,

Asaleten atamaya yetkili amirce vekâlet verilmeyenlere ücret ödenemez

Sayıştay 8. Dairesi, Asaleten atamaya yetkili amir tarafından vekâleten görevlendirilmeyen genel müdür yardımcısına, genel müdürlük için öngörülen mali hakların ödenmesini kamu zararı olduğunu belirtti

Asaleten atamaya yetkili amirce vekâlet verilmeyenlere ücret ödenemez

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 9’uncu maddesi ile 17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar’ın “Vekâlet” başlıklı 9’uncu maddesi gereğince; bir kadroya vekâleten görevlendirilen personele fiilen bulunduğu kadro derecesi ile vekâlet ettiği kadro derecesi arasındaki zam ve tazminat farkı ile ek ödeme farkının ödenebilmesi için vekâleten görevlendirmenin asaleten atamaya yetkili amir tarafından yapılması gerekmektedir.

Buna göre, asaleten atamaya yetkili amir (Çevre ve Şehircilik Bakanı) tarafından görevlendirilmediği halde Genel Müdür Vekili olarak görev yapan …’a, Genel Müdür kadrosuna ait mali hakların ödenmesi nedeniyle kamu zararına sebebiyet verildiği açıktır.

Yılı:2021
Dairesi:8
Karar No:286
İlam No:125
Tutanak Tarihi :18.5.2023

Asaleten atamaya yetkili amir tarafından vekâleten görevlendirilmeyen genel müdür yardımcısına, genel müdürlük için öngörülen mali hakların ödenmesi

… Genel Müdürlüğünde (…) Genel Müdür Vekili olarak görev yapan Genel Müdür Yardımcısı …’a, asaleten atamaya yetkili amir tarafından vekâleten görevlendirilmemesine rağmen, genel müdürlük için öngörülen mali hakların ödenmesi sonucu … TL kamu zararına sebebiyet verildiği iddiasına ilişkin olarak;

2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un, Ek 5’inci maddesinde, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı; “Genel Müdür ve yardımcıları” başlıklı 11’inci maddesinde, Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürünün Büyükşehir Belediye Başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanacağı hükme bağlanmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 9’uncu maddesinin beşinci fıkrasında; birinci fıkra kapsamına giren personelden, kurumlarınca bir kadroya kurum içinden veya kurum dışından vekâlet ettirilenlere, vekâletin 657 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesine istinaden yapılmış ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, vekâlet görevinin Cumhurbaşkanınca atama yapılması gereken kadrolar için ilgili bakan, diğer kadrolar için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi, vekâlet eden personelin asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadrolar için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) taşıması kaydıyla vekâlet ettikleri kadro için öngörülen ek ödemenin asli kadroları için öngörülen ek ödemeden fazla olması halinde, aradaki farkın vekâlet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve bu görev fiilen yapıldığı sürece ödeneceği, ancak, mehil müddeti, yıllık izin, mazeret izni, hastalık ve refakat izni, geçici görev, vekâlet, görevden uzaklaştırma, hizmet içi eğitim, seminer ve kurs nedenleriyle görevlerinden ayrılanlara vekâlet edenlere bu şekilde ödeme yapılmayacağı hükmüne yer verilmiştir.

17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar’ın “Vekâlet” başlıklı 9’uncu maddesinde; 657 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesi uyarınca kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekâlet ettirilenlere, vekâletin 657 sayılı Kanunun 86’ncı maddesine binaen yapılması ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, vekâletin, Cumhurbaşkanınca atama yapılması gereken kadro veya görevler için ilgili bakan, diğer kadro veya görevler için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi kaydıyla vekâlet ettikleri kadro veya görevler için bu Karar uyarınca öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki farkın; 657 sayılı Kanun’un 175’inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekâlet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekâlet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödeneceği belirtilmektedir.

 

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere; asaleten atamaya yetkili amir tarafından bir kadroya vekâleten görevlendirilen personele, personelin fiilen bulunduğu kadro derecesi ile vekâlet ettiği kadro derecesi arasındaki zam ve tazminat farkı ile ek ödeme farkı ödenebilecektir.

