,
#Sözleşmeli personel

PTT Sözleşmeli Personelinin disiplin cezalarına ilişkin emsal karar

Danıştay 12. Dairesi, Salihli PTT Müdürlüğünde sözleşmeli dağıtıcı olarak görev yapan davacının, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdarî Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 1/30 oranında ücret kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03/04/2020 tarih ve 5 sayılı işlem ile bu cezaya karşı yaptığı itirazın reddine dair Merkez Disiplin Kurulunun 16/06/2020 tarih ve 31 sayılı kararının iptali istemine ilişkin davada verilen kararı kanun yararına bozdu. Karar Resmi Gazetede yayımlandı

PTT Sözleşmeli Personelinin disiplin cezalarına ilişkin emsal karar

Disiplin cezalan, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş, yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan, yasal olarak düzenlenmiş idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezalan ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür.

Bu duruma göre, disipline ait yaptırımların sadece kanunla düzenleneceği, kanun dışında yönetmelik ve diğer alt düzenleyici işlemlerle disiplin cezasını gerektiren fiil ve hareketlerin ve bunlara uygulanacak cezaların belirlenmesinin ve buna göre disiplin cezası verilmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmış olup, 19/11/2019 tarih ve 30953 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin "Ücret kesimi" başlıklı 81. maddesinin ücret kesimi cezasının verilmesini gerektiren fiil ve hallerden "Hizmet içinde PTT personelinin itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" düzenlemesini İçeren birinci fıkrasının (e)bendinin, Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik" ilkesine ve Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan "kanunî düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturduğu, bu madde düzenlemesi uyarınca verilen disiplin cezasının da hukuka aykırı olduğu açıktır.

Bu durumda, Manisa 2. İdare Mahkemesince verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığından kanun yararına bozulması gerekmektedir.

DANIŞTAY KARARI
Danıştay Onikinci Daire Başkanlığından:

Esas No : 2022/3322
Karar No: 2022/4601

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Danıştay Başsavcılığı / ANKARA

DAVALI    : Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü

İSTEMİN KONUSU              : Manisa 2. İdare Mahkemesinin 14/04/2021 tarih ve E:2020/647, K:2021/387 sayılı kararının kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ: 
Dava konusu istem: Salihli PTT Müdürlüğünde sözleşmeli dağıtıcı olarak görev yapan davacının, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdarî Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 1/30 oranında ücret kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03/04/2020 tarih ve 5 sayılı işlem ile bu cezaya karşı yaptığı itirazın reddine dair Merkez Disiplin Kurulunun 16/06/2020 tarih ve 31 sayılı kararının iptali istenilmektedir,

Derece Mahkemesi kararttım özeti: Manisa 2, İdare Mahkemesinin 14/04/2021 tarih ve E:2020/647, K:2021/387 sayılı kararıyla; dosyada yer alan bilgi ve belgelerin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nu ve cezanın verildiği tarihte yürüdükte olan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmen Personel Hakkında Yönetmeliğin incelenmesinden, davacının üzerine atılı fiilinin sübuta erdiği anlaşıldığından, 1/30 oranında ücret kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03/04/2020 tarih ve 5 sayılı İşlem ile bu cezaya karşı yapılan itirazın reddine dair Merkez Disiplin Kurulunun 16/06/2020 tarih ve 31 sayılı kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ :
Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabul edilerek, İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun’nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir. 

DANIŞTAY BAŞSAVCISI DÜŞÜNCESİ ;
Salihli PTT Müdürlüğünde idari hizmet sözleşmeli personel olarak görev yapan davacının, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin 81/e maddesi uyarınca 1/30 oranında ücret kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03/04/2020 tarih ve 5 sayılı işlem ile söz konusu cezaya yaptığı itirazın reddine dair 16/06/2020 tarih ve 31 sayılı Merkez Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açtığı davanın reddi yolunda Manisa 2. İdare Mahkemesince verilen 14/04/2021 tarih ve E2020/647, K:2021/387 sayılı kararın kanun yararına temyiz edilmesine ilişkin verilen dilekçe üzerine konu incelendi:

2577 saydı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına temyiz” başlıklı 51'inci maddesinde; İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu İfade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yaranna temyiz olunabileceği; temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yaranna bozulacağı; bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.

Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce Genel Müdürlük statüsünde kamu hizmeti yürütmüş. 233 sayıh Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli listenin “B - Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer almış, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi anonim şirket olarak yeniden yapılandırılmıştır.
Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde görev yapan idari hizmet sözleşmeli personelin hak, yükümlülük ve sorumlulukları ile işe alma, atama, görevlendirilmesi, eğitim, terfi, görevde yükselme, pozisyon değişikliği, disiplin, İzin, görevden alma, sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi, sona erdirilmesine ilişkin hususlar ve diğer özlük haklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan ve dava konusu işlemlere dayanak oluşturan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu, 375 sayılı Kanun Hükmünde Karamame'nin Ek 27. maddesi ile 4 sayılı, Bakanlıklara Bağh, İlgili, ilişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 391. maddesine dayanılarak yürürlüğe konulmuştur.

16/07/2018 günlü, 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin düzenlendiği Yiımlsekizinci Bölümünün "Kuruluş" başlıklı 385. maddesinde, anılan Şirketin Türk Ticaret Kanunu'na ve özel hukuk hükümlerine tabî olarak kurulduğu ve sermayesinin tamamının Hazîneye ait olduğu belirtildikten sonra "Sözleşmeli Personel" başlıklı 391. maddesinde PTT personelinin, 27/6/1989 günlü, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyim Ek 26 ve 27. maddelerine göre istihdam edileceği hükme bağlanmış, 389. maddesinin (h) bendinde ise: faaliyetlerin etkin bir şekilde yürütütebilmesi için gerekli organizasyonu ve çalışma usullerini tespit etmek ve Genel Müdürlükçe hazırlanan Yönetmelik ve yönergeleri onaylamak, Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

375 sayıh Kanun Hükmünde Kararnamemin ‘'Sözleşmeli Personel İstihdamı1' başlıklı Ek 27. maddesinin 1. fıkrasında; "14/7/1965 tarihlî ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi kapsamında personel istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarından teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülenlere ait hizmetler 657 sayıh Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlere bağlı olmaksızın idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilen personel eliyle yürütülür?' hükmü; 4, fıkrasında ise, "Su kapsamda istihdam edilecek personelde kurumsal hizmetlerin gerektirmesi halinde aranacak öğrenim ve yabancı dil şartı ile diğer şartlar, bunların işe alınmaları, sınav ve istisnaları, sözleşme süre, usul ve esasları, görev, yetki ve yükümlülükleri, sözleşmelerinin feshi He istihdamlarına dair diğer hususlar Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınarak kurumlarca çıkarılacak Yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almıştır.

Her ne kadar Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyet göstermekte ise de; yukarıda da belirtildiği üzere, gerek sermayesinin tamamının hazîneye ait olması ve teşkilat yapısının özelliği, gerek bünyesinde halen (anonim şirket olmadan önce istihdam etmeye başladığı) 399 sayıh KHK'ye tabi sözleşmeli personel çalıştırmaya devam etmesi, gerekse personel rejimi ite İlgili konularda 375 sayıh KHK’nin kamu kurum ve kuruluşlarının idari hizmet sözleşmeli personel çalıştırması ite ilgili bölümlerine atıf yapılmış olması hususları göz Önüne alındığında; Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin halen kamu tüzelkişiliği sıfatım koruduğu, Kurum bünyesinde çalışan personelin ise geniş anlamda kamu görevlisi olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.
Nitekim Anayasa Mahkemesi de, 04/12/2014 günlü, 2:2013/84, K:2014/183 sayıh kararında, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin, kamu kurumu niteliği ağır basan bir anonim şirket olduğunu ifade etmiştir,

Anayasa’nm 128, maddesinin ikinci fıkrasında, "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükten, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işten kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır." denilmek suretiyle memurlar ve diğer kamu görevlileri, özlük haklan bakımından yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin statü haklarını doğrudan etkileyen disiplin İşlemlerinin “diğer özlük işleri8 kavramı kapsamına girdiğine kuşku bulunmamaktadır,

Anayasalın 38. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Kimse, İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandınlamaz." hükmü ite “suçun kanunffiğ!" ilkesi; üçüncü fıkrasında da "Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.’’ hükmü ile “cezanın kanuniliğr ilkesi getirilmiştir. Anayasa'nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik" ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri Önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.

"Suçta ve cezada kanunilik" ilkesi uyarınca suç ve cezalara ilişkin düzenlemelerin yalnızca kanun metninde yer alması yeterli değildir. Anayasa Mahkemesinin 14/01/2015 tarihli ve E:2014/100, K:2015/6 saydı karsımda da vurgulandığı üzere, söz konusu düzenlemelerin içerik bakımından da belirli amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gerekir. Bu açıdan kanun metninin, bireylerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bîr açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek düzeyde belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, belirli bir kesinlik içinde kanunda hangi fiile hangi hukuksal yaptırımın bağlandığının bireyler tarafindan bilinmesi ve eylemlerin sonuçlarının öngörüiebîlmesi gerekir.

Disipline ait yaptırımların sadece kanunla düzenleneceği, anılan kanuni düzenlemenin de, disipline ait yaptırım türlerinin ve yaptırım konusu eylemlerin açıkça belirlemesi, ilgililerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun uygulanacağını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkân tanıması gerektiği hususları, Anayasa Mahkemesinin istikrar kazanmış yerleşik kararlarında açıkça vurgulanmıştır. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 12/02/2019 tarih ve 30684 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 20/12/2018 tarih ve£:2018/107, K:2018/114 sayılı karan da bu yöndedir.

Bu durumda, Kanun dışında yönetmelik, yönerge ve diğer alt düzenleyici işlemlerle disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller ile bunlara uygulanacak cezaların belirlenmesinin ve buna göre disiplin cezası verilmesinin Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen "suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme" ilkesine aykırılık oluşturduğu açık olduğundan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Belirtilen nedenlerle, Manisa 2. idare Mahkemesince verilen 14/04/2021 tarih ve £.2020/647, K:2021/387 sayılı karar, 2577 sayılı Yasanın 51. maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu İfade ettiğinden kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikînci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Salihli PTT Müdürlüğünde sözleşmeli dağıtıcı olarak görev yapan davacının, uhdesinde olan 50 gönderiyi çöpe attığı iddiasıyla hakkında başlatılan soruşturma sonucunda Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 1/30 oranında ücret kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03/04/2020 tarih ve 5 sayılı işlem ile bu cezaya karşı yaptığı itirazın reddine dair Merkez Disiplin Kurulunun 16/06/2020 tarih ve 31 sayılı kararının iptali İstemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayıh idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesinde; idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar İle istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir. Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma karan daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarım kaldırmaz. Bozma kararının bir Örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete'de yayımlanır." hükmüne yer verilmiştir.

Anayasa'nm "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde; "Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykın olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler/1 düzenlemesi yer almaktadır.

Davalı Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce Genel Müdürlük statüsünde kamu hizmeti yürütmüş olup, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Karamame'ye ekil listenin !’B - Kamu iktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer almış, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi anonim şirket (Mülga 21. madde, 1. fıkra) olarak yeniden yapılandırılmıştır.

Dava konusu Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdarî Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik, 6475 sayıh Posta Hizmetleri Kanunu, 375 sayılı Kanun Hükmünde Karamame’nin Ek 27. maddesi ile 4 sayılı, Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Karamamesi’nin 391. maddesine dayanılarak hazırlanmış olup, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde görev yapan idari hizmet sözleşmeli personelin hak, yükümlülük ve sorumlulukları ile işe alma, atama, terfi, görevde yükselme, pozisyon değişikliği, disiplin, izin, görevden alma, sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi, sona erdirilmesine ilişkin hususlar ve diğer özlük haklarına İlişkin usul ve esasları kapsamaktadır.

15/07/2018 tarih ve 30478 sayıh Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin düzenlendiği Yirmisekizînci Bölümünün "Kuruluş" başlıklı 385. maddesinde, anılan Şirketin Türk Ticaret Kanunu'na ve Özel hukuk hükümlerine tabi olarak kurulduğu ve sermayesinin tamamının Hazîneye ait oiduğu belirtildikten sonra "Sözleşmeli personel* başlıklı 391. maddesinde PTT personelinin, 27/6/1989 günlü, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 26 ve 27. maddelerine göre istihdam edileceği hükme bağlanmış, 389. maddesinin (h) bendinde ise; faaliyetlerin etkin bir şekilde yürütülebilmesi İçin gerekli organizasyonu ve çalışma usullerini tespit etmek ve Genel Müdürlükçe hazırlanan Yönetmelik ve yönergeleri onaylamak, Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Sözleşmeli personel İstihdamı" başlıklı Ek 27. maddesinin 1. fıkrasında; "14/7/1965 tarihlî ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi kapsamında personel istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarından teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülenlere ait hizmetler 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlere bağlı olmaksızın idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilen personel eliyle yürütülür." hükmü; 4, fıkrasında ise, “Bu kapsamda istihdam edilecek personelde kurumsal hizmetlerin gerektirmesi halinde aranacak öğrenim ve yabancı dil şartı ile diğer şartlan bunların işe alınmaları, sınav ve istisnaları, sözleşme süre, usul ve esasları, görev, yetki ve yükümlülükleri, sözleşmelerinin feshi ile istihdamlarına dair diğer hususlar Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınarak kurumlarca çıkarılacak Yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.

Anılan madde uyarınca dava konusu Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çatıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik hazırlanmış, 19/11/2019 tarih ve 30953 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürüdüğe girmiştir.

Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi her ne kadar Türk Ticaret Kanunu ve özei hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyet göstermekte ise de; yukarıda da belirtildiği üzere, gerek sermayesinin tamamının hazîneye ait olması ve teşkilat yapısının Özelliği gerek bünyesinde halen (anonim şirket olmadan önce istihdam etmeye başladığı) 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli personel çalıştırmaya devam etmesi gerekse personel rejimi ile ilgili konularda 375 sayılı KHK'nîn kamu kurum ve kuruluşlarının idari hizmet sözleşmeli personel çalıştırması ile ilgili bölümlerine atıf yapılmış olması hususları göz önüne alındığında; davalı Kurumun halen kamu tüzelkişiliği sıfatını koruduğu, Kurum bünyesinde çalışan personelin ise geniş anlamda kamu görevlisi olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.

Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 04/12/2014 tarihli ve E:2013/84, K;2O14/183 sayılı kararında, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin, kamu kurumu niteliği ağır basan bir anonim şirket olduğu sonucuna varmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 128, maddesinin ikinci fıkrasında, "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, haklan ve yükümlülükleri, ayhk ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır." düzenlemesine yer verilmek suretiyle memurlar ve diğer kamu görevlileri, Özlük haklan bakımından yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin statü haklarını doğrudan etkileyen disiplin işlemlerinin “diğer özlük işleri" kavramı kapsamına girdiğine kuşku bulunmamaktadır.

Kanuni düzenleme İlkesi, düzenlenen alanda temel ilkelerin kanunla konulmasını ve çerçevenin kanunla çizilmesini ifade etmektedir. Bu niteliği taşıyan bir yasal düzenleme İle uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların belirlenmesi konusunda yürütme organına yetki verilmesi, kanuni düzenleme ilkesine aykırılık oluşturmaz.

Anayasanın 38. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandınîamaz." hükmü ile “suçun kanuniliği” ilkesi; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” hükmü ile “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik" ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.

“Suçta ve cezada kanunilik8 İlkesi uyarınca suç ve cezalara ilişkin düzenlemelerin yalnızca kanun metninde yer alması yeterli değildir. Anayasa Mahkemesinin 14/01/2015 tarih ve £2014/100, K:20l5/6 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, söz konusu düzenlemelerin içerik bakımından da belirti amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gerekir. Bu açıdan kanunun metni, bireylerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belidi bir açıklık, ve kesinlikte ^görebilmelerine İmkân verecek düzeyde kaleme alınmış olmalıdır. Bu nedenle, belirli bir kesinlik içinde kanunda hangi fiile hangi hukuksal yaptırımın bağlandığının bireyler tarafından bilinmesi ve eylemlerin sonuçlarının öngörûlebilmesi gerekir.

Disiplin cezalan, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş, yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan, yasal olarak düzenlenmiş idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezalan ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür.

Bu duruma göre, disipline ait yaptırımların sadece kanunla düzenleneceği, kanun dışında yönetmelik ve diğer alt düzenleyici işlemlerle disiplin cezasını gerektiren fiil ve hareketlerin ve bunlara uygulanacak cezaların belirlenmesinin ve buna göre disiplin cezası verilmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmış olup, 19/11/2019 tarih ve 30953 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin "Ücret kesimi" başlıklı 81. maddesinin ücret kesimi cezasının verilmesini gerektiren fiil ve hallerden "Hizmet içinde PTT personelinin itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" düzenlemesini İçeren birinci fıkrasının (e)bendinin, Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik" ilkesine ve Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan "kanunî düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturduğu, bu madde düzenlemesi uyarınca verilen disiplin cezasının da hukuka aykırı olduğu açıktır.

Bu durumda, Manisa 2. İdare Mahkemesince verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığından kanun yararına bozulması gerekmektedir.

KARÂR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
t 2577 saydı Kanun’un 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz İsteminin kabulüne,
2. Yukarıda Özetlenen gerekçeyle davanın reddine ilişkin temyize konu Manisa 2. İdare Mahkemesinin 14/04/2021 tarih ve E:2020/647, K:2021/387 sayıh kararının, 2577 sayıh İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkîlî olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. Kararın birer örneğinin ilgili Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü ite Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi,

Kaynak : Gazete Memur

İlişkili Haberler

Manşetler