üniversitelerinde çalışan hekimler neden kapsam dışında tutuldu?

Sağlık çalışanlarının mesleklerinin icrasından kaynaklı haklarındaki davalar ile ilgili kanuni düzenleme 12.05.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, konuyla ilgili Sağlık Meslek Mensuplarının Tıbbî İşlem Ve Uygulamaları Nedeniyle Soruşturulmasına Ve İdarece Ödenen Tazminatın Rücu Edilmesine Dair Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ise 15.06.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Düzenlemeler hekim ve diğer sağlık çalışanları hakkındaki 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununu kapsamına giren suçlardaki soruşturma usulü ile hekim ve diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle idare tarafından ödenen tazminattan dolayı ilgilisine yapılacak rücu işlemi ile ilgili esasları belirlemektedir.

Bilindiği üzere 4483 sayılı Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulmuş genel bir düzenlemedir.  Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olan kamu görevlileri bu Kanun hükümlerinden istisna tutularak kendi özel mevzuatlarında yer alan soruşturma usulüne tabi kılınmıştır.

Bu kapsamda yükseköğretim kurumlarında görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevlerinden dolayı yargılanmalarını gerektirir suçlarda 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde belirtilen soruşturma süreci işletilmektedir.

Ancak 3359 sayılı Kanunun Ek 18 inci maddesi ile bu Kanun kapsamına giren suçlarda ön inceleme yaptırma ve soruşturma yetkisi 4483 sayılı Kanundaki yetkiden farklı olarak Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Mesleki Sorumluluk Kurulu’na verilmiş, özel sağlık kurum ve kuruluşları, vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensupları da bu kapsama alınmıştır. Sürecin tek elden ve tek merkezden takibi adına yerinde bir düzenleme olmuş olmakla birlikte devlet üniversitelerinde çalışan hekim ve diğer sağlık personeli için eksik bir düzenleme olmuştur.

Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında, mahal itibariyle yetkili il idare kurulu ilgililer hakkında son soruşturma açılıp açılmamasına karar vermektedir. Mesleki Sorumluluk Kurulunda görev olacak üyelerin her ne kadar sağlıkçı olması zorunluluğu olmasa da sağlık hizmetlerinde görev alan kişi ve kurumlardan seçilecek kişilerden oluşması hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte üniversitelerdeki kurullarda böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Dahası öğretim elemanı dışındaki sağlık görevlileri için kendi kurumlarından bağımsız bir yapıda olan il idare kurulları görev yapmaktadır.

Malpraktis davaları ile ilgili mevzuat düzenlemelerindeki bu farklılıkların giderilmesi ve devlet üniversitelerinde görevli sağlık personelinin durumlarının daha nitelikli kurullarda görüşebilmesi için;

            - Devlet üniversitesi öğretim elemanlarının 3359 sayılı Kanunun kapsamına giren suçlara mahsus olmak üzere ilgili ceza soruşturmaları sürecinde görev alacak son soruşturma kurulu üyelerinin sağlık alanında görev yapan kişilerden seçilmesi, gerekmesi durumunda bu suçlar kapsamında ki soruşturmalar için ikinci bir kurulun oluşturulması,

            - Devlet üniversitelerinde görev yapan diğer sağlık personelinin de 3359 sayılı Kanun kapsamına giren suçlara mahsus olmak üzere ilgili ceza soruşturmaları sürecinde son soruşturma kurulu olarak mahal il idare kurulunun değil yukarıda ki maddede önerilen son soruşturma kurullarının yetkili kılınması,

            - Danıştay 1. Dairesinin yerleşik içtihatları gereği zorunlu tutulan bilirkişi incelemelerinde bilirkişi olarak görevlendirilecek kişilerin özellikleri ve unvan durumlarının yapılacak olan yeni bir düzenleme ile belirlenmesi devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının da bir şekilde özel bir kapsama alınmasına katkı sağlayacak, Kanun düzenlemesinde ki amaçların devlet üniversitesinde ki sağlık çalışanları açısından da gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır.

            Aksi bir halde her biri özerk yapıda olan devlet üniversitelerinde aynı durum için farklı kararların çıkmasına, günümüzde sıkça ifade edilen sağlık çalışanlarının sorunlarına bir yenisinin daha eklenmesine neden olacaktır.