Yapılan incelemede, … Belediye Başkanı … tarafından … Genel Müdür Yardımcısı …’ın, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86’ncı ve 2560 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi uyarınca … Genel Müdürlüğü görevini yürütmek üzere vekâleten atanmasına ilişkin olarak … tarih ve … sayılı yazı ile Çevre ve Şehircilik Bakanının onayına sunulmak üzere teklifte bulunulduğu, ancak yaklaşık iki sene boyunca anılan Bakanlık tarafından söz konusu teklifin kabul edildiğine ya da reddedildiğine yönelik herhangi bir karar alınmadığı ve geri dönüş yapılmadığı, bu süreçte …’ın işlerin ivediliği ve önemine binaen … tarihinden itibaren Genel Müdürlük görevini fiilen yürütmeye başladığı anlaşılmıştır.

Adı geçen Bakanlığın bu konuda bir takdir yetkisi var ise de, İdarenin “karar alıp almama serbestliği” biçimindeki bir takdiri yetki tanımı hatalıdır. Yasal koşullar doğmuşsa idare işlem yapmak zorundadır. Yetkiler verilirken yeterlik eylemiyle (-ebilir) yazılmış olsa bile, idarenin hareketsiz kalma veya herhangi bir nedene bağlamadan “yapmama” yetkisi yoktur. İdare yetkilerini kullanmak veya talep edilen hakkı tanımak zorundadır. Takdiri nitelik taşıyan yetkilerin kullanılmasında da zorunluluk vardır. İdare, hizmetin gerektirdiği zaman yetkilerini kullanmak zorundadır. Bu yetkinin kullanımı sırasında yasanın tanımış olduğu karar alma gücünün değerlendirme gücünü içerip içermemesi idarenin karar almak zorunda olmasından farklıdır. İdarenin işlemin sonucu konusundaki serbestliği yapıp yapmama serbestliği değildir, yapıp yapmama dışında başka sonuç olasılıkları varsa bunlar arasında seçim veya somut olaydaki sonuç kapsamını veya zamanını belirleme bakımından bir serbestlik olabilir. İdarenin karar alması için gerekli nedenler oluşmuşsa – kişinin hak talebi bir nedendir veya nedenler idarenin işlemleri ile oluşmuş veya idarece saptanmıştır- idarenin harekete geçmesi, olumlu veya olumsuz bir karar alması gerekir. (Onur KARAHANOĞULLARI, İdarenin Hukukla Kavranması:Yasallık ve İdari İşlemler, 4. Baskı, sf. 537,538)

Diğer taraftan, ödeme evraklarının incelenmesinde, …’a, Genel Müdürlük ile Genel Müdür Yardımcılığı kadrosu arasındaki fark ödemelerin Eski Genel Müdür …’ın emekli olduğu, yani Genel Müdürlük kadrosunun boşaldığı tarihten sonra yapıldığı anlaşılmıştır.

Kaldı ki, boş kadro durumundaki … Genel Müdürlüğünü vekâleten yürüten …’ın asalaten atanmak için gerekli olan şartları taşıdığı konusunda da bir tereddüt bulunmamaktadır. Zira, …’ın Belediye Başkanı … tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76’ncı ve 2560 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi uyarınca … Genel Müdürlüğü görevini yürütmek üzere asaleten atanmasına ilişkin olarak … tarih ve … sayılı yazı ile Çevre ve Şehircilik Bakanının onayına sunulmak üzere teklifte bulunulması üzerine ilgilinin asildeki şartları taşıdığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının (Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü) … tarih ve … sayılı Bakan onayıyla kabul edildiği görülmüştür.

Bu itibarla, … İdaresinde Genel Müdür Vekili olarak görev yapan Genel Müdür Yardımcısı …’a, genel müdürlük için öngörülen mali hakların ödenmesi nedeniyle kamu zararına sebebiyet verilmediği anlaşıldığından, uyuşmazlık konusu edilen … TL hakkında ilişilecek bir husus bulunmadığına, Başkan … ile Üye …’ın karşı oyu ile ve oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan … ile Üye …’ın karşı oy gerekçesi;

“2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un, Ek 5’inci maddesinde, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı; “Genel Müdür ve yardımcıları” başlıklı 11’inci maddesinde, Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürünün Büyükşehir Belediye Başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanacağı hükme bağlanmıştır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 9’uncu maddesi ile 17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar’ın “Vekâlet” başlıklı 9’uncu maddesi gereğince; bir kadroya vekâleten görevlendirilen personele fiilen bulunduğu kadro derecesi ile vekâlet ettiği kadro derecesi arasındaki zam ve tazminat farkı ile ek ödeme farkının ödenebilmesi için vekâleten görevlendirmenin asaleten atamaya yetkili amir tarafından yapılması gerekmektedir.

