Avukatlık vekalet ücretinin yıllık üst sınırının hesaplanmasında kullanılan memur aylık katsayıları bir yıllık süre için yılda iki defa belirlenmektedir. Söz konusu ödemenin aylık olarak yapılması halinde ödemelerin ilgili aylarda geçerli olan güncel memur aylık katsayısı üzerinden hesaplanacağı ve böylelikle avukatlık vekalet ücreti üst sınırının hesaplanmasında her iki altı aylık döneme ait memur aylık katsayısının da dikkate alınacağı açıktır. Bu itibarla, … tarihinde yıllık bazda tamamı ödenen avukatlık vekalet ücretinin ilk altı aylık kısmı için yılın ikinci yarısına ait olan memur aylık katsayısının uygulanması fiilen mümkün değildir. Dolayısıyla yılın ilk altı aylık kısmına denk gelen avukatlık vekalet ücreti için yılın ikinci yarısında memur aylık katsayısında meydana gelen artış gerekçe gösterilerek fark ödenemez. Öte yandan, yılın ikinci altı aylık bölümüne denk gelen kısım için, avukatlık vekalet ücretinin aylık bazda ödenmesi halinde bahse konu ödemelerin hesaplanmasında ikinci altı aya ait olan memur aylık katsayısı geçerli olacağından, bu kısma ilişkin olarak memur aylık katsayısındaki artışa istinaden fark ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Her ne kadar Temyiz Kurulunca 659 sayılı KHK’nın 14’üncü maddesinde yer alan, “memur aylıklarına uygulanan katsayı” ifadesi ile vekalet ücretinin alındığı zaman uygulanan katsayının kastedildiği, bu nedenle Ocak ayında yapılan toplu ödemede esas olan katsayıdan başka yıl içinde memur maaş katsayısında yapılan artış gerekçe gösterilerek Ocak ayında defaten ödenmiş olan 12 aylık tutara ilişkin fark ödemesinin yalnızca ilk altı aylık kısmı için değil, tamamı için kamu zararına hükmedilmesi gerektiği ifade edilmişse de,
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, vekalet ücreti yıllık üst limitinin hesaplanmasında yılın ilk altı ayı için söz konusu dönemde geçerli olan memur maaş katsayısı ile gösterge rakamının, yılın ikinci altı ayında ise, ikinci altı aylık kısım için uygulanan güncel maaş katsayısı ve gösterge rakamının dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, ödemenin aylık olarak yapılması halinde … yılının ilk altı ayı için ödenen vekalet ücretinin ilk altı aya ilişkin memur maaş katsayısına göre ödenmesi, ikinci altı aya ilişkin vekalet ücreti ödemelerinin ise ilgili döneme ait güncel memur maaş katsayısı esas alınarak ödenmesi gerekir.
Yılı 2017
Dairesi 6
Karar No 873
İlam No 346
Tutanak Tarihi 22.9.2022
Avukatlık Vekalet Ücreti
… tarihli ve … sayılı İlamın … maddesi ile hükmolunan konu ile ilgili olarak Temyiz Kurulunun … tarihli ve … tutanak sayılı bozma kararı üzerine 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 55’inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğince konunun görüşülmesine karar verildi.
Anılan İlamın … maddesiyle;
Avukatlık vekalet ücretinin … tarihinde güncel memur aylık katsayısı ile hesaplanarak mevzuatta belirlenen üst sınırdan ödenmesine rağmen … tarihinde … yılının ikinci altı ayına ilişkin olarak memur aylık katsayısında gerçekleşen artış gerekçe gösterilerek ilgililere katsayı farkı ödenmesi neticesinde ortaya çıkan kamu zararı tutarı …-TL’nin sorumlularından tazminine,
Vekalet ücretinin aylık ödenmesi halinde ise … yılının ikinci altı aylık bölümüne denk gelen kısma ilişkin vekalet ücretinin ikinci altı ay için uygulanan katsayı ile ödenmesi mevzuata uygun görüldüğünden kalan …-TL’ye ilişkin olarak ise ilişilecek husus bulunmadığına,
hükmedilmişti.
Bu hükme karşı asıl İlamda Harcama Yetkilisi sıfatıyla sorumlu tutulan … tarafından Sayıştay Temyiz Kuruluna yapılan temyiz başvurusu üzerine anılan Kurulca verilen … tarih ve … tutanak sayılı Kararla,
659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 14’üncü maddesinde yer alan, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpım sonucu bulunacak aylık brüt tutarın on iki katının geçilemeyeceğine ilişkin hükmün üst sınırı ifade etmekte olduğu ve aylıklara uygulanan katsayı ifadesi ile vekalet ücretinin alındığı zaman uygulanan katsayının ifade edildiği,
Bu nedenle yılın ikinci yarısında memur maaş katsayısında yapılan artış gerekçe gösterilerek yılın ilk ayında defaten ödenmiş olan 12 aylık tutarın üzerine refah kaybını engellemek amacıyla artırılan gösterge rakamı üzerinden doğan farkın tekraren ödenmesinin mezkur Kanun’un hem lafzına hem de ruhuna aykırı olduğu,
Her ne kadar sorumlularca verilen itiraz dilekçesinde katsayı ödemesinin en azından ikinci altı aylık dönem için mevzuata uygun olduğu savunulmakta ise de, Vekalet Ücretlerinin Dağıtımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in “Ödenecek vekalet ücretinin limiti ve dağıtım şekli” başlıklı 6’ncı maddesi, “Limit Dışı Vekalet Ücretinin Ödenmesi” başlıklı 7’nci maddesi ve “Bütçeye gelir kaydedilmesi” başlıklı 8’inci maddesinden, ödenecek vekalet ücretleri bakımından 659 sayılı KHK’nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendine söz konusu Yönetmelik’in 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan hükümlerle yıllık sınır getirildiğinin, anılan KHK’nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ve anılan Yönetmelik’in 7’nci maddesinde ise yıllık üst limiti doldurmayanlara bu sınırı doldurmaları için yapılacak düzenlemeye yer verildiğinin anlaşıldığı,
Bahse konu mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk olarak yılı içerisinde tahsil olunan vekalet ücretinin ilgili personele hak ettikleri oranda dağıtılması, yılı içinde tahsil edilen dağıtılabilir vekalet ücretinin üst limiti doldurmaya yeterli olmaması halinde ise, emanetler hesabında kayıtlı bulunan geçmiş yıllardan devreden vekalet ücretinin, izleyen yılın Ocak ayı sonuna kadar limitin doldurulamadığı mali yılın katsayıları esas alınarak üst limitin doldurulmasına yetecek oranda dağıtılması gerektiği,
Netice itibariyle, Ocak ayında yapılan toptan ödemede esas olan katsayıdan başka yıl içinde memur maaş katsayısında yapılan artış gerekçe gösterilerek yılın ilk ayında defaten ödenmiş 12 aylık tutarın ikinci altı ayına tekraren fark ödenmesinin mezkur Kanun’un hem lafzına hem de ruhuna aykırılık teşkil ettiği,
Bu nedenle sadece ilk altı aylık tutar için ödenen fark bakımından değil, memur aylık katsayısında gerçekleşen artış gerekçe gösterilerek katsayı farkı ödenmesi sonucu ilişilecek husus bulunmadığı yönünde karar verilen kalan …-TL’nin kamu zararı olduğuna hükmedilmesi gerektiği,
ifade edilerek … tarih ve … sayılı İlamın … maddesiyle verilen hükmü bozarak dosyanın Dairemize tevdiine karar vermiştir.
Söz konusu İlam hükmüne karşı Sayıştay Başsavcılığı adına itiraz eden Başsavcı … tarafından Sayıştay Temyiz Kuruluna sunulan … tarihli temyiz dilekçesi üzerine anılan Kurul … tarih ve … tutanak sayılı Kararıyla, söz konusu hükme karşı asıl ilamda Harcama Yetkilisi sıfatıyla sorumlu tutulan …’ın temyiz başvurusu üzerine düzenlenen … tarihli ve … tutanak sayılı Karar ile hüküm bozulduğundan Kurulca yapılacak işlem olmadığına, ancak aynı mahiyette olan bahse konu dosyanın gereği yapılmak üzere bozma kararı verilen dosya ile birleştirilerek Dairemize gönderilmesine karar vermiştir.
Temyiz Kurulunun anılan kararlarına istinaden Dairemize havale edilen dosyalar ve konuya ilişkin düzenlenen … tarihli Ek Rapor ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
… tarihinde memur aylıklarına uygulanan güncel katsayı üzerinden yıllık bazda hesaplanan ve ödenen avukatlık vekalet ücreti için, … tarihinde … yılının ikinci altı ayına ilişkin olarak memur aylıklarına uygulanan katsayıdaki artış gerekçe gösterilerek katsayı farkı ödenmesi hususu ile ilgili olarak;
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Avukatlık ücretinin dağıtımı” başlıklı 82’nci maddesinde, “Belediye lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin; avukatlara (49 uncu maddeye göre çalıştırılanlar dâhil) ve hukuk servisinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun hükümleri kıyas yolu ile uygulanır.”,
659 sayılı KHK’nin “Yürürlükten kaldırılan ve uygulanmayacak hükümler ile atıflar” başlıklı 18’inci maddesinin birinci fıkrasında ise, “ 2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer mevzuatta 1389 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır.” ,
hükümlerine yer verilmiştir. Anılan mevzuat hükümleri uyarınca, Belediyelerin avukatlık vekalet ücretlerinin dağıtımı hususunda 659 sayılı KHK’ye tabi oldukları açıktır.
659 sayılı KHK’nin, “Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14’üncü maddesinde yer alan, “(1) Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.
(2) İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.
a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı (…)(1) eşit olarak ödenir.
b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge (…)(1) rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.
c) Yapılacak dağıtım sonunda arta kalan tutar, hukuk biriminde görev yapan ve (b) bendindeki tutarları dolduramayan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara ödenir. Bu dağıtım sonunda arta kalan tutar üçüncü bütçe yılı sonunda ilgili idarenin bütçesine gelir kaydedilir.
(3) Hizmet satın alınan avukatlara yapılacak ödemeler bu madde kapsamı dışındadır.” hükümleri çerçevesinde, yapılacak ödemenin dağıtım şekli, azami tutarı ve ödemeden yararlanacak olanlar hakkında çeşitli hususlar düzenlenmiş ancak ödeme zamanına ilişkin bir düzenlenmeye yer verilmemiştir.
Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2016 ve 2017 Yıllarını Kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşme’nin Birinci Kısmı’nın “Avukatlık Vekalet Ücreti” başlıklı 22’nci maddesinde ise, “659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde öngörülen “10.000” gösterge rakamı “15.000” olarak uygulanır.” denilmektedir.
Bahse konu Toplu Sözleşme’nin yukarıda yer verilen hükmü ve 659 sayılı KHK’nin 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez” şeklindeki ifadeden, vekalet ücretinin yıllık üst tutarının, belirlenen gösterge rakamına vekalet ücretinin ilgili olduğu dönemde geçerli olan güncel memur aylık katsayısının uygulanması sonucu bulunacak tutar üzerinden aylık bazda hesaplanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda ise, … yılına ilişkin vekalet ücreti, … tarihinde 15.000 gösterge rakamına … yılının ilk altı ayında geçerli olan memur maaş katsayısı uygulanmak suretiyle yıllık olarak ödenmiş, ancak … tarihinde … yılının ikinci altı aylık dönemine ait memur maaş katsayısındaki artış gerekçe gösterilerek daha önce defaten ödenen bu tutar için 12 aylık fark ödemesinde bulunulmuştur.
Avukatlık vekalet ücretinin yıllık üst sınırının hesaplanmasında kullanılan memur aylık katsayıları bir yıllık süre için yılda iki defa belirlenmektedir. Söz konusu ödemenin aylık olarak yapılması halinde ödemelerin ilgili aylarda geçerli olan güncel memur aylık katsayısı üzerinden hesaplanacağı ve böylelikle avukatlık vekalet ücreti üst sınırının hesaplanmasında her iki altı aylık döneme ait memur aylık katsayısının da dikkate alınacağı açıktır. Bu itibarla, … tarihinde yıllık bazda tamamı ödenen avukatlık vekalet ücretinin ilk altı aylık kısmı için yılın ikinci yarısına ait olan memur aylık katsayısının uygulanması fiilen mümkün değildir. Dolayısıyla yılın ilk altı aylık kısmına denk gelen avukatlık vekalet ücreti için yılın ikinci yarısında memur aylık katsayısında meydana gelen artış gerekçe gösterilerek fark ödenemez. Öte yandan, yılın ikinci altı aylık bölümüne denk gelen kısım için, avukatlık vekalet ücretinin aylık bazda ödenmesi halinde bahse konu ödemelerin hesaplanmasında ikinci altı aya ait olan memur aylık katsayısı geçerli olacağından, bu kısma ilişkin olarak memur aylık katsayısındaki artışa istinaden fark ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Her ne kadar Temyiz Kurulunca 659 sayılı KHK’nın 14’üncü maddesinde yer alan, “memur aylıklarına uygulanan katsayı” ifadesi ile vekalet ücretinin alındığı zaman uygulanan katsayının kastedildiği, bu nedenle Ocak ayında yapılan toplu ödemede esas olan katsayıdan başka yıl içinde memur maaş katsayısında yapılan artış gerekçe gösterilerek Ocak ayında defaten ödenmiş olan 12 aylık tutara ilişkin fark ödemesinin yalnızca ilk altı aylık kısmı için değil, tamamı için kamu zararına hükmedilmesi gerektiği ifade edilmişse de,
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, vekalet ücreti yıllık üst limitinin hesaplanmasında yılın ilk altı ayı için söz konusu dönemde geçerli olan memur maaş katsayısı ile gösterge rakamının, yılın ikinci altı ayında ise, ikinci altı aylık kısım için uygulanan güncel maaş katsayısı ve gösterge rakamının dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, ödemenin aylık olarak yapılması halinde … yılının ilk altı ayı için ödenen vekalet ücretinin ilk altı aya ilişkin memur maaş katsayısına göre ödenmesi, ikinci altı aya ilişkin vekalet ücreti ödemelerinin ise ilgili döneme ait güncel memur maaş katsayısı esas alınarak ödenmesi gerekir.
Sorumlular 659 sayılı Kararname ve 2016-2017 dönemi toplu sözleşme hükümlerine uygun olarak, (15.000 x memur maaş katsayısı x 12) formülünün uygulandığını, vekalet ücretinin yıl başında değil de Temmuz ayında alınması halinde ödemenin yine artış oranının dikkate alınarak hesaplanacağını, dolayısıyla yıl başında yapılan ödemeye yılın ikinci yarısındaki katsayı artışı düzenlemesine uygun olarak vekalet ücretinin hesaplanmasının kamu zararına neden olmadığını, bu şekilde yapılan uygulamanın sadece … Belediyesi değil tüm kamu kurumlarında aynı şekilde devam ettiğini, yalnızca vekalet ücreti olarak değil kamu görevlileriyle ilgili tüm mali düzenlemeler ve maaş farklarının da aynı uygulama sonucu ortaya çıktığını, yılın ikinci altı ayı için bir artış öngörülmüş ise kamu görevlilerine bu artışa bağlı ödemelerin yapılması gerektiğini belirtmişlerse de;
Sorumluların iddiasının aksine memur maaş katsayısına bağlı hiçbir doğru hesaplanmış ödemede katsayı artışından kaynaklı fark ödenmemektedir. Örneğin kamu görevlilerine yapılan maaş ödemelerinde yılın ilk altı ayı boyunca toplu sözleşme hükümlerine bağlı olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen memur aylık katsayısı uygulanmak suretiyle ödenecek tutar hesaplanır. Yılın ikinci altı aylık döneminde ise yine Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından toplu sözleşmede belirlenen oran ve varsa enflasyondan doğan fark birlikte hesap edilerek yeni katsayı belirlenir ve bu yeni katsayı ikinci altı aylık dönemde ödenecek maaşlara uygulanır. Başka bir deyişle ikinci altı aylık memur maaş katsayısı geriye dönük olarak yılın ilk altı ayına ilişkin ödenmiş maaşlara uygulanmaz, herhangi bir fark ödenmez. Memurlar maaşlarını peşin yani çalışılacak dönemin başında aldıkları için Haziran ayının 15’inde (15 Haziran- 15 Temmuz dönemi maaşı) ödenen maaşa, ilk altı aylık enflasyonun memurlara toplu sözleşme ile verilen maaş zammının üzerinde olması halinde, 1 Temmuz – 15 Temmuz tarihleri arasındaki maaş ödemesinin ikinci altı aylık katsayıya tabi tutulması gerektiğinden aradaki katsayı farkı ödenmektedir. Ancak sorumlular tarafından bu istisnai ödeme ilk altı aya ilişkin fark olarak algılanarak hatalı değerlendirilmektedir.
Sorumlularca avukatlık vekalet ücretinin emanet hesaplarda yer alması nedeniyle bütçe gideri olmadığı ve bu nedenle kamu zararı olmayacağı iddia edilmişse de;
659 sayılı KHK’nın 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde, emanet hesabında tutulan tutarın üçüncü bütçe yılı sonunda idare bütçesine gelir kaydedileceği hüküm altına alındığından bahse konu avukatlık vekalet ücretinin emanet hesabında tutulması kamu zararı olma niteliğini ortadan kaldırmamaktadır.
Konunun sorumluluk yönünden değerlendirilmesine gelince;
Sorumlulardan, … (İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanı) savunmasında; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesini ve aynı Kanun’un “Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesini dayanak göstererek, avukatlık vekalet ücreti ödemesinin Hukuk Müşavirliğince Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığından talep edildiğini ve ödemenin yapılmasına ilişkin Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığına bir yazı ile gönderilerek ödenecek vekalet ücreti olarak tahsil edilen tutarın ve kişilere ödenecek avukatlık vekalet ücreti ödemelerinin vergilendirilerek net tutarlarının belirlenmesinin istenildiği, vergilendirme işleminin tarafınca yapıldığını ve ödeme emri üzerinde gerçekleştirme görevlisi ya da harcama yetkilisi olarak imzasının bulunmadığını ve bu nedenlerle sorumluluğunun olmadığını belirtmişse de;
Avukatlık vekalet ücretinin ödenmesine ilişkin muhasebe işlem fişinin eklerinin incelenmesi neticesinde, …’ın katsayı farkının ilgili personele ödenmesi gerektiği hususunu Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığına … tarihli ve … yazı ile bildirdiği görülmüştür.
Sorumluların sorumlu olmadıkları yönünde gerekçe gösterdikleri 5018 sayılı Kanun’un 33’üncü maddesinde “… Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler ...” hükmü yer almaktadır. Sorumlular ödeme için gerekli belgeleri düzenlemişler ve fiilen gerçekleştirme görevi yürütmüşlerdir.
Sayıştay Genel Kurulu’nun 14.6.2007 tarih ve 5189 sayılı kararının “Sorumlular” başlıklı III kısmının “4- Gerçekleştirme Görevlileri” bölümünün “b) Ödeme Emri Belgesine Eklenmesi Gereken Taahhüt ve Tahakkuk Belgelerine İlişkin Sorumluluk” bendinde de “5018 sayılı Kanunun 33’üncü maddesi uyarınca bütçeden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanmış ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekmektedir.
Öte yandan anılan maddede, bir mali işlemin gerçekleştirilmesinde görevli olanların sorumluluğunun belirlenmesinde, bu görevlilerin yetkili ve görevli olması ve yapılan giderin de bu görevlilerce düzenlenen belgeye dayanıyor olması hususlarına bakılması gerekmektedir. Yani mali işlemin gerçekleştirilmesinde, görevli olanların imzası olmadan ödeme belgesinin tamamlanmış sayılmaması gerekmektedir.
Bu nedenle, ödeme emri belgesine eklenmesi gereken taahhüt ve tahakkuk işlemlerine ilişkin fatura, beyanname, tutanak gibi gerçekleştirme belgelerini düzenleyen veya bu belgeleri kabul eden gerçekleştirme görevlilerinin, bu görevleriyle ilgili olarak yapmaları gereken iş ve işlemlerle sınırlı olarak harcama yetkilisiyle birlikte sorumlu tutulmaları gerektiğine” karar verilmiştir.
Kararda ödeme emri belgesi üzerinde gerçekleştirme görevlisi kısmında ismi yazan görevli dışında ödeme emri belgesine eklenen belgeleri düzenleyen ve bunları kabul edenlerin gerçekleştirme görevlisi olduğu ve sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir.
Sorumlulardan, … (Mali Hizmetler Daire Başkanı) savunmasında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesini, "Giderin gerçekleştirilmesi" başlıklı 33’üncü maddesini gerekçe göstererek sorumluluğunun olmadığını ve “Muhasebe hizmeti ve muhasebe yetkilisinin yetki ve sorumlulukları” başlıklı 61’inci maddesini dayanak göstererek ödeme emrinde yapılan kontrollerde herhangi bir eksikliğe rastlanmadığını bu nedenle sorumlu olmadığını belirtmiş ise de; …’nın söz konusu kamu zararından muhasebe yetkilisi olarak değil gerçekleştirme görevlisi olarak sorumlu tutulduğu görülmüştür. Avukatlık vekalet ücreti ödemesine ilişkin Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından “Vekalet Ücretinin Temmuz Ayı Katsayı Farkı” konulu … imzalı … tarihli ve … sayılı yazı ile İnsan Kaynakları Eğitim Dairesi Başkanlığından Vekalet ücretinin Temmuz ayı maaş katsayı farkının hesaplanmasının istendiği görülmüştür.
5018 sayılı Kanun’un 33’üncü maddesinde “… Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler ...” hükmü yer almaktadır. Mevzuat hükmüne göre kişi gerçekleştirme görevlisi olarak ortaya çıkan bu kamu zararından sorumludur.
Açıklanan gerekçelerle, Dairemizce verilen ilk kararda ısrar edilmesi gerektiği sonucuna varılarak, sorgu konusu edilen …-TL’nin;
… tarihinde geçerli olan memur aylık katsayısı ile hesaplanarak ilgililerine ödenen avukatlık vekalet ücreti için … tarihinde …yılına ikinci altı aylık memur aylık katsayısında gerçekleşen artış gerekçe gösterilerek katsayı farkı ödenmesi neticesinde ortaya çıkan kamu zararı tutarı olan …-TL’sinin Harcama Yetkilisi (1. Hukuk Müşaviri V.) …, Gerçekleştirme Görevlisi (Avukat) …, Diğer Sorumlular (1. Hukuk Müşaviri) …, (İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanı) … ve (Mali Hizmetler Daire Başkanı) …’ya müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi gereğince hüküm tarihinden itibaren işleyecek faizleriyle ödettirilmesine,
Kalan tutar olan …-TL’nin ise, vekalet ücretlerinin aylık ödenmesi halinde söz konusu tutar … yılının ikinci altı aylık bölümüne denk geldiğinden ikinci altı ay için geçerli olan katsayı dikkate alınarak hesaplanan fark ödemesi mevzuata uygun bulunduğundan ilişilecek husus bulunmadığına,
6085 sayılı Kanun’un 55’inci maddesi uyarınca İşbu Ek İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.