Dava dosyası içerisinde davacıya ait 02/10/2017 düzenlenme tarihli Hizmet Belgesinde, 21/09/2011 ile 22/06/2016 tarihleri arasında davacının ... Kız Teknik ve Meslek Lisesinde müdür unvanıyla görev yaptığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda, davacıya ilişkin olduğu anlaşılan söz konusu ifadenin dosya içerisine alınarak ve davacıya tebliğ edilerek karşı beyanlarının da alınmasından sonra değerlendirilmesi gerektiğinden, Bölge İdare Mahkemesince, anılan usuli süreç tamamlandıktan sonra değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince davacının ByLock kullanıcı olduğu ve terör örgütü üyesi olma suçu sabit görülerek hapis cezası ile cezalandırıldığı; Bölge İdare Mahkemesince de, davacının Bank Asyaya terör örgütü liderinin çağrısı üzerine finansal destek olmak amacıyla para yatırdığı tespitlerine hukuken itibar edilemeyeceği; davacıya ilişkin dosya içerisinde yer alan diğer tespitler ile Örgütlü Suçlar Bilgi Bankasından edinilen ve davacı hakkında verildiği değerlendirilen 11/06/2018 tarihli ifadenin değerlendirilerek yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında aktarılan gerekçeler nedeniyle hukuki isabet bulunmamaktadır.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3029
Karar No : 2023/6129
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :
VEKİLİ :
-E Tebligat-
KARŞI TARAF (DAVALI) : Milli Eğitim Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ :
-E Tebligat-
İSTEMİN KONUSU : Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2019/65, K:2019/219 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 15/01/2018 tarih ve 2018/115 sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesinin 23/10/2018 tarih ve E:2018/385, K:2018/996 sayılı kararında; davacının, ceza mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığı, örgüte müzahir yayın organına muhtelif ödemelerde bulunduğu, söz konusu tespitlerin davacının FETÖ/PDY ile normal bir vatandaşınkinden beklenebilecek olandan daha yoğun bir ilişki içerisine girdiğini ortaya koyduğu, bu durumda davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğuna dair tespitin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasa'yla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2019/65, K:2019/219 sayılı kararıyla; davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmemesi nedeniyle masumiyet karinesi gereğince söz konusu hükmün, davacının örgüt üyesi olduğu algısını oluşturacak nitelikte kullanılamayacağı, davacının GSM hattı üzerinden 24/10/2015 tarihinden itibaren ByLock programını kendisinin kullandığı, davacının Aktif Eğitim Sendikasına 2012 Ağustos ayında üye olduğu ve fesih tarihi olan 31/03/2013 tarihine kadar üyeliğini devam ettirdiği, sendikanın 22/11/2013 tarihinde yeniden kurulmasına müteakip 2014 Mart ayında üyeliğini yenilediği ve üyeliğini 21/07/2016 tarihine kadar devam ettirdiği, davacının 05/10/2005 tarihinde Bank Asya'da açmış olduğu hesabına, örgüt liderinin talimatından sonraki süreçte 15/01/2014 tarihinde 1.000,00TL, 18/08/2014 tarihinde 1.000,00TL, 16/04/2015 tarihinde 1.000,00TL para yatırdığı, dolayısıyla anılan Bankaya finansal destek/yardım sağladığının sabit olduğu ve her bir tespitin ayrı ayrı FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyduğu, ayrıca davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı olduğundan dolayı kapatılan Yağmur Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Derneğine 08/12/2014 tarihinde üye olduğu hususu da diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının yoğun ve çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya koyduğundan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan hükümler çerçevesinde tesis edilmeyen kamu görevinden çıkarılma işleminin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Davacının FETÖ/PDY silahlı terör ötgütü ile irtibat ve iltisakına ilişkin mevcut ve yargılama aşamasında elde edilen deliller bir bütün olarak değerlendirilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil
toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler'' başlıklı 2. maddesinde, ''(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesi'nin 24/06/2021 tarih ve E:2018/81, K:2021/45 sayılı kararıyla 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan; a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından, c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatından, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvuru, anılan Komisyonun 15/01/2018 tarih ve 2018/115 sayılı işlemi ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Diğer yandan; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında yürütülen ceza yargılaması sonucunda; Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/02/2018 tarih ve E:2017/440, K:2018/96 sayılı kararı ile örgüt üyeliği suçunu işlediği sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 27/03/2018 tarih ve E:2018/517, K:2018/525 sayılı kararı ile esastan reddedildiği, temyiz başvurusu üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 07/11/2018 tarih ve E:2018/3077, K:2018/3990 sayılı kararıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulduğu, yeniden yapılan istinaf incelemesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 24/02/2022 tarih ve E:2018/2105, K:2022/330 sayılı kararıyla davacı hakkında verilen mahkumiyet hükmü kaldırılarak, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-(e) bendi uyarınca davacının beraatine karar verildiği, Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda anılan kararın (temyiz kanun yoluna başvurulmadan) 11/03/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve D?iautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve D?iautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; ?i?kus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
İdare Mahkemesi kararında; Balıkesir 3. Ceza Mahkemesinin 15/02/2018 tarih ve E:2017/440, K:2018/96 sayılı kararı tetkik edilmek suretiyle, davacıya ait 505...15 numaralı GSM hattından 24/10/2015 tarihinden itibaren, yine kendisine ait 531...76 GSM hattından 24/10/2015 tarihinden itibaren ByLock kullanıldığı, BTK tarafından yapılan incelemede söz konusu hatların davacıya ait olduğunun tespit edildiği, ancak söz konusu hatların birbiri ile görüşmesi olduğundan
531...76 nolu hattın davacı tarafından kullanılmadığının anlaşıldığı, davacıya ait 505...15 nolu hatta ilişkin 24/10/2015-18/02/2016 tarihleri arasında ByLock serverlarına bağlantıyı gösterir LOG kayıtlarının olduğu, baz istasyonu bilgilerinin davacının çalıştığı yer ile uyumlu olduğu, dolayısıyla söz konusu hatta ilişkin ByLock içeriklerinin davacıya ait olduğu ve davacı tarafından kullanıldığı tespitine yer verilmiştir.
Bu tespitlere ilişkin olarak tüm dosya kapsamında yer alan davacı beyanlarında özetle; ByLock kullandığı yolundaki incelemenin 6 aylık bir döneme ilişkin süreci kapsadığı, 11 saniyelik sinyallerin değerlendirildiği, içerik, kullanıcı adı, ID gibi tespitlerin yapılmadığı, hattın kendisi tarafından kullanılmadığı, mor beyin mağduru olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza yargılaması neticesinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 24/02/2022 tarih ve E:2018/2105, K:2022/330 sayılı kararında, ByLock tespiti ile ilgili olarak; "... Sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığı atılı suçun sübut ve vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olup, bu husustaki tespit çalışmaları devam ettiğinden yapılan tüm yazışmalara ve araştırmalara rağmen sanık yönünden User-ID ve dolayısıyla bylock tespit ve değerlendirme tutanağının tespit edilememiş ... örgütsel gizliliği sağlamak ve haberleşmek amacıyla ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının User-ID ve şifresini içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ile de doğrulanama[dığı]..." yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Ceza yargılaması neticesinde elde edilen tespitler ile davacının beyanlarının değerlendirilmesi sonucu, ByLock kullanıcısı olduğu somut olarak ortaya konulamayan davacının, 505...15 ve 531...76 numaralı GSM hatlarından 24/10/2015 tarihinden itibaren ByLock kullandığı yolundaki tespitin, mevcut haliyle davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararında; davacının; 05/10/2005'de Bank Asya'da açmış olduğu hesabına, örgüt liderinin talimatından sonraki süreçte, 15/01/2014 tarihinde 1.000,00 TL, 18/08/2014 tarihinde 1.000,00 TL, 16/04/2015 tarihinde 1.000,00 TL para yatırdığı, dolayısıyla anılan bankaya finansal destek/yardım sağladığı tespitine yer verilmiştir.
Bu tespitlere ilişkin olarak tüm dosya kapsamında yer alan davacı beyanlarında özetle; Bank Asya hesabına kesinlikle örgüte destek amacıyla para yatırmadığı, incelemeye konu dönemdeki bakiye artışlarının kâr payı ilaveleri olduğu, yaptığı işlemlerin bankacılık mevzuatına uygun olarak yapılan normal rutin bankacılık işlemleri olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza yargılaması neticesinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 24/02/2022 tarih ve E:2018/2105, K:2022/330 sayılı kararında, davacının Bank Asya hesabı ile ilgili olarak; "...örgütle iltisaklı Bankasya’daki hesabı alınan bilirkişi raporuna göre rutin [olduğu] ..." yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Anılan Ceza Mahkemesi kararındaki tespitler ile davacının yukarıda aktarılan beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 05/10/2005 tarihinde açtığı Bank Asya hesabını Temmuz 2016 tarihine kadar açık tuttuğu, 31/12/2013 tarihi itibarıyla katılım hesabında toplam bakiyenin 10.500,00 TL, cari hesabındaki bakiyenin 8.377,00 TL olduğu, Mayıs 2015 tarihine kadar aylık bakiyelerinde düzenli artış ve azalmalar olmakla birlikte, Mayıs 2015 itibarıyla katılım hesabında 10.871,00 TL cari hesabında 9.800,00 TL bakiye bulunduğu, davacının Bank Asya hesabını rutin bankacılık işlemleri için kullandığı iddiasının aksini gösterir bir hesap hareketi görülmediği gibi, davacının beraati ile kesinleşen ceza yargılaması aşamasında söz konusu hesap hareketlerinin rutin olduğu yolundaki tespit, söz konusu işlemlerin terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda örgütsel amaçla yapıldığına dair somut bir veri ortaya konulamadığı ve dosya içerisinde bu durumun aksini gösterir herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığından, Bank Asya hesap hareketlerinin, davacının FETÖ ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan UYAP Örgütlü Suçlar Bilgi Bankası ekranında yapılan sorgulamada, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca şüpheli A.D. hakkında düzenlenen 22/06/2022 tarih ve Soruşturma No:2022/9306, Esas No:2022/4307, İddianame No:2022/961 sayılı iddianame incelendiğinde, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesinin E:2017/387 sayılı dosyasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan ve etkin pişmanlık kapsamında ifade veren A.T.'nin 11/06/2018 tarihli ifadesinde davacı hakkında; ''...2010 yılında müdür yardımcılığı sınavını kazanarak müdür yardımcısı oldum. Müdür yardımcısı olduğum için de artık idareci mütevelliği katıldım. Burada da diğer gruptakine benzer faaliyetler yapılırdı. Benzer gündemler, benzer hedefler vardı. Tek farkı diğer grupta öğretmenlerle muhatap olunurken bu grupta idarecilerle muhatap olunurdu. Sohbetlere yeni kişilerin yani hedef kitle olarak MEB'de çalışan müdür, müdür yardımcılarının katılması için ziyaretler yapılır, geziler, piknikler düzenlenirdi. Bu grupta 2010 yılının Nisan ayından 2015 yılının Haziran ayına kadar bulundum. Bu mütevelli grubunda beş yıllık dönemde değişik kişiler katıldı. 17-25 Aralık 2013'ten sonra bazı kişiler bu grubu bıraktılar. Devam edenleri ve bırakanları hatırladığım kadarıyla yazacağım. 1-:En son Susurluk'ta Kız Meslek Lisesinin müdürüydü. 2- M.S.: Sınıf öğretmeni. En son İvrindi Halk Eğitimde çalıştığını hatırlıyorum. Uzun yıllar Merkez Ovacık İlköğretim Okulunda müdür yardımcılığı yaptı.3- Y.Ç.: Plevne Ortaokulunda uzun süre müdür yarımcılığı yaptı.4- H.A.A.: Balıklı Ortaokulu müdürü5- A.D.: Kepsut 125. Yıl Yibo baş müdür yardımcısı. 6- M.Ö.: En son Gazi Ortaokulunda çalışıyordu. 17-25 Aralık sürecinden sonra çok seyrek gördüm. 7- H.T.: Balıklı Ortaokulunda müdür yardımcısıydı. Bir ara İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürlüğü yaptı. Şube müdür olduktan sonra, sanırım 2013 yılı başından sonra pek katılmadı. 17-25 Aralık sürecinden sonra katılmadı diye hatırlıyorum. 8- H.A.: En son İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü veya müdür yardımcısıydı. 17-25 Aralık sürecinden sonra katılmadı. 9- R.E.: En son Hatice Fahriye Eğinlioğlu Ortaokulu müdürüydü. 17-25 Aralık sürecinden sonra katılmadı. Bu grubun sorumluluğunu 2010-2015 yılları arasında sırasıyla R.K, Z.D. (Din Kültürü Öğretmeni - Daha sonra Aile Sosyal Politikalar Bakanlığına geçti), A.D., İ.K. (Balıkesir Anadolu İmam Hatip Lisesinde Meslek dersleri öğretmeniydi) R.E. ve en son bir süre de ben yaptık..." şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dava dosyası içerisinde davacıya ait 02/10/2017 düzenlenme tarihli Hizmet Belgesinde, 21/09/2011 ile 22/06/2016 tarihleri arasında davacının ... Kız Teknik ve Meslek Lisesinde müdür unvanıyla görev yaptığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda, davacıya ilişkin olduğu anlaşılan söz konusu ifadenin dosya içerisine alınarak ve davacıya tebliğ edilerek karşı beyanlarının da alınmasından sonra değerlendirilmesi gerektiğinden, Bölge İdare Mahkemesince, anılan usuli süreç tamamlandıktan sonra değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, İdare Mahkemesince davacının ByLock kullanıcı olduğu ve terör örgütü üyesi olma suçu sabit görülerek hapis cezası ile cezalandırıldığı; Bölge İdare Mahkemesince de, davacının Bank Asyaya terör örgütü liderinin çağrısı üzerine finansal destek olmak amacıyla para yatırdığı tespitlerine hukuken itibar edilemeyeceği; davacıya ilişkin dosya içerisinde yer alan diğer tespitler ile Örgütlü Suçlar Bilgi Bankasından edinilen ve davacı hakkında verildiği değerlendirilen 11/06/2018 tarihli ifadenin değerlendirilerek yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında aktarılan gerekçeler nedeniyle hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddi yolundaki temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2019/65, K:2019/219 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 09/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.