Buna göre, asaleten atamaya yetkili amir (Çevre ve Şehircilik Bakanı) tarafından görevlendirilmediği halde Genel Müdür Vekili olarak görev yapan …’a, Genel Müdür kadrosuna ait mali hakların ödenmesi nedeniyle kamu zararına sebebiyet verildiği açıktır.

Konu ile ilgili olarak sorumlular tarafından gönderilen savunmalarda, vekâlet görevi ve/veya asaleten atama yazılarının Bakanlık tarafından onaylanması sürecinde yaşanan gecikmelerin İdarenin uhdesinde olan bir husus olmadığı, eleştirilecek bir husus var ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bu süreci uzatmasının eleştiri konusu yapılması gerektiği belirtilmişse de, bu süreçte İdareye düşen mevzuatta öngörülen onayın eksikliğine rağmen ödemeyi yapmak değil, onay sürecindeki gecikmeyle ilgili olarak hukuki yollara başvurmaktır.

İdare, sahip olduğu yetkileri Anayasa ve kanunlardan alır, diğer bir ifadeyle idare Anayasa ve kanunlarda yetkilendirilmediği alanlarda işlem ve faaliyette bulunamaz. İdare işlem tesis etme ve faaliyette bulunma yetkisini kanunun çizmiş olduğu sınırlar dahilinde, kısaca kanunlara aykırı olmayacak şekilde kullanmak zorundadır. Yetkiler kanundan kaynaklı ve kanuni sınırlar içerisinde geçerlidir. İdare hukukunda yetkili kişi ya da makam bu yetkiyi bizzat kullanmak zorundadır. Yetki sakatlıkları sonradan düzeltilemez. Yetkisi olmayan makam tarafından yapılan idari bir işlem daha sonra yetkili makam tarafından hukuka uygun hale getirilemez. Diğer bir ifadeyle, idari işlemin yetki unsurundaki hukuka aykırılık yetkili makam tarafından sonradan onay veya izin yoluyla giderilemez.

İdari işlemlerin hukuka uygun olarak kabul edilebilmesi için yetkili makam, organ, kişi ya da kişilerce yapılması gerekmektedir. İdari işlemler yalnızca idare adına yetkili idari makam, organ veya kişi/kişiler tarafından yapılabilir. Dolayısıyla yetki, ancak yürürlükteki mevzuatta belirlenmiş kişi ya da makamlar tarafından kullanılabilir. İdari işlemlerin mevzuatta belirtilen yetkili kişi ya da makamlarca yapılmaması durumunda söz konusu işlemler hukuka aykırı olacaktır.

2560 sayılı Kanun’un 11’inci maddesinde yer alan; “İSKİ Genel Müdürü İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanının teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından atanır.” hükmünün aynı Kanun’un Ek 5’inci maddesi çerçevesinde diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı açıktır. … Belediye Başkanının Çevre ve Şehircilik Bakanına ait olan atama yetkisini kullanması Anayasa ve kanunlara aykırıdır. Belediye Başkanının, …’ın Genel Müdürlüğe vekâleten atanmasına ilişkin teklifini Bakanlığa göndermesi ve Bakanlıktan onay gelmeden ilgilinin Genel Müdür vekili olarak göreve başlaması ve adı geçene Genel Müdürlük kadrosuna ilişkin fark ödemelerin yapılması idare hukuku açısından sakat bir uygulamadır. Dolayısıyla, 2021 yılı içinde …’ın Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından vekâleten Genel Müdür olarak ataması yapılmadan, Belediye Başkanı tarafından Genel Müdür vekili olarak görevlendirilmesi yetki aşımına sebebiyet vermiştir. Zira, Genel Müdür ve Vekil Genel Müdür atamalarında ve görevlendirmelerinde, yetki Bakanda olduğundan Bakan onayı olmadan vekâleten görevlendirme yapıp Genel Müdürlüğün özlük haklarının alınması ve yetkilerinin kullanılması yetki aşımı olup mevzuata aykırıdır.

Bu itibarla, asaleten atamaya yetkili amir tarafından görevlendirilmediği halde Genel Müdür Vekili olarak görev yapan …’a, genel müdür kadrosuna ait mali hakların ödenmesinden kaynaklanan … TL kamu zararının Raporda adları belirtilen sorumlularına müştereken ve müteselsilen ödettirilmesine karar verilmesi gerekmektedir.”

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler